Haber: Atilla Yoğurtçu
Trabzon'un Beşikdüzü Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen “Fındık, Doğa, Demokrasi Mitingi”, yoğun katılımla gerçekleştirildi. Mitingde dönem sözcüsü Osman Balta açıklamalarda bulunurken, Alper Taş da bir konuşma yaparak üreticilerin ve emekçilerin yaşadığı sorunları, doğa katliamlarını ve bu saldırılara karşı birleşik mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Balta, geçmişte çocukların eğitimi, evlenip yurt-yuva sahibi olabilmesi için temel geçim kaynağı olan fındığın, bugün üretici için bir sömürü aracına dönüştüğünü belirtti. “Günler sonra yeniden fındıklıklarda olacağız,” diyen Balta, tarımda uygulanan politikaları sert sözlerle eleştirdi.
“Hükümetin ne üreticiden, ne emekçiden yana bir tarım politikası var. Ne taban fiyat politikası var. Üretici de emekçi de tüccarın, uluslararası sermayenin insafına terk edilmiş durumda.”
Türkiye, dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini karşılarken, fındık borsasının Almanya'nın Hamburg kentinde olmasına tepki gösteren Balta, “Bu topraklarda üretiyoruz ama değeri başkaları biçiyor!” dedi.
Açıklamada, Tarım Bakanlığı ve TÜİK tarafından açıklanan 2025 yılı fındık rekolte tahminlerine de dikkat çekildi: Bakanlık 402 bin ton, TÜİK ise 520 bin tonluk rekolte bekliyor. Ancak bu rakamların şeffaflıktan uzak olduğu ve daha işin başında sömürü çarklarının döndürülmeye başlandığı ifade edildi.
"Emekçinin talebi net: Fındıkta taban fiyat 250 TL olmalı!"
Platform, üreticinin hakkını koruyacak FİSKOBİRLİK benzeri örgütlenmelerin yeniden canlandırılması gerektiğini vurguladı. “Altıncı Filo, fındığımızdan da doğamızdan da elini çeksin!” çağrısıyla, dışa bağımlı tarım ve ticaret düzenine karşı tepki yükseldi.
Konuşmalarda sadece fındık değil, çay, zeytin, su ve toprak gibi yaşam kaynaklarının da tehdit altında olduğuna dikkat çekildi. Yakın zamanda Meclis’ten geçen İklim ve Maden Yasaları da platform tarafından sert sözlerle eleştirildi:
“Sis Dağı, Honefter, Araklı’da Erikli Yaylası tehlikededir! Karşı koymazsak eğer, günlük ekmeğimiz, bacamızın tütmesi, çocuklarımız, kitap sevgimiz, insan sevgimiz tehlikededir!”
Açıklama, İgnazio Silone’nin Fontamara romanından bir alıntıyla son buldu:
“Suyumuzu aldılar, toprağımıza el koydular, gazetemizi kapattılar! Bizi adam yerine koymuyorlar! Peki biz şimdi ne yapacağız?”
Platformun yanıtı ise netti:
“Ne yapacaksak birlikte! Ne yapmayacaksak birlikte! Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”




