GÜNDEM

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Erdoğan'ın başını çektiği bu cunta üç savcı, üç hakim, üç gizli tanıktan ibarettir

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenler mitinginde konuşma yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: Erdoğan'ın başını çektiği bu cunta üç savcı, üç hakim, üç gizli tanıktan ibarettir
Abone Ol

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenler mitinginde yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlara tepki göstererek, "Erdoğan, dünün mağdurudur ama, bugünün zalimidir. Dünün mağduru, bugünün zalimiyse, bugünün mağduru Esenler'e emanettir. Erdoğan, neden Ekrem İmamoğlu'nu hapse koydu, cevabı basit. Çünkü Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile yarışmaktan korktu. Erdoğan, İmamoğlu'nu yenemeyeceğini gördü, onu hapse atarak kurtulmaya çalıştı" ifadesini kullandı. Özel’in tutuklanan İBB Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu'nun çocuğunun doğum gününü kutlamasının ardından meydan “İyi ki doğdun Çınar” sesiyle inledi. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" başlığıyla sürdürdüğü mitingler kapsamında İstanbul'daki 7'nci gece mitingini Esenler Cumhuriyet Meydanı'nda düzenledi. Özel, "Esenler bitişik nizam betona sıkışmış umutların ilçesidir. Asgari ücretle kurulan mütevazı yuvaların, geçim mücadelesiyle geçen ömürlerin ilçesidir. Burada kiralar yüksek, maaşlar düşüktür. Esenler halkı memleketinden getirdiği erzak olmasa sofrayı kuramayan anaların, çorbayı zor kaynatan babaların ilçesidir. Dar sokaklarda top koşturan evlatlar burada. Anadolu'nun dört bir yanından gelip, el ele omuz omuza hayata tutunmaya çalışan komşular burada" dedi. Önümüzdeki hafta Sancaktepe'de miting yapacaklarını açıklayan Özel, şunları kaydetti:

"Bana, 'Esenler'de o meydanı dolduramazsın, Esenler AK Parti'nin kalesidir' dediler. Ancak Esenler'e geldik gördük ki Esenler ne AK Parti'nin kalesidir ne bir başkasının. Esenler artık milletin kalesidir. Bugün yaşadığımız adaletsizliklerden Esenler'in vicdanına sığınmaya geldik. Elbette hesap sorulacak. İktidara geldiğimizde bağımsız yargı, hırsızlardan ve darbecilerden hesap soracak. Ancak Esenler'in AK Partilisiyle, Gençlik Kolları'ndaki AK Partiliyle, AK Partili esnafla, işçiyle CHP'nin ilişkisi şu olacak: 'Evet AK Partiliydim, oraya oy verdim ama CHP geldi, Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı oldu yüzümüzü güldürdü, Allah razı olsun' diyecekler. 

"Erdoğan'ın başını çektiği bu cunta üç savcı, üç hakim, üç gizli tanıktan ibarettir"

Erdoğan, neden Ekrem İmamoğlu'nu hapse koydu, cevabı basit. Çünkü Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile yarışmaktan korktu. Erdoğan, İmamoğlu'nu yenemeyeceğini gördü, onu hapse atarak kurtulmaya çalıştı. Bilin ki bu darbeciler devleti de milleti de temsil etmiyor. Milleti temsil ediyor olsaydı zaten darbeye kalkışmazdı. Sayın Erdoğan'ın başını çektiği bu cunta, üç savcı, üç hakim, üç gizli tanıktan ibarettir. AK Parti içindeki vicdanlı insanlar dahi bu darbeye rıza göstermemekte, isyan etmektedir. Devletin içine çöreklenmiş bir avuç insan, kendi menfaatleri için bu güzel ülkenin geleceğine ihanet etmektedirler. 19 Mart'tan bugüne 70 gün geçti. Hala daha tek bir iddia kanıtlanamadı. O kadar yalan atıldı, bir kuruşluk rüşvet, bir kuruşluk haksız kazanç belgelenemedi. Gizli tanıkların iftiraları hiçbir somut delille ispatlanamadı. İşte şimdi böyle bir noktada Ekrem İmamoğlu adına Erdoğan'a meydan okuyoruz ve diyoruz ki; güveniyorsan savcıya, gel bakalım TRT ekranlarına canlı yayınlayın iddiaları, canlı yayında alın iftiraya aslan gibi cevapları. Haydi hodri meydan.

“Canımıza tak diyen şeyin adı ‘Tek Adam Krizi’dir”

“Yoksul Esenler’e dair birkaç şey söyleme vaktidir. Esenler bir emekçi ilçesi. Esenler’de tekstil atölyelerinde yapılan bir akademik çalışmada sektörde çalışan her iki işçiden bir tanesinin 30 yaş altında olduğu ve sorulan üç soruya 10’da dokuz aynı cevabı verdikleri görülmüş. Şuna bakın ki 10 işçiden dokuzu sigortasız. 10 işçiden dokuzu işinden memnun değil ve 10 işçiden dokuzu kirada oturuyor. Bu Esenler’in elbette kaderi değil, ama bugünkü kederidir. Esen’in zorluğu; oy verdiği iktidarın oy alırken yüzüne bakıp, oydan sonra ona sırtını dönmesindendir. Bu iktidar Ekrem İmamoğlu’nu hapiste tutmak için 60 milyar dolar rezerv yakmıştır. Bu para 2.3 trilyon liradır. Bu parayla bugün Esenler’de 14 bin lira emekli maaşıyla geçinmeye çalışanlara, 10 yıl boyunca 30 bin lira emekli maaşı verilebilir. Bugün bu parayla Türkiye’deki bütün çiftçilerin borcu silinip, üstüne borcu kadar daha para verilebilir. Bugün bu parayla Türkiye’deki bütün işsizlere 15 bin lira işsizlik maaşı bağlanabilir. Bugün bu hükümetin atamadığı 1 milyon öğretmen atanıp, üç yıllık maaşları peşin yatırılabilir. Bugün KYK kredisi ile 3 bin lira alıp geçinmeye, okumaya çalışan öğrencilere 3 bin lira değil 30 bin lira verilebilir. Ama bunların hepsini yapmak için halkı seven, nereden geldiğini, nereye gideceğini bilen bir iktidara, bir Cumhurbaşkanına ihtiyaç var. Onun için bu meydanların umudu; Ekrem İmamoğlu’dur, onun Cumhurbaşkanlığıdır. Bunları yapacak olan odur. Bu iktidar devam ederse, artık milletin canına tak demiş bu düzen devam edecektir. Açlık, yoksulluk, sefalet milletin canına tak etti. Torpiller, haksızlıklar milletin canına tak etti. Zamlar, faizler milletin canına tak etti. Yasaklar, zulümler milletin, gençlerin canına tak etti. Bu ‘TAK’ın bir açılımı vardır. Hepsi aynı TAK’tandır. Bu yaşanan kriz, sekiz yıldır sürmektedir. Canımıza tak diyen şeyin adı ‘Tek Adam Krizi’dir. Tek adam gidecektir, tüm bu krizler bitecektir.”

“Çare asgari ücrete ara zam, emekliye seyyanen zam almaktır"

“Şimdi Esenler’den, asgari ücretin en çok can yaktığı bu ilçeden, asgari ücretin en çok ilgilendirdiği bir ilçeden, Esenler’den bir başlangıcı tekrar etmek isteriz. Esenler İstanbul’da emeğin, alın terinin ve maalesef emeğinin karşılığını alamamanın başkentlerinden biridir. Yarın ilk iş, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’e, sonra Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu TİSK’e, Cuma günü sabah Ankara’da ilk iş HAK-İŞ’e, sonra TÜRK-İŞ’e giderek yani sağcı-solcu ayırmadan, bize yakın-bizden uzak demeden ve işçi-işveren demeden tüm yapılara gidip, içinde bulunduğumuz asgari ücret sıkıntısına çare ve çözüm arayacağız.

Çare, asgari ücrete ara zam almaktadır. Çünkü asgari ücretin belirlendiği tarihteki 22 bin lira, yılın ilk dört ayında uğradığı TÜİK’e göre yüzde 14’lük enflasyon bile hesaplansa, erimiş ve şu anda artık o zam 22 bin liradan 19 bin liraya düşmüştür. ENAG’ın hesabına göre bu para 17 bin 500 lira. Yani verilen zammı, enflasyon yutmuştur. Eğer Temmuz ayında bir ara zam yapılmazsa, altı ay boyunca geçen sene katlanamadığımız o 17 bin liranın da altında bir parayla, bırakın geçinmek, adeta sürünmek zorunda kalacağız. Bunun için işçi ile konuşup, işverenle konuşup, KOBİ’lerin, sanayicilerin, bilhassa küçük esnafın mağdur olmayacağı, onların destekleneceği, ama asgari ücretin mutlaka zamlanacağı bir süreci hep beraber yürütmek, hep beraber yönetmek ve asgari ücrete ara zammı almak için mücadele zamanıdır. Hakkımızı söke söke almaya var mıyız? Var mıyız? Var mıyız? O zaman bu meydan müthiş bir ses yükseltiyor. Ve bunu bu kez biraz önce Ekrem Başkan için, Çınar için, Buğra’yla Filiz için yükselttik. Ve şimdi hep beraber sesimizi Türkiye’ye duyuralım. Ara zam hakkımız, söke söke alırız. Talebimiz emekçiler için asgari ücrete ara zamdır ve talebimiz emekliler için seyyanen zamdır, seyyanen zamdır. Birleşe birleşe kazanacağız.”

“İmza kampanyamıza dört elle sarılıyor, sandık görevlilerimizi atıyoruz"

“Bu süreçte kararlılığımızı vurgulamak için imza kampanyamıza dört elle sarılıyoruz. İmza atanları il, ilçe binalarından tamamı atanmış, yakında cep telefonlarınıza gelecek 54 bin mahalle sorumlumuzdan, gelecek hafta Cuma’ya kadar isimleri size yollanacak 191 bin sandık sorumlumuzdan… Yanlış duymadınız. Seçimlere birkaç ay kala değil seçimlerin resmi tarihine üç yıl varken, Cumhuriyet Halk Partisi’nin 191 bin sandık görevlisi hazırdır, görev başındadır. Bu sandık görevlileri, artık sadece seçim sabahı saati kurup, çalıp, uyanırsa göreve giden; uyanamazsa bizi kahreden değil, her hafta yoklayacağımız, her hafta görev vereceğimiz, 350 seçmenden sorumlu sandık görevlisi. Eksik imzayı toplayacak ve getirecek, haber varsa götürecek, eylem varsa çağıracak, haberdar edecek, teşvik edecek, eşlik edecek bir büyük mücadeleyi başlatıyoruz.

Herkesi sandık görevlilerini öğrenmeye, onların kuracağı Whatsapp gruplarına dahil olmaya, her gelişmeden haberdar olmaya, her çağrıldığı meydana göreve koşmaya, toplanmaya, eylenmeye değil eyleme çağırıyorum sizi, eyleme. AK Parti’ye müzahir kalemler; beyefendinin yazarları, çizerleri, sarayın gazetecileri, majestelerinin ‘Hık, hık’ deyicileri diyorlar ki, ‘Yaz geliyor. Artık meydanların enerjisi düşer. Kalabalıklar toplanmaz. Ekrem’i unuturlar, tatile koyulurlar.’ Ey Erdoğan bak bakalım bu meydanda teslim olacak hal var mı? Eğer buradan bütün demokratlara sesleniyorum. Susarsak, sinersek, yorulursak, heyecanı kaybedersek o kazanacak. Burada olursak, her Çarşamba akşamı meydanda olursak, her hafta sonu meydanda olursak, haftaya Sancaktepe’de, bu Cumartesi Düzce’de, Pazar Antalya’da olursak, enerji, mücadele sürerse biz kazanacağız; onlar kaybedecek. Kazanmaya var mıyız? Mücadeleye var mıyız? O zaman dinle bizi Erdoğan: ‘Ey Erdoğan, ben milletim. Ben milli iradeyim. Ben ne dersem o olur. Artık adayımı bırak. Sandığı getir. Adayımı yanımda. Sandığı önümde istiyorum. O sandık gelecek. Ekrem gelecek. Açlık bitecek. Zulüm bitecek. Tüm gençlerin yüzü gülecek.’ Buna inanıyoruz. Esenler’in bu muhteşem Esenler’in önünde saygı ile eğiliyorum. Esenler artık AK Parti’nin değil, demokrasinin kalesidir. Sizi saygı ile selamlıyorum. Sırası geldi. Geldi, geldi, geldi. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.”