GÜNDEM

Barbaros Şansal: Bu bir seçim değil geçim derdi

Türkiye’nin 24 Haziran seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Barbaros Şansal, bu seçimi "seçim değil geçim derdi" diye nitelendirerek, "Bu seçimin Türkiye’ye bir merhem olacağını düşünmüy...

Abone Ol
Türkiye’nin 24 Haziran seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Barbaros Şansal, bu seçimi "seçim değil geçim derdi" diye nitelendirerek, "Bu seçimin Türkiye’ye bir merhem olacağını düşünmüyorum" dedi.
[mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]T[/mks_dropcap]ürkiye Cumhuriyeti’nin 24 Haziran’da gideceği Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Barbaros Şansal, seçim atmosferine, Gezi eylemlerinin 5’inci yılına ve kendi davalarına ilişkin dokuz8 Haber’e değerlendirmelerde bulundu. “Aslında bu bir seçim değil geçim derdi” diyen Şansal, muhalefetteki dengelere de bakmanın gerekli olduğunu belirtti. Şansal, Meral Akşener ve İYİ Parti’nin yüzde 20’leri geçen bir performansının yansıdığını dile getirerek, “Muharrem İnce de çok doğru çıkışlarda ve noktalarda gidiyor. O da o oranlarda. Tabi bir Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner gibi isimlerin geri planda kalmasını ben pek benimsemiyorum. Çünkü ekip işidir siyaseti şahıs işi değildir” dedi. https://www.youtube.com/watch?v=YckuvFGc61k&feature=youtu.be 'YOLSUZLUK, YOKSUNLUK ALMIŞ BAŞINI GİDİYOR' 24 Haziran seçimlerinde tek adam rejiminin oylanmayacağını belirten Şansal, “Biz senato ve parlamentonun olduğu laik, demokratik, sosyal hukuk devletini oylamalıyız. Bu arada Demirtaş’ın tutuklu olması kabul edilebilir bir şey değil. Bu hiç adil bir seçim değil. Onun dışında zaten Recep Tayyip Erdoğan var. Bir de Doğu Perinçek var. Pek bir şansı yok zaten” diye konuştu. Şansal, parlamentoda bağımsız milletvekilinin olmadığına dikkat çekerek, “Bütün partilerin liderleri ve suntaları halinde ekipler var.  Yerel yönetimleri kuvvetlendirmediğiniz müddetçe demokrasiyi çözemezsiniz. Yerel yönetimler konusunda da özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da atanan kayyumlarla belediyeciliğin geldiği noktaları görüyoruz. Heykeli koy, kaldır, ismini değiştir ama yolsuzluk, yoksunluk almış başını gidiyor. Yani bu seçimin Türkiye’ye bir merhem olacağını düşünmüyorum. Ancak ülkeye çökmüş olan bir bağnaz Ortaçağ zihniyetinin devre dışı bırakılması için bir şansı olduğunu düşünüyorum ki tedavi ve telafiye başlayabilelim” şeklinde konuştu. ‘YİNE ANNELER EL ELE TUTUŞACAK’ Gezi eylemlerinin 5’inci yılının yaklaşmasına ilişkin açıklamalarda da bulunan Şansal, “Gezi benim hayatımda her şeyi çok değiştiren önemli devrimlerden bir tanesi. Gezi, Cumhuriyet tarihinin hatta belki de bu coğrafyanın en önemli halk direnişlerinden bir tanesiydi. Muhtemelen iktidar yine şiddet, baskı uygulayacak. Kayıplarımızı anmamıza, başarımızı kutlamamıza izin vermeyecek” dedi. Şansal, Gezi eylemlerinin 5’inci yılında Berkin, Ali İsmail, Abdocan ve Gezi eylemleri sırasında yaşamını yitiren herkesin kendileri ile olacağının altını çizerek, “Yine anneler el ele tutuşacak, yine gençler direnecek. Ve direne direne kazanacağız” diye konuştu. https://www.youtube.com/watch?v=-myyCfJoZ6A&feature=youtu.be ‘CEZASIZLIK İNTİZARDIR’ Şansal, cezasızlığı zulüm olarak gördüğünü dile getirerek, kendi yaşadığı cezasızlık sürecini şu sözlerle anlattı: “2012, 28 Aralık’ta İnönü Caddesi’nde yüzlerce kameranın ve Büyükşehir Belediyesi’nin çöp kamyonu tarafından kapının da kapatılması ile organize ağır bir saldırı aldım. Darp edildim. 5 buçuk yıl oldu, bulunamadı. 2013 Gezi’den hemen sonra 1 Ağustos’ta Sarıyer’deki evimden alınıp taş ocaklarına götürüldüm. 13 saat sorgulandım. 60 gün sonra soruşturma tamamlanmadı sonra 4 yıl mahkemesi sürdü, beraat ettim. Emniyet Genel Müdürlüğü masrafları ödemek zorunda kaldı. Ve en sonunda 2 Ocak 2017’de uluslararası yasa dışı organize bir operasyonla İstanbul Atatürk Havalimanı’nda uçağın kapısında polisler tarafından gözaltına alındım. Onlar tarafından yer hizmetlerinin çalışanlarının olduğu yerde linçin ve ölümün önüne atıldım. Sahte bir ekran çıktısıyla tutuklandım. Silivri’de 56 gün hücre ve tehdit yaşadım. Hiçbirinde henüz ceza yok. Ama cezasızlık intizardır.” ‘UMUT, ÜMİTLERİNİZİN YEŞERDİĞİ TOPRAKLARDIR’ Türkiye Cumhuriyeti’ne rağmen hukuka olan güvenini yitirmediğini belirten Şansal, “Eğer ben aradığım hukuku kendi topraklarımda bulamıyorsam, benim can ve mal güvenliğimin Türkiye Cumhuriyeti sağlayamıyorsa, benim ekonomik özgürlüğüm kısıtlanıyorsa, ifade ve düşünce özgürlüğüm kısıtlanıyorsa, her şeyden önce vücut bütünlüğümün dokunulmazlığı ve yaşam hakkım ihlal ediliyorsa, ben eğer kendi topraklarıma hesap soramıyorsam bu bedeli ödettiririm. Gezi de bu cürümün, bu zulmün, hukuksuzluğun bedelini ödettirecektir. Emri verenlere ödettirecektir. Emri uygulayanlara ödettirecektir. Umutlarınızı yitirmeyin. Umut karnınızın doyduğu yer değil, ümitlerinizin yeşerdiği topraklardır. Bu topraklar o topraklardır” ifadelerini kullandı. ‘BİZ ONLARA ADALETLİ DAVRANACAĞIZ’ Şansal, kendisine açılan davalara ilişkin açıklamalarda bulunarak, “Daha önceden açılan davalardan beraat ettim. Fakat şimdi 3 tane soruşturma Adalet Bakanlığı’nda var. BİMER üzerinden fotokopilerle yapılmış ve sahte hesaplar üzerinden yapılmış ihbarlar. Bundan dolayı tanık olarak Yıldırım Mayruk’un da ifadesini istiyorlar. Çevremi de rahatsız etmek istiyorlar. Bana 1 yıl denetimli serbestlik uyguladılar ve ben her 3 haftada bir Türkiye’ye gelip imza verdim. Hukuku çiğnemedim” şeklinde konuştu. “Hukuku kullanarak hukuksuzluk yapmak bir ülkenin utancına dönüşür” diyen Şansal, “Bu davaların hepsi kayıtlı davalardır. Bu davalar toplu halde AİHM’e gidecektir. Türkiye Cumhuriyeti bütün bunların bedelini, tazminatını ödeyecektir. Ama bu emri verenler, bu hukuksuzluğu yapanlar, bu savcılar, bu yargıçlar ileride değişecek düzenin önünde ne yapacaklar? Biz onlara adaletli davranacağız” dedi. https://www.youtube.com/watch?v=unWSYVXh7GI&feature=youtu.be ‘HAKKANİYETLİ DÜŞÜNÜN’ Hukuki alanda kendi kazanımlarının emsal oluşturmadığının altını çizen Şansal, “Yani tecavüzcü, dolandırıcı, hırsız, katil, darpçı, organize suç yapan, hayvana tecavüz eden, kundakçı hep bunlara şahit olduk. Bunlar hukuksuz yargılanmak üzere serbest. Ancak ifade ve düşünce özgürlüğünü kullanan, eleştiren, dünyayı sorgulayan insanların hepsi suçlu. Ama gözünüzü karartın, umutlarınızı açın, kalbinizin gözünü açın, karamsarlığa kapılmayın. Verebileceğiniz bir oy ile çok şeyi değiştirebileceksiniz, iyi düşünün. Hakkaniyetli düşünün. Sizi kutsal kitaplar değil, sizi hakkaniyetli, adil ve eşit adalet dağıtan anayasalar yönetsin. Sizi özgürlük yönetsin. Sizi demokrasi yönetsin. Laik demokratik sosyal hukuk devleti olan çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti şekillensin” diye konuştu. dokuz8HABER /Zale Karademir (@Gunes_abla)