CHP Ankara İl Kongresi bugün yapılıyor. Kongrede CHP PM Üyesi Turan Aydoğan söz aldı. Aydoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 

"Ben öyle çıtayı yükseğe koyarak konuşmayacağım. Size gaz falan de vermeyeceğim, havaya da sokmayacağım. CHP’lilerin nasıl olması gerektiğini sayın Genel Başkanım birçok konuşmasında dile getirdi. CHP’liler bilgili olur dedi Genel Başkanımız, akılla davranır, rasyonel olurlar, sorunları doğru tespit ederler, sorunların çözümleriyle ilgili emek harcarlar, ombudsmanlık görevini yaparlar, bulundukları sokak dahil olmak üzere her yerde güvenilir olurlar, vesaire benzeri özellikler saydı. 

"DEVLETİN HELALLEŞECEĞİ 30 YIL YARGILANMIŞ DEVRİMCİLER DE VAR İÇİNİZDE"

Faşizan, seçimli despotik, otoriter bir düzenin olduğu bir yerde, ‘faşizme karşı omuz omuza’ diyen bir yaş ortalamasının olduğu yerde her şeyi biz biliriz, ne işimiz var falancayla, sağımızı da solumuzu da unutalım, sadece bulunduğumuz yerde cürmümüz kadar ateş yakalım, sonra da bu ülkenin sorunlarını biz çözeriz demek sizce rasyonel mi, akılcı mı, sorunları çözebilmek için yeterli mi? Siyaset, rasyonel bir iştir. Taraf olmayı gerektirir. 

Bu ucube 50 artı 1 sistemini aşabilmek için sizin gibi ötekileştirilen, sizin gibi adaletsizlikten mağdur edilen, sizin gibi çözümsüzlüğe itilen, sizin gibi aç, yoksul, işsiz bırakılan, çocukları okulda açlıktan bayılan insanlarla el ele vermeyecek misiniz? ‘Faşizme karşı omuz omuza’ fantezi olarak mı kalacak? Birliktelik tariflerimiz siyasal eleştiri malzemesi olarak mı kalacak? Helalleşmeden yana ben tarafım. Helalleşmeyi bizim partili arkadaşlarımız da anlamamışlar. Helalleşme, bir devlet adamı yol yürümesidir. CHP’ye özgü bir şey değildir. Devletin helalleşmesidir. Devletin helalleşeceği 30 yıl yargılanmış devrimciler de var içinizde. Henüz helalleşmedi. 

"Sermayenin temiz olmadığı yerde bileceğiz ki demokrasi olmaz"

Biz devleti yönetirken helalleşeceğimizi söyledik. Helalleşme bir modeldir, yüzleşmedir aslı. Batıda kullanılmış bir modeldir. Bir insan hakları savunucusu olarak bu partinin milletvekili olarak çeşitli illerde anlattığımız bir şeydir. Zulmedilmiş, işkence görmüş, hakkını arayamamış, mağdur edilmiş kitleler var. O kitleler, bu saatten sonra siz onlara yeniden yargılama hakkını verseniz bile oldukları yerde olamazlar. Onlardan devlet özür dilemeli, helalleşmeli, gerekirse tazminat ödemeli, gerekirse onlarla alakalı yeni bir sosyolojik cephe oluşturmalı. Bunlar bilimsel şeylerdir. CHP, bilime dayalı siyaset yapan bir partidir. O yüzden her kavrama saldırmak yerine bir yiğit genel başkanın 10 yıl boyunca yürüdüğü helalleşmeden Emine Şenyaşar’a kadar Roboski’den her türlü mağduriyete, adaletsizliğe uğramış insanların yanında olmaya kadar bir yolu sahiplenmek gerekmiyor mu? Bu bizim mirasımız demek gerekiyor mu? Bunun arkasında durmak gerekmiyor mu? Ucuz ve lümpen tariflerle saldırmak yerine bu yolu geliştirmek, genişletmek, yeni yeni alanlar açmak gerekmiyor mu? O yüzden ben tarafım. ‘Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur’ der Cemil Meriç. Zulmün göbeğinde bir ülkede yaşıyoruz. Taraf olacağız. Bay Kemal ile beraber taraf olacağız. Çetelere karşı taraf olacağız. Her türlü saldırıya karşı gövdemizi koyacağız. Bu ülkeyi temiz sermayeye kavuşturacağız. Çetelerden kurtaracağız. Sermayenin temiz olmadığı yerde bileceğiz ki demokrasi olmaz. Demokrasi savaşçıları olacağız.”