Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli 100'den fazla akademisyen, Prof. Dr. Naci İnci’nin rektör olarak atandığı 21 Ağustos 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın iptali için Danıştay’a başvurdu. Daha önce atanan Rektör Melih Bulu için yapılan başvuru ise Danıştay 8. Daire’de devam ediyor. Akademisyenler başvuru dilekçelerinde kararın Anayasal ilke ve kurallarla bağdaşmaktan uzak, hukuka aykırı bir işlem olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı tarafından kullanılan atama yetkisinin kamu zararına yol açtığını dile getirdiler. Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri imzasıyla yapılan açılamada, Melih Bulu’yu rektör olarak atayan Cumhurbaşkanlığı Kararı ve üniversitede kurulan iki yeni fakülteyle ilgili Danıştay’a yapılan başvuru başta hatırlatılarak, hukuksiz işlemlere karşı beş başvuru daha gerçekleştirildiğini ifade edildi.
"TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR VERİLİYOR"
Yapılan işlemlerin "üniversiteyi telafisi güç, hatta imkânsız zararlar vermek pahasına idari açıdan tamamen kontrol etmeyi amaçladığı" ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: "Sonuç olarak bu ikinci başvuruyla, anayasaya aykırı olan Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle rektör atanması yöntemini kabul etmediğimizi, ülkemizin gelişmesi yolunda olmazsa olmaz olduğunu düşündüğümüz özgür, özerk ve demokratik üniversite için temel olan üniversite rektörünün üniversite bileşenlerinin görüşleri doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini savunmaktan vazgeçmediğimizi bir kez daha belirtiriz."
"GENİŞ TAKDİR YETKİSİNİN SINIRI KEYFİLİKTİR"
Avukat Fırat Kuyurtar da, "Rektör atamalarında liyakatin yerini tamamen sadakate bıraktığı yeni sistemin kamu yararı ve hizmetin gerekleri ve ilkeleri ile bağdaşır bir tarafının olmadığını" vurguladı, bu sistemin sonuçlarının Boğaziçi Üniversitesi’nde gerekse diğer kamu üniversitelerinde görüldüğünü ifade etti. Avukat Kuyurtar, şu ifadeleri kullandı: "Prof. Dr. M. Naci İnci gibi hizmetin gerekleri ve kamu yararını gözetmek yerine birilerini memnun etmek için hareket eden, akademisyenleri öyle canı istedi diye üniversiteden bir çırpıda uzaklaştırabilen, vekaleten kabul ettiği görevlerle üniversite içindeki yönetsel dengeyi bozan, demokratik işleyişlere tahammülü olmayan bir akademisyenin, hele hele üniversite camiasının da neredeyse tamamının karşı çıkmasına rağmen atanması da ayrıca vurgulanması gereken bir diğer hukuksuzluktur. Elbette yürütmenin başı olarak sayın cumhurbaşkanının oldukça geniş bir takdir yetkisi vardır ama bu geniş takdir yetkisinin sınırı da keyfiliktir."