DEM Parti tarafından Bolu belediye eş başkanlığı için aday gösterilen Veli Saçılık, Elips Haber'den Ateş Çatıkkaş'a konuştu. Saçılık, Bolu’ya yeni bir soluk getirecek vizyonunun ve projelerinin olduğunu anlattı. Bolu'nun ekonomik kalkınma, altyapı güçlendirme, çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal birliktelik gibi konularda çözümler sunmayı vaat eden Saçılık, göçün bir sorun olduğunu fakat göçmenlerin sorunun kendisi olmadığının altını çizdi.

‘’Bolu uzun zamandır, AKP ve Tanju Özcan zihniyetine terk edilmiş durumda’’

Veli Saçılık, Bolu’dan aday olması hakkında, ‘’Bolu, tarih ve doğa güzellikleriyle bezeli bir şehir. Ancak, bu güzelliklerin yanı sıra çeşitli sorunları da barındırıyor. Ben de Bolu'nun potansiyelini ortaya çıkarmak, sorunlarına kalıcı çözümler getirmek ve halkımıza daha iyi bir yaşam sunmak amacıyla aday oldum. Bolu uzun zamandır, AKP ve Tanju Özcan zihniyetine terk edilmiş durumda. Tamamen yeşil orman bir yer olmasına rağmen doğası, ranta ve talana açılmış bir yer haline dönüştü. CHP de Tanju Özcanı’ı tekrar partiye alıp aday ilan ettiğinde ben, rantçıya ve ırkçıya teslim edilmeyecek bir şehirdir Bolu demiştim. Adaylığımın özellikle bolu olma sebebi, Bolu'nun kaderine terk edilmiş olmasına karşı bir tavır diyelim’’ şeklinde konuştu.

‘’Bolu’da sürekli mülteciler üzerinden düşmanlık üreten Tanju Özcan’dır’’

Türkiye’de en az mültecinin Bolu’da olduğunu söyleyen Saçılık, ‘’Bu mültecilerin çoğu da zaten belli bir ekonomik sınırın üzerinde. Daha refah sahibi olan, ev satın alınmış olan insanlardan oluşuyor. Özellikle Bolu’da sürekli mülteciler üzerinden düşmanlık üreten Tanju Özcan’dır. Burada mültecilerle ilgili bir sorun olduğu için yapmıyor, klasik sağ siyaset bir popülizm yaparak orada kendisini gündemde tutmaya çalışıyor. Buradan ırkçılık üretiyor’’ dedi.

‘’Göç bir sorundur ama göçmenler sorunun kendisi değildir’’

Saçılık konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘’Burada şunu söylüyoruz, bir kere savaşa karşı olmadan göç meselesini çözemezsiniz. Bir taraftan Suriye’de, Libya’da, Irak’ta savaşın tarafı olup sürekli tezkerelere evet vererek ve sürekli savaşı kutsayarak bir şeyler yapıyorsanız elbette göç meselesiyle de karşı karşıya kalırsınız. Benim Bolu’ya özel bir göçmenlerle ilgili çözümüm yok. Türkiye'ye göre ya da dünyaya göre bir çözümüm var. Çünkü enternasyonal fikre sahibim. Göç bir sorundur ama göçmenler sorunun kendisi değildir. Göçü sorun olarak ortaya çıkaran şey, insanların çıkardığı savaşlardır. Bu ikisine karşı biz yeterli mücadele gösterdiğimizde Bolu’da sorun kalmayacak.

‘’Esas sorun AKP’nin göç politikası’’

Suriye'de savaşın durması yönünde barış politikaların güttüğümüzde göçmen meselesi de kendiliğinden ortadan kalkacaktır ve göçmenler Bolu’da da Türkiye’de de her nefes alan insan gibi eşit haklara sahiptir. Burada yasa dışı olan şey onların burada olması değildir. Zaten devlet kayıtları altındadır. Burada esas sorun AKP’nin göç politikası.

Bunlar ortadan kalktığında ne milyonlarca göçmen Türkiye’ye gelir, ne de göçmenlik bir problem olarak önümüze çıkar.’’

Saçılık son olarak vaatleri ve çalışmaları hakkında şöyle konuştu:

‘’Deprem olduğunda hiç kimsenin ölmediği bir şehir yaratmak gibi bir vaadim var’’

‘’Tabii ki büyük ve uçuk projelerim yok. Kanal İstanbul’u Bolu’ya taşıyacağım gibi böyle burjuva siyasetçilerin konuşacağı tarzda bir şey söylemeyeceğim. Ben zaten bir kişi olarak değil, bir düşünce, bir zihniyet olarak adayım. Burada Bolu’ya şu sözü veriyoruz, bir kere bolu bir orman şehridir. Ormanın yok edilmesini engelleyeceğiz. Şehrin çarpık gelişmesini engelleyeceğiz. Bir deprem belgesi olan Bolu’da imar yasalarının ya da imara açılan yerlerin denetimini yapacağız ve bir deprem olduğunda enkaz altında insan çıkarmaya odaklanmak değil, deprem olduğunda hiç kimsenin ölmediği bir şehir yaratmak gibi bir vaadim var.

Bu çok kolay aslında hiç zor bir şey değil. Bolu’da depremde insanların ölmemesini istiyorsak eğer gerçekten bilimsel olarak ortaya çıkmış fay hatlarını incelemek, bunun dışında insanca ve depreme dayanıklı konutlar inşa etmek, dönüşüme sokarak onların yıkımını sağlamak ya da sağlamlaştırmak başarılara götürür. Bu hayal değil. AKP 25 yılda bunu yapmadı ama dünyanın birçok ülkesi yaptı. Mesela en son Kırgızistan’da 7. 6 deprem oldu, bir kişi ölmedi.

‘’Amacım demokratik yerel yönetim anlayışını koymaktır’’

Ayrıca millete çorba dağıtmakla övünmenin bir âlemi yok, insanları yaşatmakla övünmek gerekir. Esas mesele budur. Bolu için benim bir de en önemli önerim, Bolu’da mahalle meclisleri, kent konseyleri oluşturmak ve belediye meclisinde gerçek demokratik biçimde işletmek. Amacım demokratik yerel yönetim anlayışını koymaktır.