Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bartın’daki maden kazası için söylediği “Biz, kader planına inanmış insanlarız” sözlerine ilişkin, “Bizim kültürümüzde insanlara düşen, tedbir. Tedbirden sorumluyuz. Önce tedbir bizim elimizde, ama kuşkusuz ‘Takdir Allah’ın’ deriz biz. Onun için tedbirde eksiklik bırakmamak lazım. Biz, parti olarak tedbirler konusuna eğiliriz ama hemen bugün değil. Bir de bir daha tekrar etmesin diye geleceğe dönük daha uzun vadeli neler yapılabilir, onlarla ilgili zaten bir çalışmamız var” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün Erzurum’da yapacağı mitingi, Bartın’daki maden kazası nedeniyle iptal etti. Babacan, Erzurum İl Başkanlığı’nın önünde, mitingin iptal nedenini alanda toplanan partilileri ve yurttaşlara açıkladıktan sonra miting için hazırlık yapan il ve ilçe başkanlığı teşkilatlarına teşekkür ziyaretinde bulundu. Babacan, daha sonra mitingi takip etmek için Erzurum’a gelen gazetecilerin sorularını yanıtladı. Babacan, şunları söyledi:

“ENERJİ VE MADENCİLİKLE İLGİLİ EYLEM PLANIMIZ 10 GÜNE BİTMİŞ OLACAK, AÇIKLAYACAĞIZ”

“Böyle bir ortamda miting yapmanın doğru olmayacağına karar verdik. İl Başkanlığı’mıza teşekkür etmek için uğradık ve orada ilçe başkanlarımızla, teşkilat mensubu arkadaşlarımızla sohbet ettik, Erzurum’daki genel siyasi tabloyu dinledik. Bartın’daki olay, Türkiye’de ilk değil. Tek can bile kıymetli ama bir maden ocağından arka arkaya böyle kayıp haberleri gelince yüreğimizi parçalıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor, 41 aileye ateş düştü. Buradan durumu tam anlamak zor ama kalbimiz oradaki ailelerle. Enerji ve madencilikle ilgili eylem planımız 10 güne bitmiş olacak, açıklayacağız. Erzurum, çok özel bir ilimiz, aynı zamanda üniversite şehri. Göç veren de bir ilimiz, maalesef gençler yarınlarını burada tasarlamıyor. Burada yatırımın, üretimin, sanayinin artması lazım. 81 tane il eylem planımız da olacak. Teşkilatlanmamız bütün hızıyla devam ediyor, tüm Türkiye sathında varız. Ankara’da 25 ilçe var, 25 ilçe başkanı olan 3 tane siyasi parti var; iktidar partisi, ana muhalefet partisi ve biz varız. Birbirinden çok farklı coğrafyalarda mitingler yapıyoruz ama katılım, heyecan hep birbirine benzer seviyedeydi, bu da bizi mutlu ediyor. Bugün burada yapabilseydik eminim aynı coşku, heyecan olacaktı. ‘Herkes için adalet, hukuk, özgürlük, refah’ diyoruz, bunun da güzel sonuçlarını alıyoruz.

“BUGÜNE KADAR TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ EN KAPSAMLI YARGI REFORMU PLANINI HAZIRLADIK”

Seçimden sonrası için detaylı hazırlıklarımız var, şu ana kadar 13 eylem planını açıkladık. Hepsi çok kapsamlı çalışmalar, hepsi somut adımlardan oluşuyor ve takvime bağlanıyor ve hepsinin bütçesini hesap ediyoruz. Devlet bütçesine sığacağına kani olduktan sonra bu eylem planları yürüyor, yoksa yazmıyoruz. Bunların sayısı 22’ye çıkacak ve dokunmadığımız hiçbir alan kalmayacak. Seçimlerden sonra kurulacak hükümetin organizasyon şeması, çalışma başlıklarımızdan bir tanesi şu anda. Bu, Türkiye’de bugüne kadar yapılmış bir şey değil, böylesine detaylı, takvim verip madde madde ‘bunu yapacağız’ demek, Türkiye’de bugüne kadar yapılmadı. Bir diğer özelliği de şu; hangi konuysa onunla ilgili sivil toplum kuruluşları o çalışmanın içinde. Bugüne kadar Türkiye’de yapılmış en kapsamlı yargı reformu planını hazırladık. Bütün bunlar, seçimlerden sonra kurulacak hükümetin işini çok kolaylaştıracak. Birinci çalışmamız teşkilattı, ikinci çalışmamız bu eylem planları, üçüncüsü de Altılı Masa’ya verdiğimiz katkılar.

“SEÇİM GÜVENLİĞİ KOMİSYONU, KESİNLEŞMİŞ RESMİ SEÇİM SONUÇLARI AÇIKLANANA KADAR ÇALIŞACAK”

Anayasa değişiklik metni çıkarıyoruz; bayağı ilerledi, birkaç madde kaldı. 10 tane yasal düzenleme gerekiyor; bazıları yeni yasalar, bazıları mevcut yasalar üzerindeki değişiklikler. Amacımız, seçimlerden önce bunları tamamlamak ve mutabık kaldığımız metni, anayasa değişiklik teklifi ile beraber her şeyi bitirmek ve TBMM’nin açıldığı gün bunları Meclis’e teklif olarak sunmak. Seçim Güvenliği Komisyonu, kesinleşmiş resmi seçim sonuçları açıklanana kadar çalışacak, tek bir oyun zayi olmaması amaç. Amaç, 200 bin sandığın hepsine sahip çıkmak. İletişim Komisyonu da ortak verilmiş kararların kamuoyuna yansıtılması için çalışıyor, ortak bir web sitesi kurulacak, tüm partiler ortak mutabakata vardı. 6 imzalı her şey o sitede olacak. Yeni ve önemli bir komisyon.

“İKİNCİ TURUN İLK TOPLANTISINDA DA GEÇİŞ SÜRECİNİN YOL HARİTASINI BELİRLEDİK”

Geçiş sürecinin yol haritası, seçilecek cumhurbaşkanı ve hükümetin parlamenter sistemin ruhuna uygun olarak ülkeyi nasıl yöneteceği ile alakalı usul, esas, ilkeleri çalışıyoruz. İlk seçim mevcut sisteme göre yapılacak, dolayısıyla seçilecek cumhurbaşkanı ve hükümet, mevcut anayasayı değiştirene kadar bununla gidecek. Biz diyoruz ki parlamenter siteme geçene kadar ülke bunun ruhuna uygun yönetilsin. Bununla ilgili 32 başlık belirledik. İlk tur bittikten sonra ikinci turun özünün nasıl olması gerektiğini istişare ettik, tekli görüşmelerde. İkinci turun ilk toplantısında da geçiş sürecinin yol haritasını belirledik. Bunların ağırlığı, cumhurbaşkanının yetkileri ile alakalı, bir kısmı da yasamayla alakalı. Partiler, 32 madde ile ilgili çalışmalar yapıyor, buluşmalarda bunun üzerinde konuşacağız. Seçimden sonraki hükümetin parlamenter sistemin ruhuna göre çalışması ve o hükümetin icraat yapması gerekecek. Anayasa değişikliği için nasıl bir takvim öngörüyoruz, yürürlük için nasıl bir takvim öngörüyoruz, ülke seçime gidecek mi, gitmeyecek mi; bunlara göre takvim değişiklik gösterecek. DEVA’nın düşüncesi, bu süreçte seçime gitmemek.

“KADRO HAVUZU OLUŞTURULMASINI ÖNERDİK”

Cumhurbaşkanın yetkisinin nasıl kullanılacağı ile ilgili bir çalışmamız var. Atama ve düzenleme yetkilerini kullanırken kendisini destekleyen partilerle nasıl çalışacak, hangi kararlar mutabakat usulü ile gidecek, hangi yetkiler bakanlara devredilecek? O da mümkün. Biz, ‘Cumhurbaşkanının bazı yetkileri ilk gün bakana devredilsin’ diyoruz. Herkes yavaş yavaş bürokrasideki isimleri çalışsın, sonra bir noktada buradaki isimleri havuza koyacaksınız ve orada liyakat bazlı fikirler getirilsin. Geçiş sürecinin yol haritasını da basına açıklayacağız. Altı partinin artı dışarıdan olursa cumhurbaşkanı adayının imzası ve mutabakatı da olacak, aday dışarıdan olmazsa altı imza. Dikte edeceğimiz metin olmayacak, dışarıdan aday olursa onun da önerileri doğrultusunda metin değişebilir. Herkesin kendi adayını önermesi zaten dağılma olur, Altılı Masa uzlaşamamış olur. Öyle bir durumda biz, ‘DEVA olarak bugüne kadar altına imza attığımız her metinde mutabık kalacağız’ dedik. ‘Kadro havuzu bugünden hazırlanırsa iyi olur’ dedik. İcraatta sorunlar çıkarsa, belirsizlikler insanların karşısına başarısızlık olarak çıkarsa demokrasi kaybeder. Bunun başka ülkelerde örnekleri var. Geçiş döneminde her şeyde mutlak mutabakat olmayabilir ama bunların bugünden konuşulması gerek.

“TOPLANTILARINDA BİR NOT, KAYIT TUTMUYORUZ”

Cumhurbaşkanını kim seçecek konusunda, şu anda çalıştığımız metinde bir değişiklik öngörülmüyor. Günü gelince her şey Meclis’in iradesinde şekillenir. Şu andaki mutabakat metninde bununla ilgili bir değişim yok. Altılı Masa toplantılarında bir not, kayıt tutmuyoruz; bu, doğru da değil. O zaman samimi bir toplantı olmaz. Ne zaman ki bir hükümet kuruldu, o zaman bu olur.

“ÖNCE NE YAPILMASI GEREKTİĞİNİ TANIMLIYORUZ, SONRA KİMİN YAPACAĞI SORUSUNA GELİYORUZ”

Ortak çalışma grubunun kurulması konusunda mutabık kaldık. Ortak çalışma grubu, 60 tane başlık belirlediler, bunların tamamıyla ilgili adını koymasak da ortak bir seçim beyannamesi hazırlanacak. Bütün çalışmalarımızı ortaya koyacağız ve 2-3 sayfalık özlü bir mutabakatı sağlamaya çalışacağız. Bu çalışma grubu, çalışma usul ve esaslarını belirledi. Beş yıllık bir çözümü vatandaşın önüne koyalım, başı sonu belli bir planı koymazsak büyük sorun çıkacağını düşünüyoruz. Bir konuda ortak aday bir şey söyler, orada iki partinin genel başkanı ‘bize sordun da mı söyledin, bunu çalıştık mı’ derse ya da ortak aday ‘bilmiyorum’ derse ‘bu ne biçim aday’ derler. Önce ne yapılması gerektiğini tanımlıyoruz, sonra kimin yapacağı sorusuna geliyoruz. Şu an için isimler hiç mesele değil. Şu anda altı partinin uzmanları ne yapmamız gerektiğini çalışıyor. Dördüncü ve beşinci çalışma alanı bitmeden ortak aday konusunda çalışmayacağımızı söyledik, ‘Biz olmayız’ dedik. Prensibimiz, ilk turda genel sevide kalmak, detaylara inmemek. Ama baktık ki uzlaşma var, iyi gidiyor, bazı konularda biraz derinlemesine inmekte sakınca olmayabilir.

“ADAYI ERKEN AŞAMADA KONUŞUNCA PARTİLER ARASINDA TARTIŞMA DA ÇIKABİLİYOR”

Altılı Masa ile ilgili bugüne kadar aldığım izlenim; bir arada çözüm üretme iradesini yüksek görüyorum. Bir de mevcut sistem, partileri bir arada olmaya zorluyor. Beraber çalışmaktaki amaç, Türkiye pastasını büyütmek. Anlaşıldığı taktirde icrada ortak bir adayımız var, milletvekilinde de her partinin teşkilatı kendi partisini tanıtacak. Sık sorulan konularda ana omurgayı oluşturduktan sonra küçük projelerde ayrışmanın da çok sakıncası yok. Demokrasi ve otokrasi arasında bir mücadele var. Demokrasi sahasını kurmadan bir şey yapılamıyor işte. Şu anda önceliğimiz, demokrasi sahasını inşa etmek. Adayı erken aşamada konuşunca partiler arasında tartışma da çıkabiliyor. Ne yapacağımızı çalışmadan aday konuşunca onlar, kimlikleri ve geçmişleri ile konuşuluyor. İnsanların güvenini bir kazanalım, bu iş olacak.

“HDP’NİN ALTILI MASA İLE BİR İŞ BİRLİĞİ ŞU ANDA YOK. İLERDE NE OLUR BİLMİYORUM, BUGÜNÜN KONUSU DEĞİL”

Ülkeye özel bir şey söylemek doğru değil ama gittikçe çok sayıda, ülkeye dışarıdan seçim müdahalesini görüyoruz. Bunların hepsi tespit edilmiş durumda. Ama burada en önemli konu, toplumsal bilinci yükseltmek. Seçimler açısından siber saldırının en önemli türü, yanlış bilgilerle yapılıyor. Seçime üç kala sosyal medyada okuduğunuz hiçbir şeye inanmayın. Türkiye’nin ve Altılı Masa’nın uyanık olması lazım. 14 gün çok uzun bir süre, iyi bir isim belirleyelim ve ilk turda açık ara kazanalım, bu işi bitirelim diyorum. HDP ve Kürt seçmeni ayrı ayrı düşünmek lazım. HDP’nin Altılı Masa ile bir iş birliği şu anda yok. İlerde ne olur bilmiyorum, bugünün konusu değil. Kürt seçmen, Kürt sorunu ile ilgili bizim duruşumuz var. Biz parti kapatmalara karşıyız. Hatası olan insanlar cezalarını çekebilir tarafsız, bağımsız yargıyla tabii ama tüzel kişilerin cezalandırılmasına karşıyız. Ev sahipliği yapacağımız toplantıdan önce biraz bu konularda ilerlemek istiyoruz. Bir araya geldiğimizde somut adımlar atalım, ilerleyelim, bir sonraki toplantıya daha iyi taşıyabilelim.

“TEDBİR BİZİM ELİMİZDE, AMA KUŞKUSUZ ‘TAKDİR ALLAH’IN’ DERİZ. TEDBİRDE EKSİKLİK BIRAKMAMAK LAZIM”

Bizim kültürümüzde insanlara düşen, tedbir. Tedbirden sorumluyuz. Önce tedbir bizim elimizde, ama kuşkusuz ‘Takdir Allah’ın’ deriz biz. En azından bireysel bakışımızda ‘Tedbir bizden, takdir Allah’tan’ diye yaklaşımımız vardır. Onun için tedbirde eksiklik bırakmamak lazım. Biz, parti olarak tedbirler konusuna eğiliriz ama hemen bugün değil. Bir de bir daha tekrar etmesin diye geleceğe dönük daha uzun vadeli neler yapılabilir, onlarla ilgili zaten bir çalışmamız var.

“SEÇİMİ KAZANMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPACAKLARDIR”

İlk defa, seçimi gerçekten kaybedebileceklerini bildikleri bir seçime doğru gidiyorlar. Onun için gözleri hiçbir şeyi görmez, ne pahasına olursa olsun seçimi kazanmak için her şeyi yapacaklardır. İşe yaramaması bizim elimizde."