Ankara’da 8 Mart için çağrıda bulunan kadınlar, 6 Mart’ta saat 17.00’de Sakarya Caddesi’nde "Şiddeti, sömürüyü bitireceğiz. Eşit, özgür yaşayacağız" sloganıyla bir araya gelecek.

HABER: ESRA TOKAT

Ankara’da bir araya gelen FKF'li Kadınlar, Eşitlik Kadın Örgütü, İlerici Kadınlar Derneği, Kadınlar Direnişte - Özgür Kadın Dayanışması, Kadın Meclisleri ve Sosyalist Kadın Hareketi üyesi kadınlar Mülkiyeliler Birliği’nde basın açıklaması düzenledi. Burada yaptıkları basın açıklamasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için hazırladıkları programı duyuran kadınlar, "Tüm kadınları ve LGBTİQ+’ları sömürü ve şiddete karşı eşit ve özgür yaşayabilmek için sesimize ses katmaya, birlikte mücadeleye etmeye davet ediyoruz" diyerek 6 Mart Pazar günü saat 17.00’de Sakarya Caddesi’ne çağrı yaptı.

“AKP-MHP İKTİDARININ TÜM GERİCİ VE BASKICI ADIMLARINA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ”

İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekildiği, gerici saldırıların arttığı, ekonomik krizin yüküyle yoksulluğumuzun derinleştiği bir dönemde 8 Mart’ı karşıladıklarının altını çizen kadınlar, “Kadınları bu kriz günlerinde yoksulluğa ve dört duvar arasında şiddete mahkûm etmeye çalışıyorlar. ‘Nafaka düzenlemesi’ adı altında kadınların medeni haklarını gasp etmeyi hedefliyorlar. Siyasi iktidarın gerici saldırılarla hayatımızı kuşatmasına, Medeni Kanun’un içini boşaltmasına, emeğimize, bedenlerimize, yaşamlarımıza saldırmasına izin vermeyeceğiz. Bir kadının sahne kıyafetinin açık bulunması, bir şarkı sözüne “dil koparma” tehdidiyle karşılık verilmesi tesadüf değildir. Fikrini ifade eden bir gazetecinin gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanması da ne yazık ki şaşırtıcı değildir. Bizler bunların hiçbirine alışmayacağız, AKP-MHP iktidarının tüm bu gerici ve baskıcı adımlarına karşı mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandılar.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İÇİN, NAFAKA HAKKI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Ayrıca “Bütün kadınları, emekçi kadınların mücadele tarihi olan 8 Mart'ta, kadınların sömürüsüz ve şiddetsiz bir dünyada yaşamak için mücadelemizi en güçlü şekilde büyütmeye çağırıyoruz” diyen kadınlar, aşağıda belirtilen başlıklar için mücadele ettiklerini açıkladılar:

·        İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğimiz için,

·        Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak için,

·        6284 sayılı kanunun ve kazanılmış haklarımızın etkin uygulanması ve bütün haklarımız için,

·        Soruşturmaların etkin yürütülmesi, şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması için,

·        Yeterli sayıda sığınağın, cinsel şiddet kriz merkezinin açılması ve güvenli hale getirilmesi için,

·        Kadınların ve LGBTİQ+’ların istihdama katılımı önündeki tüm engellerin kaldırılması için,  

·        İstismar ve şiddet davalarında cezasızlığın son bulması, adaletin sağlanması için,

·        Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine karşı her türlü ayrımcılığın sonlandırılması için,

·        Eşit işe eşit ücret için,

·        Bakım, temizlik, yemek gibi hizmetlerin kamusal olarak düzenlenmesi için,  

·        Kamusal hak olan ve tüm yaşam alanlarında ve işyerlerinde ücretsiz, nitelikli, kreşler için,

·        Parasız ve nitelikli kamusal sağlık hizmeti için

·        Nafaka hakkı için,

·        İş yerlerinde taciz, mobbing ve baskının son bulması, sendikalaşma ve örgütlenme hakkımız için,

·        Temel ihtiyaç ürünleri ve hizmetlerinin ücretsiz sağlanması için, 

·        Doğum kontrol yöntemleri ve ürünleri; ped, tampon gibi hijyen ihtiyaçlarının ücretsiz sağlanması için,        

·        Ücretsiz ve koşulsuz HPV aşısı için,   

·        Fiili “kürtaj yasaklarını” kaldırmak için,

·        Gerici politikaların karşısında laiklik için,

·        Tarikat ve cemaatlerin tahakkümüne son verilerek, tarikat ve cemaat yurtlarının kapatılması ve barınma hakkının kamusal olarak parasız sağlanması için,

·        Patronları ve onların siyasi temsilcilerini, şiddet uygulayan erkekleri kollayanları yenmek, sömürü düzenini ortadan kaldırmak için mücadele edeceğiz.

Basın açıklamasının tamamı ise şu şekilde:

“6 Mart’ta Sakarya Meydanı’ndayız.

8 Mart’ta, emekçi kadınların uluslararası mücadele günü için bir aradayız. 1700’lerden beri nice işçi direnişinin öznesi olan kadın işçilerin 1917’nin 8 Mart’ında “ekmek ve barış” sloganıyla tarihimize armağan ettiği bu büyük günün yıldönümünde, 8 Mart’ta dünyanın her yerinde ve her gün olduğu gibi biz kadınların mücadelesi sürüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekildiği, gerici saldırıların arttığı, ekonomik krizin yüküyle yoksulluğumuzun derinleştiği bir dönemde 8 Mart’ı karşılıyoruz.

Bu düzende emekçi kadınlar güvencesiz ve esnek koşullara mahkûm ediliyor. Ekonomik kriz derinleştikçe işsizlik, güvencesizlik, sömürü ve yoksulluk artıyor. Büyük bir kısmı güvencesiz koşullarda çalışan kadınlar ilk işten çıkarılanlar oluyor.  Katlanarak artan zamlar, yükselen faturalar ve eriyen maaşlarla karşı karşıya kalan emekçiler büyük bir dar boğazın içinde yaşamaya çalışıyor. Kadınlar için bu durum zaten kısıtlı olan ekonomik bağımsızlıklarının ellerinden alınması anlamına geliyor.

Öte yandan biz kadınların ev içerisinde görünmeyen emeği, yaşlı, çocuk, hasta bakımı ve ev içi her türlü işin yükü omuzlarımıza daha fazla yükleniyor. Temel ihtiyaçlarımıza yapılan zamlar belimizi büküyor. Eve neyin girdiği bir yana, ay sonunun nasıl getirileceği, sofraya ne konacağı kadınların sorunu oluyor. Giderek içinden çıkılması güçleşen ev ekonomisinin sorumluluğu kadına yükleniyor. Yoksulluk en fazla kadınları vuruyor. Bu kuşatma, şiddetin bahanesi haline getiriliyor. Emekçi halkın yoksulluğunu var eden sömürü düzenine karşı da kadınların, LGBTİQ+’ların, göç etmek zorunda bırakılanların ayrıca uğradığı eşitsizliklere karşı da mücadele edeceğiz.

Kadınları bu kriz günlerinde yoksulluğa ve dört duvar arasında şiddete mahkûm etmeye çalışıyorlar. “Nafaka düzenlemesi” adı altında kadınların medeni haklarını gasp etmeyi hedefliyorlar. Siyasi iktidarın gerici saldırılarla hayatımızı kuşatmasına, Medeni Kanun’un içini boşaltmasına, emeğimize, bedenlerimize, yaşamlarımıza saldırmasına izin vermeyeceğiz. Bir kadının sahne kıyafetinin açık bulunması, bir şarkı sözüne “dil koparma” tehdidiyle karşılık verilmesi tesadüf değildir. Fikrini ifade eden bir gazetecinin gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanması da ne yazık ki şaşırtıcı değildir. Bizler bunların hiçbirine alışmayacağız, AKP-MHP iktidarının tüm bu gerici ve baskıcı adımlarına karşı mücadele edeceğiz.

Her sabah kadın cinayetleriyle uyanıyoruz. Kadınlar hayatlarıyla ilgili kendi kararlarını uygulamaya kalkıştığında erkekler tarafından şiddete uğruyor, öldürülüyor. Mevcut yasaları bile etkin uygulamaktan kaçınanlar, cezasızlık politikalarıyla şiddeti meşrulaştırıyor. Bundan cesaret alan erkekler artık sokak ortasında hiç tanımadıkları kadınları kolay hedef gördükleri için öldürebiliyor. Her gün hedef gösterilen LGBTİQ+’lara saldıran failler neredeyse hiç bulunamıyor, yargılanmıyor. Göç etmek zorunda bırakılan kadınlar insan kaçakçılarıyla yoksulluk ve şiddet arasına mahkûm ediliyor. Gençlerin tarikat ve cemaat yurtlarında intihara sürüklendiğini görüyoruz. Kur’an kurslarında üzeri örtülmüş çocuk istismarlarını biliyoruz. Nafaka hakkımızı gasptan, çocuk yaşta zorla evliliklerin meşrulaştırılmasına kadar Diyanet İşleri Başkanlığı hayatımızın her alanına fetvalarla müdahale ediyor. Meşru müdafaa hakkını kullanan kadınlar yüksek cezalara mahkûm edilirken, istismar ve şiddet failleri, serbest geziyor. Hala bulunabilecekken bulunmamış kayıp kadınların nerede olduğunu soruyoruz. Hayatın her alanında tacize, ekonomik, psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddete maruz bırakılmayı reddediyoruz. Çoğalarak mücadeleyi büyütüyoruz.

Bizler yoksulluğu bize reva görenlere, sömürü ve şiddete karşı eşit ve özgür yaşamak için yan yana geliyoruz ve mücadele ediyoruz.

Bütün kadınları, emekçi kadınların mücadele tarihi olan 8 Mart'ta, kadınların sömürüsüz ve şiddetsiz bir dünyada yaşamak için mücadelemizi en güçlü şekilde büyütmeye çağırıyoruz.

27 Kasım’da “eşit, özgür olacağız, şiddetsiz sömürüsüz bir dünya kuracağız” dedik.

6 Mart’ta daha da güçlenerek ‘Şiddeti, Sömürüyü Bitireceğiz! Eşit, Özgür Yaşayacağız!’ diyeceğiz. Saat 17:00’da Sakarya Meydanı’nda buluşacağız.

Tüm kadınları ve LGBTİQ+’ları sömürü ve şiddete karşı eşit ve özgür yaşayabilmek için sesimize ses katmaya, birlikte mücadeleye etmeye davet ediyoruz.”