Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen Köyü’nde ekipler sabah saatlerinde zeytin ağaçlarının sökümüne başladı. Söküm işlemlerine tepki İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık ve beraberinde 3 köylü, jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı.
Muhtar Işık ve 3 köylü ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Milas İlçe Jandarma Komutanlığı önünde açıklama yapan köylülerin avukatı Ayşe Kaya, şunları söyledi:
“Bugün YK enerji yetkilileri, işçileri, araçları ile birlikte kendilerine neredeyse tahsis edilmiş diyebileceğimiz yaklaşık 100 hatta 100'ü de aşan jandarma personeli ile birlikte zeytin söküm çalışması için İkizköy'e geldiler. Bunu gören köylüler de burada ağaçların sökümünü engellemek için tepki gösterdi. 'Enerji şirketinin iş yeri konut dokunulmazlığını ihlal ve onları maddi zarara uğrattığımız' iddialarıyla şu an ifade verdik. Fakat bu kadar jandarma personelinin mesaisini, ulaşımını, yeme içmesi ile birlikte kendilerine tahsis edilmiş gibi kullanan şirket yetkililerinin de kamuyu zarara uğrattığını da biz ifadelerimizde belirttik.”
“O köy bize atalarımızdan kaldı bu açgözlü şirketlere vermeyeceğiz”
Gözaltına alınıp serbest bırakılan Muhtar Işık ise yaşananları şöyle anlattı:
“Bugün Yeniköy-Kemerköy şirketi, Akbelen sınırlarına sabah erken saatlerde onlarca jandarmayı, TOMA’yı yığarak, köylülerin alın terine, emeğine, bu sıcakta ve üzerinde o kadar meyve olmasına rağmen, bir ay sonra hasada başlanılacak olmasına rağmen, o zeytinlerin dallarını keserek, sökerek taşıdıklarının ihbarını aldık. Bunu birebir gözlerimizle görmek ve o işlemi durdurmak için 4 arkadaşımız ile birlikte sahaya gittik. Saha dediğimiz yer büyük bir yer. Acaba tapulu arazilerimizde mi yoksa ya da yanında mı nerede işlem yapılıyor, bu konuda muhtarlığımıza niçin bir bilgi verilmedi diye kendi gözlerimizle görmek ve bu işlemi durdurmak için alana gittik. Alana gittiğimizde biz şuurumuzu kaybettik. Bu sıcakta bu mevsimde bu iş yapılmaz. Hangi ziraat mühendisi çıkarsa çıksın hangisi söylerse söylesin burada bizler, çiftçiler, üreticiler şunu söylüyoruz, üzerinde meyve olan ağaç kesilmez, sökülmez, taşınmaz. Bunlar bizim emeğimiz, bunlar bizim alın terimiz. O köy bize atalarımızdan kaldı. Asla bu açgözlü şirketlere vermeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. Hiç kimsenin malını da zarara uğratmadık. Asıl zarara uğrayan bizleriz. Kanser hastalığından ölen bizleriz. Bizler daha Zehra ninemizin acısını yaşayamadan bir de toprağımıza girip zeytinimizi söküp taşıyorlar. Tutanak tutulsun. Biz de onlardan şikayetçiyiz. Bize yaşattıkları bu kadar acı için biz de onlardan şikayetçiyiz. Bir tek dalımızı vermeyeceğiz. Ne olursa olsun. Gözaltına da alınsak, hapse de atılsak, o zeytin ağaçlarını korumaya devam edeceğiz."