Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle Ankara Adliyesi önünde avukatlarla birlikte basın açıklaması yaptı. Köroğlu’nun açıklaması şöyle:

“Üstünde yaşadığımız bu coğrafyada, engelli bireylerin daha iyi bir yaşam düzeyine kavuşturulması, toplumsal yaşama tam ve eşit bir şekilde katılımın önündeki engellerin kaldırılması, aktif ve etkin bir hayat sürdürmelerinin sağlanması için gerekli düzenlemeleri yapmak toplumun asli görevi ve engellilerin ise temel hakkıdır. Bu hususlarda etkin adımlar atmak ahlaki ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler gereği hukuki sorumluluğumuzdur.

İşte bugünün, 1992 yılından günümüze; engellilerin topluma kazandırılması, insan haklarının engelliler için tam ve eşit ölçüde sağlanması amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilerek, 'Uluslararası Engelliler Günü' olarak anılmasının sebebi budur. Bize sorumluluklarımızı hatırlatmak… Her birey gibi engellilerin de doğuştan sahip olduğu hakları koruyan ve onların onurunu güçlendiren yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve engellilerin medeni, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ortamlara eşit fırsatlarla katılımının sağlanması insan haklarının gereği olarak ele alınmalı ve korunması adına kamusal bir zorunluluk bulunduğu unutulmamalıdır.

“ENGELLİ KİŞİLERİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR BİR BÜTÜN OLARAK TOPLUMUMUZUN BİRLİĞİ İÇİN ZARARLIDIR”

Yıllardır edindiğimiz tecrübeler göstermektedir ki, kapsayıcılığın önündeki engeller kaldırıldığında, tüm toplum bundan faydalanacaktır. Bu nedenle, engelli kişilerin karşılaştığı sorunlar bir bütün olarak toplumumuzun birliği için zararlıdır. Her geçen yıl ülkemizin bu konuda gelişim kaydettiği aşikardır. Fakat yeterli değildir. Sözleşmenin tam ve etkin uygulanabilirliği hayatın her alanında erişilebilirlik ilkesinin gözetilmesi ve en önemlisi toplumsal farkındalığın artırılması gerekmektedir. Çünkü sosyal devlet, engellilik türü ne olursa olsun engelli vatandaşına yaşanabilir bir dünya hazırlama sorumluluğunda ve bilinci içerisinde olan bir devlettir. Sosyal devlet isek kişilere sadece temel hak ve özgürlükler sağlamakla yetinemeyiz, aynı zamanda sosyal durumları iyileştirmeli, onlara insan haysiyetine yaraşır bir yaşam şekli sunmalı, sosyal güvenliğe kavuşturmayı ödev bilmeliyiz.

Ankara’da, kamu binaları ve mahkemeler sözleşmeye ve sözleşmede kabul edilen erişilebilirlik maddesine rağmen 6 farklı adliye binasına dağılmış bulunmaktadır. Bu bir adalete erişim problemidir. Ankara Barosu olarak; yakın zamanda ABB ile ortak bir adım attık ve engelli vatandaşlarımızın seyahatine uygun olan belediye otobüsleriyle adliyeler arasında ring servisi uygulaması başlatıldı. Bu sayede en azından, vatandaşların adliye binalarına ulaşımları sırasında ortaya çıkabilecek karışıklık ve zorluklar bir nebze hafiflemiş oldu. Fakat kesin çözüm, Ankara’da tek adliye düzenine ivedilikle geçilmesi için çalışmalara başlanmasıdır. 

“TEK, HER ANLAMDA ERİŞİLEBİLİR VE ULAŞILABİLİR OLAN BİR ADLİYE İSTİYORUZ”

Bu yönde yıllardır yaptığımız çağrıyı, bugün, bu durum nedeniyle ortaya çıkan zorluklardan en çok etkilenen engelli meslektaşlarımız ve vatandaşlarımız için yineliyoruz: tek, her anlamda erişilebilir ve ulaşılabilir olan bir adliye istiyoruz. Engellilere yönelik toplumsal farkındalığın en ileri düzeyde olması gereken kamusal kurumlardan birinin adliyeler olduğunun altını çiziyoruz.

“ENGELLİ BİREYLER VE HAKLARI AÇISINDAN GENEL İTİBARIYLA BİR EĞİTİMSİZLİK PROBLEMİ VARDIR VE BU DURUM ENGELLİ BİREYLERİ MUHATAPLARININ VİCDANIYLA KARŞI KARŞIYA BIRAKMAKTADIR”

Engelli bireylerin tüm bu karşılaştıkları problemlerin yanı sıra bir diğer problem ise bireysel bağımsızlığın sağlanamaması ve ayrımcılıktır. BM Engelli Hakları Sözleşmesi, engelli bireylerin temel hak ve özgürlüklere eşit erişim gösterirken bağımsız yaşam hakkını tanıyarak esas almış ve engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılığın önlenmesini amaçlamıştır. Günümüz Türkiye’sinde özellikle noter işlemlerinde engelli bireylerin karşılaştığı sorunlar göstermektedir ki eğitim düzeyi fark etmeksizin engelli bireyler ve hakları açısından genel itibarıyla bir eğitimsizlik problemi vardır ve bu durum engelli bireyleri muhataplarının vicdanıyla karşı karşıya bırakmaktadır. Örneğin noter işlemleri sırasında engelli bireyin hazirun eşliğinde işlem yaptırabilmesi gerek Noterlik Kanunu gerekse TBK açısından engelli bireyin seçimine bırakılmışsa da aksi yöndeki uygulamalar kanunsuzdur ve ivedilikle son verilmelidir. Genel ve yerel idarecileri, siyasileri, STK’lerimiz ve barolarımızı, tüm toplumumuzu engellilerin haklarını savunma ve mücadelelerini destekleme konusundaki kararlılıklarını artırmaya, engellilerin yaşadıkları problemlere ilişkin farkındalıklarını artırarak yeni olasılıkların yaratılmasına aktif olarak katkıda bulunmaya çağırıyoruz.

“FARKINDA OLALIM, ANLAYALIM VE HEP BERABER YAPIP BİRLİKTE YAŞAYALIM”

Bütün engellerin sevgi, saygı ve dayanışmayla aşılacağını bir kez daha hatırlatarak, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, birlikte ‘Eşit Hayat Hakkı’ mücadelesi verdiğimiz engelli meslektaşlarımızın ve vatandaşlarımızın yanında olduğumuzu bildiriyor ve herkesi bu konuda farkındalığa davet ediyoruz. Hiçbir politikanın, o politikadan etkilenen grubun tam ve doğrudan katılımı olmaksızın, sadece bir temsilci tarafından tek başına karar verilip uygulanmasının istenen sonucu vermeyeceğini anlatan harika bir deyiş vardır. ‘Nothing About Us Without Us.’ Yani, ‘Bizimle ilgili hiçbir şeyi biz olmadan yapamazsınız.’ Bu yüzden farkında olalım, anlayalım ve hep beraber yapıp birlikte yaşayalım.”