Uğur İstanbullu/Artvin

Uzun yıllar yurt dışında yaşamış turizmci ve şair Kenan Balcı Memleketi Artvin’in Ardanuç İlçesi Kutlu köyünden hemşerilerine seslendi, ”Buralar bizim topraklarımız, kadim topraklarımız. Geçmişimize sahip çıkmak için, üzerinde yaşadığımız bu kadim topraklara sahip çıkmamız gerekiyor. Aksi takdirde vahşi kapitalizmin doyumsuz insanları buraları da yağmalayabilir. Buraları da elimizden alabilirler ve onun için ben ilk fırsatta hemşerilerimi, köylülerimi, Artvinlileri topraklarına, sularına, dağlarına, yaylalarına sahip çıkmaya çağırıyorum.” diye seslendi.

BU TOPRAKLARADA YAŞAYANLAR YA ŞAİR YÂDA RESSAM OLUR.”

Şairleriyle ünlü bir köy olana Artvin’in Ardanuç ilçesi Kutlu köyüne uzun bir süre yurt dışında yaşayıp dönen turizmci ve şair Kenan Balcı , “Bizim memleketimiz biraz eski âşıklık geleneğinin altında kalmış bir coğrafyadır ve aynı zamanda çok değerli topraklarımız vardır.” diyerek şunları söyledi:

Bizim memleketimiz biraz eski âşıklık geleneğinin altında kalmış bir coğrafyadır. Kutlu köyü de şairleriyle ünlü bir köydür ve özellikle eski şairlerimiz ve ozanlarımızdan Âşık Ziya ve Âşık Sancaktardan ilham alarak daha sonrada Osman Kayayı takip ederek bizlerde şiir yazmaya başladık. Ben ilk defa sazı 10 yaşında elime aldım ve o da karşı mahallede oturan Âşık Sancaktarın sazıydı. Bir kaç gün böyle onunla tıngırtı yaparak saz çalmayı öğrendim. Daha sonrada şiirler yazarak ve aralıklarla şiir yazmaya devam ettik. Rasim Yılmaz gelmişti köyümüze ve bu tepede onu da ağırladığımız zaman şöyle demişti. Bu köyde ya şair olunur yâda ressam ve dolaysıyla da gerçekten de hasretlik bizde, ayrılıklar bizde ve çocukluğumuzun geçtiği hatıralar bir yanda yaşamımızı devam ettirdiğimiz gurbet eller bir yanda ve bizde bir yanda böyle şiir yazmaya devam ettik.

Bilmiyorum ama bir sürü karton kutulara dolu 10 yaşından buyana yazmış olduğumuz şiirler vardır ve birçoğunu da dipte köşede unuttuğumuz olmuştur. Benim henüz bir kitabım yayınlanmadı ve dolayısıyla benim bir şiir kitabım yok ama bir gün şiirlerimi keşfedip ve onu kitaplaştıracak insanlar olur diye bir kitap yazmıyorum.

ARTVİN’İN TOPRAĞINA, DOĞASINA, AĞACINA, DERESİNE, SUYUNA, BÖCEĞİNE, PEPELASINA ÂŞIK İNSANLARIZ.”

Artvinlilere şu mesajım var ve çok değerli topraklarımız var ve tabi ki değere dediğimiz şeyler göreceli kavramlardır. Artvin’in toprağına, doğasına, ağacına, deresine, suyuna, böceğine, pepelasına âşık insanlarız. Buralar bizim topraklarımız, kadim topraklarımız. Geçmişimize sahip çıkmak için, üzerinde yaşadığımız bu kadim topraklara sahip çıkmamız gerekiyor. Aksi takdirde vahşi kapitalizmin doyumsuz insanları buraları da yağmalayabilir. Buraları da elimizden alabilirler ve onun için ben ilk fırsatta hemşerilerimi, köylülerimi, Artvinlileri topraklarına, sularına, dağlarına, yaylalarına sahip çıkmaya çağırıyorum.” Dedi ve yazdığı bir şiirini okudu,

AMA SİZ UNUTMAYIN BURALARI, BURALAR SESSİZ, BURALAR ISSIZ, BURALAR KİMSESİZ, SİZ GELMEZSENİZ DE İÇİNİZDEKİ ÇOCUĞU GETİRİN BURALARA O ÇOCUK İYİ BİLİR BURALARI. UNUTMAYIN BURALARI SİZDE GELİN.”


Gomizor tepesindeyim bir akşamüstü, Mahletteki harmanlar geldi aklıma Sedicanda bir ses duyar mıyım diye sustum. Sonra taşlara baktım bir kuzu sesi gelir mi diye. Zamana saklanmış hatıralar yatıyordu vadinin derinliklerinde ıssız ve sessizce. Birden Göberete erişti gözüm sanki benliğimizdeki anılar kaynayıp çekmişti, toprak, orman, su birlikte yürümüştü zamanın derinliklerine. Gombahette bir çocuk sesi duyar mıyım diye dinledim sessizce rüzgârı birden aklıma geldi, 50 yıldır göç etmişti o çocuk. Bir daha gelir miydi, bir daha şiirler yazar mıydı bilinmez. Ama siz unutmayın buraları, buralar sessiz, buralar ıssız, buralar kimsesiz, Siz gelmezseniz de içinizdeki çocuğu getirin buralara o çocuk iyi bilir buraları. Unutmayın buraları sizde gelin.”