Haber: Sabri Kırdar

Antalya SOL Feminist Hareket Sözcüsü Öykü Ağtaş 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Tarih 8 Mart 1857. Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde bir tekstil fabrikasında alevler yükseldi. İnsani koşullarda çalışmak istedikleri için haklarını arayan kadınlar alevlerin arasında ölüme terk edildi. Biz kadınların o günlerden bugünlere uzanan mücadelesinde o fabrikada yükselen çığlıkların feryadı vardır diyen Öykü Ağtaş;  Yüzyıllardır verdiğimiz mücadeleler ile kazandığımız ve anayasa ile güvence altına alınan haklarımız bugünlere geldiğimizde gericileşme politikaları üreten siyasal islamcı Akp iktidarı ve yandaşları ile kadınların ellerinden alınmak isteniyor dedi.

Mecliste oy birliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi'nden tek adamın isteği ile bir gecede çıkıldığını belirten Öykü Ağtaş açıklamasının devamında şunları belirtti; AKP-MHP koalisyonu 6284 sayılı kanunun uygulanmaması için her yerde kadını anne kimliğine sıkıştırıp sözde kutsal aile yapısının bozulduğundan dem vuruyor. Oysa bizler tarikat ve cemaatlere teslim edilen çocuklarımızın hayatlarının nasıl karartıldığına her gün şahit oluyoruz. Çocuklarımızın beden dokunulmazlığının nasıl ihlal edildiğine acı içinde şahit oluyoruz.

Çocukların, kadınların, LGBTİ+ bireylerin hayatlarını ve haklarını korumak yerine hepimizin yaşam haklarına saldırıyorlar.

Çocuk yaşta evliliği normalleştirip tacizcileri, tecavüzcüleri ve katilleri ödüllendiren sözde cezalar veriyorlar.

Okullarda laik ve bilimsel eğitime saldırıp ÇEDES projesi ile cemaatleri okullara sokup eğitimi gericileştiriyor ve karma eğitime saldırıyorlar.

Sermayedarların ve kendilerinin çocuklarına yurt dışlarında okutanlar halkın çocuklarına gerici eğitimi reva görüyor.

HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ

1926 yılında çıkarılan Medeni Kanun’u değiştirip yerine Şer'i hukuka geçmek isteyenler bilsin ki; okuma, çalışma, miras, evlenme, boşanma haklarımızdan vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz!

Sendikasız çalıştırılan, ev içinde sömürülen, sokaklarda korku içinde yürüyen, geleceği çalınan, kreş hakkından mahrum bırakılan, katledilen kadınlar olarak diyoruz ki:

Bu ülkede dün nenelerimiz her türlü baskıya, eve kapatılmaya, zorla evlendirilmeye, eğitimden mahrum bırakılmaya karşı direndi. Bugün bizler de; bizi hayattan silmeye çalışan, emeğimizi yok sayan, yoksullaştıran din istismarcılarına karşı “kadınlar vardır” demek için bulunduğumuz her yerde direnelim!

Çocuklarımızın geleceği, kadınların ve LGBTİ+'ların yaşam hakları için, eşitlik ve laiklik için 8 Mart'ta alanlardayız; buradayız, bir aradayız!

Yaşasın Feminist Mücadelemiz!

Yaşasın Kadın Dayanışması!

Yaşasın 8 Mart!