DİSK Basın-İş İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın açıklamasına HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encu, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, gazeteci Tuğrul Eryılmaz ve çok sayıda gazeteci katıldı. DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren ortak açıklamayı okurken, Yeni Yaşam Gazetesi Editörü Zana Kaya, TGS İstanbul Şube Sekreteri Çağrı Sarı ve HDP Milletvekili Züleyha Gülüm de birer konuşma yaptı.

GAZETECİLERE YÖNELİK ŞİDDET ARTIYOR

Faruk Eren'in okuduğu açıklamada, gazeteciler her gün yeni baskılarla karşılaştığı vurgulanarak, "Bundan bir yıl önce tüm basın meslek örgütleri olarak, yine gazetecilere yönelik baskılar nedeniyle Cağaloğlu’nda İstanbul Valiliği’ne “Nefes alamıyoruz, gazetecilik boğulamaz” yazan bir pankartla yürümüştük. O günden bu yana gazetecilere yönelik şiddet, gazetecileri kriminalize etme politikası ne yazık ki daha da arttı. Daha geçtiğimiz günlerde Gezi eylemlerinin yıldönümü nedeniyle yapılan açıklamayı izleyen çok sayıda gazeteci gözaltına alınmış, şiddet görmüştü. Bu nedenle DİSK Basın İş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak suç duyurusunda bulunmuştuk. Tüm bunlar yaşanırken Diyarbakır’dan 21 meslektaşımızın apar topar gözaltına alındığı haberini aldık. Meslektaşlarımız dört gündür gerekçesiz gözaltında tutuluyor." denildi.

"HERKESİN KAPISINI ÇALACAK"

Açıklamada, gözaltındaki gazetecilere hiçbir suçlama yöneltilmediği, gözaltı yönteminin yasalara aykırı olduğu, bilgisayarlara, gazetecilik materyallerine usulsüzce el konulduğu belirtilerek, şu görüşlere yer verildi. "Diyarbakır’daki bu toplu gazeteci gözaltılarından bir hafta önce yine bir operasyonda Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu gözaltına alınmıştı. Derneğin diğer eş Başkanı Serdar Altan duruma tepki gösteren bir açıklama yapmıştı. Bu kez Serdar Altan gözaltında ve açıklamayı serbest bırakılan Eş Başkan Dicle Müftüoğlu yaptı. Özellikle Kürt basınına yönelik baskılar giderek artıyor ve ne yazık ki bu baskılara karşı yeteri kadar ses çıkarılmıyor." Özellikle Özgür basın geleneğinin yıllardır gözaltılar, tutuklamalar, sahada şiddete rağmen topluma gerçekleri ulaştırmaya çalıştığı hatırlatılan açıklamada, "Baskılar başta da söylediğimiz gibi sadece Kürt basınına da yönelik değil. İktidarın yayınlarından rahatsız olduğu televizyon kanallarına yönelik otomatiğe bağlanan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) cezaları da sansürün boyutunu gösteren bir başka gelişmedir. Bugün Kürt gazetecilere yönelik haksız, hukuksuz gözaltılara yeteri kadar tepki gösterilmezse bu baskıların herkesin kapısını çalacağı açıktır" denildi. Açıklamada, gözaltındaki gazetecilerin derhal serbest bırakılması istendi, "Gazetecilik suç değildir" vurgusu yapıldı.