Buca Kırıklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde 100 gündür tutuklu bulunan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, gazetecilere mektup göndererek 17 Ekim'de görülecek duruşmasına davette bulundu. Mektubunda tutukluluk sürecindeki hukuksuzluk iddialarını ele alan Aslanoğlu, Türkiye'deki ekonomik ve sosyal sorunlara değinerek gazetecilere "adaleti haykırma" çağrısı yaptı.
Şenol Aslanoğlu'ndan cezaevinden mektup: "Adalet ölürse devlet ölür"
Mektubunun başında 100 gündür tutuklu bulunmasına isyan eden Aslanoğlu, yargılamaya değil, tutuklu yargılanmasına tepki gösterdi. Kaçma şüphesi iddiasının İzmir'de kimseyi inandıramayacağını savundu.
"Benim isyanım, neden tutuklu yargılanıyorum? Suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur ve tüm dünyada yargılama tutuksuz yapılır. Kaldı ki... İl kongresine 5 gün kala mevcut İzmir CHP İl Başkanı’nın yurtdışına kaçması Türkiye’nin en rezil olayı olmaz mı?"
Delillerin karartılması iddiasını da "komedi" olarak nitelendiren Aslanoğlu, kendisi ve Tunç Soyer dışında neredeyse herkesin tutuksuz yargılandığı davada, tutuklu yargılanmasının vatandaşın adalete olan inancını sarstığını belirtti.
"Bütün bu operasyonların hukuki değil siyasi olduğunu haykırıyoruz"
Aslanoğlu, mektubunda CHP içindeki kongre sürecine de değindi ve partisinin büyük bir saldırı altında olduğunu öne sürdü. İl başkanlığına devam etme iradesinin kendisine ait olmadığını, genel başkan Özgür Özel tarafından kendisine görev verildiğini açıkladı.
"Bütün bu operasyonların hukuki değil siyasi olduğunu haykırıyoruz. Siyasi diyorsak, siyasi bir cevap vermeliyiz. Vefanın bir semt adı olmadığını dosta düşmana bir kez daha gösteren Özgür Özel var."
Aslanoğlu, siyasi görev iradesinin Genel Başkan Özgür Özel'e ait olduğunu ve bu saldırılar karşısında partinin tek vücut hareket edeceğini vurguladı.
"Açlık sınırının altında geliriyle yaşamını sürdürmeye çalışıyorlar"
Türkiye'nin ekonomik durumuna sert eleştiriler getiren Aslanoğlu, ülkenin "kapkaranlık" bir döneme girdiğini söyledi.
"Bugün 18-20 bin civarı maaş alan emekli kirasını bile ödeyemez hale geldi. Gıdaya ulaşamıyor. Açlık sınırının altında geliriyle çok zor koşullarla yaşamını sürdürmeye çalışıyor."
Yönetilemeyen bir Türkiye olduğunu savunan Aslanoğlu, üreticisinden beyaz yakalısına kadar toplumun geniş kesimlerinin yoksulluk batağında olduğunu söyledi. "Meyve alacak parası olmayan milyonlarca vatan evladını görmüyor muyuz?" diye soran Aslanoğlu, yoksulluktan dolayı psikolojisi bozulan gençlere ve artan suç oranlarına dikkat çekti.
Gazetecilere çağrı: "Siz olmadan başaramayız"
Aslanoğlu, ülkedeki adaletsizlik ve ekonomik felakete karşı mücadele etmenin tek yolunun gerçekleri ortaya koymaktan geçtiğini belirterek gazetecilere seslendi.
"Ülkedeki adaletsizlikleri, yargıya güvenin kalmadığını, adalet ölürse devletin öleceğini dosta-düşmana haykıracak gazetecilere ihtiyacımız var. Siz olmadan başaramayız. Siz olmadan bu ülkeye ne adaleti ne refahı getirebiliriz."
Aslanoğlu, gazetecilere cesaretle gerçekleri yazma çağrısı yaparak, "Bu ülkeye adaleti de, özgürlüğü de birlikte getireceğiz" dedi. Son olarak, 17 Ekim'de görülecek duruşmasına tüm gazetecileri davet etti.
"Hadi gelin, 17'sinde bizi yalnız bırakmayın. İzmirli duruşunu tüm ülkeye gösterelim. Siyasetin kötülük yapmak olmadığını, hizmette yarış olduğunu herkese hatırlatalım."





