Siyaset Bilimci Doç. Dr. Derya Kömürcü, Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından 3-7 Ocak tarihleri arasında yapılan araştırmanın sonuçlarına dair değerlendirmelerde bulundu.

Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden değerlendirmelerini paylaşan Doç. Dr. Kömürcü, "Bu tablo muhalefet açısından rehavete kapılmanın hayati bir hata olacağına işaret ediyor. 'Yönetemiyorlar, nasıl olsa biz kazanırız' düşüncesinin çok tehlikeli bir bakış açısı olduğu görülüyor. Bununla birlikte 20 Aralık’taki hamle sonrasında muhalif seçmenlerde gözlemlediğimiz panik havasının da muhalefet cephesinde bir özgüven eksikliğine işaret ettiği söylenebilir" ifadelerine yer verdi.

"GEÇEN AY KAYBETTİĞİ OYLARI GERİ KAZANMIŞ GÖRÜNÜYOR"

1) AKP Kasım ayında ekonomik gelişmelere tepki olarak 2,4 puan kaybetmiş ve ilk kez birinci parti konumunu yitirmişti.  20 Aralık’ta alınan kararlar ve asgari ücrete yapılan zammın ardından geçen ay kaybettiği oyları geri kazanmış görünüyor. 2,6 puanlık artışın muhalefet seçmeninden değil kararsızlar ve oy kullanmayacaklar arasından olduğunu söylemek daha doğru olacaktır.  Oy kullanmayacakların oranındaki 2,6 puanlık gerileme bu anlamda dikkat çekici.

1-7

"ARTIŞ SEÇİM KAZANDIRMANIN ÇOK UZAĞINDA"

2) Kamuoyunda en çok merak edilen konulardan biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim ekonomisini devreye sokması ve topluma bir tür zafer havasının pompalanması durumunda oy oranında seçimi kazandıracak bir yükseliş olup olmayacağı. Bulgular o yönde bir gelişmeye işaret etmiyor. Oy oranındaki artışı söz konusu hamleler bağlayacak olsak bile artışın seçim kazandırmanın çok uzağında kaldığı çok açık.

"YENİ EKONOMİK MODEL ÇÖZÜM OLMAYACAK"

3) Dahası bu hamlelerle psikolojik üstünlüğün iktidara geçtiğini söylemek de mümkün değil. Seçmenlerin yüzde 73’ü “yeni ekonomik model”in ekonomideki sorunlara çözüm olacağına inanmıyor.

2-3

Asgari ücrete yapılan zamdan sonra, 4253 liranın yeterli olup olmayacağı sorulduğunda da yüzde 82’lik bir kesim “yeterli olmaz” diyor.

3-3

"SEÇİMİ BİZ KAZANIRIZ ALGISI" KRİTİK

4) Psikolojik üstünlük açısından en kritik noktalardan biri seçmende yaratılan “seçimi biz kazanırız” algısı. Seçmenlere Erdoğan’ın Aralık ayı içindeki hamleleri iktidara oy kazandırır mı diye sorulduğunda seçmenlerin yüzde 68’i “hayır oylarının artacağını düşünmüyorum” diyor.

4-2

5) Nitekim seçmenlere sizin oy tercihinizden bağımsız olarak Meclis çoğunluğunu iktidar mı muhalefet mi kazanır diye sorulduğunda da seçmenlerin yüzde 57’si TBMM’de çoğunluğu muhalefet elde eder diyor.

5-2

6) Aynı durum cumhurbaşkanlığı seçimi için de geçerli. Seçmenlere oy tercihinizden bağımsız olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan mı muhalefet adayı mı kazanır diye sorulduğunda yüzde 62’lik bir kesim muhalefet kazanır diyor.

6-3

"GENÇ SEÇMENLER İÇİNDE AÇIK ARA BİRİNCİ"

Bu yüzde 62 içinde 25 puanlık bir seçmen kümesi doğru bir aday gösterilmesi koşuluyla muhalefetin kazanacağını düşünüyor.

7) Psikolojik üstünlük ve iktidarın oylarındaki yavaş ama istikrarlı bir seyir izleyen düşüş muhalefetin oylarında artışa yol açıyor mu? Evet ama iktidarın kaybı kadar güçlü bir artış değil. Muhalefetin oylarındaki artışı görmek için 24 Haziran oy oranlarıyla kıyaslamak gerekir.

8) CHP, ilk kez oy kullanacak yeni genç seçmenler içinde açık ara birinci parti olma özelliğini sürdürüyor. Bu seçmen kümesinin toplam seçmen kümesi içindeki oranını araştırma örneklemine yansıtabildiğinizde CHP oylarına etkisini gözlemleyebiliyorsunuz.

8-1

9) Vatandaşların hala büyük kısmı ülkenin kötü yönetildiğini düşünüyor ve parlamenter sisteme geri dönülmesi gerektiğini düşünüyor. Buna karşın erken seçim isteyenlerin beklenen orana ulaşmadığı ve iktidar üzerinde bir erken seçim baskısının oluşmadığı da görülüyor.

9-1

10) Ülkenin kötü yönetildiği düşüncesi hala öncelikli olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve başkanlık sistemiyle ilişkilendiriliyor. Seçmenlerin yüzde 56’sı “Erdoğan’a asla oy vermem” diyor.

10-1

"MUHALEFET CEPHESİNDE ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ"

Bununla birlikte “asla oy vermem” dese de azımsanmayacak oranda seçmenin geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığından şikayet ettiği, bu sorunların çözülmesi durumunda Erdoğan’a ve AKP’ye yönelebilecek bir seçmen kitlesi de olduğu görülüyor.

11) Bu tablo muhalefet açısından rehavete kapılmanın hayati bir hata olacağına işaret ediyor. “Yönetemiyorlar, nasıl olsa biz kazanırız” düşüncesinin çok tehlikeli bir bakış açısı olduğu görülüyor. Bununla birlikte 20 Aralık’taki hamle sonrasında muhalif seçmenlerde gözlemlediğimiz panik havasının da muhalefet cephesinde bir özgüven eksikliğine işaret ettiği söylenebilir.