İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Akşener'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

"Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ülkemiz için başlı başına bir milli güvenlik tehdididir.

Bu ucube sistemin pençesinde Türkiye her hafta yeni bir krizle karşı karşıya kalıyor. Ve ülkemiz bu kriz sarmalında hırpalanırken olan her zamanki gibi milletimize oluyor. Nitekim 2023'te dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğiz diyenler, bugün ülkemizi ilk 20 ekonominin bile dışına çıkardılar. Bu vizyoner yönetim anlayışının sonucunda gire gire gri listeye girdik.

Bu gri listede dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasından hiçbir ülke yok. İlk 20 ekonomisi arasından da yine hiçbir ülke yok. İlk 30 ekonomisi arasından ise sadece Türkiye var. Peki bu listede başka kimler var?

Mesela bu listede Burkina Faso, Zimbabve, Uganda var. Mesela Filipinler, Kamboçya, Suriye var. Gördüğünüz gibi listedeki her ülke başlı başına bir başarı hikayesi. Peki bu listeye neye göre giriliyor biliyor musunuz? Eğer ülkenizde yoğun miktarda para aklanıyorsa, terörist gruplar ülkenizden finansman sağlıyorsa ve siz bu sorunlara karşı hiçbir mücadele sergilemiyorsanız işte o zaman gri listeye giriyorsunuz. Şu rezilliğe bakar mısınız? Türkiye'nin düşürüldüğü duruma bakar mısınız? Yazıklar olsun.

Peki bu rezillik karşısında ne yaptı dersiniz? Bu tip durumlar karşısında her zaman yaptıkları gibi hep bir ağızdan dış güçler demeye başladırlar. Biz elbette ülkemizin itibarının yerle bir olmasını istemeyiz. Biz elbette Türkiye'ye yapılan her haksızlığın her zaman karşısında oluruz. Biz elbette burada da bir haksızlık olduğunu biliyoruz. Ama ülkemizi bu haksızlığa uğratanın da bizzat iktidarın kendisi olduğunu açıkça görüyoruz. Gri listeye neden girdiğimizi daha iyi anlamak için öncelikle şu sorunun cevabını vermeliyiz. Nedir o soru: Türkiye'de gerçekten para aklanıyor mu? Evet. Maalesef aklanıyor hem de bizzat devlet eliyle aklanıyor. Mesela eğer yurt dışında paranız varsa veya yurt içinde kanunsuz yollardan kazandığınız parayı yurt dışına çıkardıysanız bu parayı aklamak için uğraşmanıza hiç gerek yok. Nasıl mı? Hemen varlık barışı için müracaat edip yüzde 1 komisyonla bu parayı kolayca aklayabiliyorsunuz. Yani yüzde 1 komisyon ödeyince kimse size o parayı nereden buldun diye hesap soramıyor. Yani bu ucube sistemde iktidar diyor ki, 'uyuşturucu mu satıyorsun? Getir paranı. Kaçakçılık mı yapıyorsun? Getir paranı. Türkiye'den para mı kaçırdın? Getir paranı. Yüzde 1 komisyonla paranı da aklıyorum seni de aklıyorum.' Çamaşır suyu reklamı değil AK Parti iktidarı.

İşte size kabile reisi yetkileriyle devlet yönetmeye kalkan sayın Erdoğan'ın kabile devletleriyle bizi aynı listeye sokan güçlü Türkiye vizyonu. İşte size Türkiye'yi uçuracağını söyleyen partili Cumhurbaşkanlığı sistemi. Ülkemizin itibarını yerle bir eden bu tablo karşısında bizim üzerimize düşen görev bir an önce milletimizden yetkiyi alıp bu utancı temizlemek ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne hak ettiği itibarı kazandırmaktır. Nitekim Artagan projemizin temelinde de işte tam olarak bu mücadele yer alıyor.

Biliyorsunuz, 2022 bütçesi, Milletin Meclisi’ne geldi. Normal şartlarda, bir sonraki yılın bütçeleri, toplumu heyecanlandırır. Çünkü millet, yeni bütçenin, sorunlarına çözüm getirmesini ümit eder. Hayatını kolaylaştırmasını, gelirinin artmasını, menfaatinin korunmasını bekler. Bu yüzden, heyecanlanır. Ancak maalesef, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçildiğinden beri, milletimiz, bu heyecandan yoksun.

Çünkü herkes biliyor ki; Türkiye Cumhuriyeti’nin, tüm imkanları, bereketli topraklarımızın tüm zenginliği, yine o 5 müteahhidin, ve bir grup saray şımarığının, hizmetine sunulacak. Nitekim; Aynı 2021’de olduğu gibi, Sayın Erdoğan’ın 2022 bütçesinde; yine heyecan yok, yine umut yok.

Çünkü bu bütçede; yoksulluğa çare yok. Enflasyona çare yok. İşsizliğe çare yok. Gelir dağılımındaki adaletsizliğe çözüm yok. Bu bütçede; çitçilerimize yeterli destek yok. Milletin borçlarına çare yok. İşçinin, işverenin, emeklinin, hayatını kolaylaştıracak adımlar yok. EYT’liler yok, 4/B’liler yok. Hatta söz verilmesine rağmen, 3600 ek gösterge bile yok. Ez cümle; bu bütçede, millet yok, millet!

Peki ne var? Millet yok ama, mesela; 5’li müşteri garantisi çetesi var. Bütçeye, onlar için, 2022 yılında, 42 buçuk milyar lira daha, ödenek konulmuş. Bu ne demek biliyor musunuz? Milyonlarca çiftçiye verilen desteğin, iki katı para demek. Vicdansızlığa bakar mısınız? Dahası var.

2021 yılında, 31 milyar lira olan bu ödenek, önümüzdeki yıl için, yüzde 37 artırılmış, 42 buçuk milyar liraya yükseltilmiş. Saray müteahhidine gelince, artış, gerçek enflasyon kadar. Millete gelinceyse, TÜİK’in makyajlı enflasyonu kadar bile değil. Utanmazlığa bakar mısınız?

Son dört yılda, garantili işlere ayrılan ödenek, 69 milyar lira. Önümüzdeki 3 yılda yapılacak ödemeler ise, tahminen 143 milyar lira olacak. Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan ve arkadaşları, doları çok sever. O yüzden, bir de onların diliyle ifade edeyim; 2017-2024 dönemi için, hazinemizden, saray garantili çeteye ödenecek para, toplam 25 milyar dolar. Buradan, “Yol yapıyoruz, tünel yapıyoruz, köprü yapıyoruz, hastane yapıyoruz, ama milletimizin cebinden bir kuruş çıkmıyor.” diyenlere sesleniyorum;

Bu parayı nereden ödüyorsunuz? Bu para milletin parası değil mi? Ve siz, bu kadar açık seçik yalan söylemekten, hiç mi utanmıyor musunuz? Ayıptır, günahtır. Ez cümle; bu bütçe, herhangi bir bütçe değildir. Bu bütçe, bir savurganlık, bir israf bütçesidir. Bu bütçe, milletin emeğini faizcilerin kursağına akıtan bir bütçedir. Bu bütçe, Sayın Erdoğan’ın, giderayak milletimize attığı, son kazığın bütçesidir."