Burada konuşan Eğitim İş Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy, "Öğretmenlik, zaten bir uzmanlık mesleğidir dedik. Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir, siz kendi diplomalarınıza bakın dedik. Bizim tek bir başöğretmenimiz var, o da Mustafa Kemal Atatürk’tür dedik. Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir dedik. Fakat hükümet, bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz" dedi.

Öğretmen bugün tüm Türkiye’de iş bıraktı. Bursa’da eyleme katılan öğretmenler, saat 12:30’da Fomara Meydanı’nda bir araya geldi. Öğretmenler, meydanda “Direne direne kazanacağız”, “Susma haykır, ÖMK’ya hayır”, "Hükümet yasanı al başına çal" sloganları attı.

"BAŞÖĞRETMENİMİZ YALNIZCA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’TÜR"

Eğitim İş Sendikası Bursa Şubesi Başkanı Yeliz Toy, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir dedik. Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir, siz kendi diplomalarınıza bakın dedik. Bizim tek bir başöğretmenimiz var, o da Mustafa Kemal Atatürk’tür dedik. Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir dedik. Fakat hükümet, bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz."

Toy, Bakanlık’tan taleplerini şöyle sıraladı:

Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.

Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır. Tüm eğitim çalışanları için yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.

Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.

Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.

Eğitim anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.

"MEB, ÖĞRETMENLERİN SORUNLARINA KULAKLARINI TIKIYOR"

Eğitim Sen adına konuşan Bursa Şube Sekreteri Derviş Erdem, “Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesine yönelik yoğun tepkilere rağmen MEB, ısrarla somut bir adım atmamaktadır” dedi. Erdem, sözlerine şöyle devam etti:

“Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı hiçbir eğitim emekçisinin, eğitim alanında örgütlü hiçbir sendikanın sessiz ve tepkisiz kalması beklenemez. Bu amaçla 14 Ekim tarihinde eğitim alanında örgütlü ve mücadeleden yana olan sendikalar bir araya gelmiş ve ortak talepler belirlenmiştir. Taleplerimiz şu şekildedir;

19 Kasım tarihinde gerçekleşecek kariyer sınavının derhal iptal edilmesi;

Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi;

Tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılması;

Kamuda mülakat uygulamasına son verilmesi;

Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılması ve aile çocuk yardımı tutarlarının iyileştirilmesi;

Vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi;

Öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarının, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınması ve kamusal eğitim sağlanması.”

Taleplerin sadece metne imza atan sendikalarla sınırlı kalmadığını ve bütün eğitimcileri kapsadığını ifade eden Erdem, mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.