Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü’nde, köylülerin tarım arazilerine yapılacak OSB’ye yönelik tepkisi bugün de devam etti. Hayvanlarını otlatmak ve tarım yapmak için kullandıkları arazilerinin iş makinalarıyla kazınmasının ardından arazilerinin başında nöbet tutmaya başlayan vatandaşlar, "Devlet bize destek vermiyor, hepsinin derdi koltuk" derken, bir diğer yurttaş ise, "Koltuk bir gün göçer, her gün koltukta durulmaz, padişahlık yok biri gidecek biri gelecek" diyerek tepki gösterdi.

"YAPILDIĞI YERE KARŞIYIZ, EKECEK YERİMİZ KALMADI"

Yılmadan, usanmadan arazilerinin başında bekleyeceklerini ifade eden kadın yurttaş şunları söyledi:

"Devlet büyüklerimiz yardım elini uzatsın, yılmayacağız, biz bir şey yapmıyoruz. Toprağımızı beklemek ayıp bir şey değil, bunu bırakmayacağız. Bizi duyan bütün devlet büyüklerinden yardım istiyoruz. Yapacak başka bir şeyimiz yok geçim kaynağımız. Hayvanlarımız buradan besleniyordu. Bizim bundan başka bir şeyimiz yok. Herkes yardım elini uzatsın. Biz hiçbir şey yapılmasın demiyoruz ama yapıldığı yere karşıyız. Mücadelemizi bırakmayacağız. Biz ne yapalım? Devlet büyükleri, her kim sesimizi duyarsa yardım etsin bize. Ya bize çare bulsunlar ya bizi bir yere götürsünler. Mallarımız (hayvanlarımız) kaldı, ha İstanbul’da yaşamışız ha köyde yaşamışız bir farkı kalmadı bunun. Evlerimizi mi satalım mı biz çare bulun bize. Devlet büyükleri bize elini uzatsın başka imkânımız kalmadı. Sadece evlerimizin yeri kaldı. Biz bu işten dolayı mücadelemizi bırakmayacağız. Bu kış günü bizim böyle mi yapmamız lazım, evlerde oturmamız mı lazım? Üşüyoruz, hasta olacağız ama ne yapalım başka imkânımız, çaremiz kalmadı.”

"BU TARLADAN DÖRT ÖĞRENCİ OKUTUYORUM"

Bir diğer kadın yurttaş ise şu ifadeleri kullandı:

"Tarlalarımızı elimizden aldılar, kaymakam bize böldü verdi, devlet suyumuzu getirdi, o kadar ağaçlarımızı devirdiler daha bizim bir domates dikmeye yerimiz yok. Bizim hayvanlarımızı salmaya yerimiz yok. Benim dört tane öğrencim buranın geliriyle okuyordu. Bamyayı buraya ekiyordum, mısırı buraya ekiyordum, ekinimi buraya ekiyordum. Oturuyorum burada kış günü böyle oturulur mu soğukta yaş toprakta. Bize yardım etsinler, gelsinler, sesimizi duysunlar. Biz kendi başımıza bölmedik tarlaları. Beton kanal köyümüzün başına kadar geldi."