KÜLTÜR & SANAT

Ahmet Ümit, Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nün 18. yılında ödüle değer görüldü

MTSO tarafından düzenlenen ve Türkiye'de bir kent adına verilen tek edebiyat ödülü olma özelliğini taşıyan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nün bu yılki sahibi, polisiye romanlarıyla tanınan usta yazar Ahmet Ümit oldu. Ümit'e ödülü, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ve Meclis Başkanı Hamit İzol tarafından takdim edildi.

Abone Ol

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) öncülüğünde bu yıl 18'incisi düzenlenen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü, düzenlenen törenle sahibini buldu. Türkiye'de bir kent adına verilen tek edebiyat ödülü olma özelliğini taşıyan ödül için bu yıl polisiye kurgu romanlarıyla tanınan yazar Ahmet Ümit seçildi.

Seçici kurul tarafından yapılan değerlendirmede, Ümit'in "hikâyenin gerektirdiği bir dil, sağlam ve derinlikli yaratılmış karakterler ve güçlü bir olay örgüsü içinden, dönemin sosyo-ekonomik analizine ve tarihsel arka planına ışık düşüren eserleriyle edebiyatımızı geniş bir okur kitlesine açtığı" vurgulandı.

EDEBİYATIN GÜCÜNE VURGU

Ödül töreninde konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, okumanın önemine dikkat çekti. "Okumayan insan hep aynı yerde yaşar. Oysa okuyanlar yolculuk halindedir" diyen Çakır, "Okumak, yenilenmek, kendini yeniden inşa etmektir. Kitaptan, edebiyattan uzak kalanlar sadece kendi kısa yaşamını bilir" ifadelerini kullandı.

Çakır, 'Oku' sözcüğünün Türkçede bir çağrı ve davet anlamı taşıdığına işaret ederek, "Okuyarak, yeni yaşamları davet eder, yeni düşünceleri çağırırız. İşte bu çağrıyla gelişiriz" değerlendirmesinde bulundu.

POLİSİYE ROMAN ANADOLU'YA AYAK BASTI

Seçici Kurul Üyesi Turhan Günay, yaptığı değerlendirmede polisiye romanın Türkiye'deki gelişim sürecine ışık tuttu. Ahmet Ümit'in polisiye roman tarihine girmesiyle bu türün ilk kez Anadolu topraklarına ayak bastığını vurgulayan Günay, "Ahmet Ümit, romanlarını doğrudan Anadolu uygarlıkları üzerine konumlandırır. Polisiyeyi Anadolu topraklarına getirmesi nedeniyle de Türk edebiyatında iyi bir yazar kabul edilir" dedi.

Günay, polisiye romanın Osmanlı'dan günümüze gelişim sürecini anlatarak, ilk polisiye romanın Ahmet Mithat Efendi tarafından yazıldığını, zamanla Fransız ve İngiliz etkisinden sonra Amerika'nın etkisiyle bu alanda canlanma görüldüğünü ifade etti.

37 DİLDE 150 YAKIN KİTAP

Ahmet Ümit ise yaptığı duygusal konuşmada, yazarlık serüvenini anlattı. Çocukluk ya da gençlik yıllarında yazar olmayı hiç düşünmediğini ancak yaşadıklarının kendisini yazmaya sürüklediğini belirten Ümit, "Ben yaşadıklarımı yazdım. 37 farklı dilde 150'ye yakın kitabım yayınlandı. Eserlerimden filmler, opera, tiyatro, çizgi roman yapıldı. Türkiye ve dünyada 15 milyona yakın kitabım yayınlandı. Bu benim değil sizin başarınız" şeklinde konuştu.

İYİ EDEBİYAT İYİ POLİSİYEDİR

Polisiye edebiyatın inceliklerine de değinen Ümit, "İyi edebiyat iyi polisiyedir. Bütün iyi polisiye metinlerinin hepsi klasik romanlardır. Çok zordur ama şaşmaz" dedi. İyi polisiyenin temel özelliklerini sıralayan Ümit, "İyi polisiye demek iyi kurgu demektir. Derinlemesine anlatılmış sağlam psikolojiye sahip karakterler demektir. Sağlam bir sosyo ekonomik geri plan demektir. Hikayenin gerektirdiği olağanüstü bir dil demektir" ifadelerini kullandı.

YAZARLIK ÖLÇÜTÜNÜ AÇIKLADI

22 yaşında yazdığı ilk yazının 40 dilde yayınlanan bir dergide basılmasının ardından yazar olmayı düşünmeye başladığını anlatan Ümit, bir yazarın iyi yazar sayılması için ölümünden en az 25 yıl sonra hala okunuyor olması gerektiğine inandığını söyledi. Ümit, "37 dile çevrilmek, milyonlarca okunmak bunların hepsi bir yazarı iyi bir yazar yapar mı? Bunu söylemek çok zor. Siz öldükten en az 25 yıl sonra halen okunuyorsanız bu sizi iyi bir yazar yapar. Ben buna inanmaya çalışıyorum. İşte bu ödül de bu konudaki inanma duygumu güçlendiriyor" dedi.

ROMAN YAZMANIN ZORLUKLARI

MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise roman yazmanın sanıldığı kadar kolay olmadığını vurgulayarak, "Bir romanı kaleme alabilmek için onu hissetmek, yaşamak gerekir" ifadesini kullandı. İzol, "Bir karakteri, bir olayı ya da bir duyguyu anlatırken, örneğin 13 yaşındaki bir kızın ruh dünyasına girip onu tanımlayabiliyorsanız gerçek anlamda yazarsınız. Onun hislerini hissedemiyorsanız, o romanı yazabilmeniz mümkün değildir" diye konuştu.

18 YILLIK BAŞARI

Seçici Kurul Üyesi Celal Soycan, Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'nün 18'inci yılını kutladıklarını belirterek, ödülün Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgisini çekerek LGS'de sınav sorusuna dönüştürüldüğünü hatırlattı. Soycan, ödülün "Ticaret ve Sanayi Odası tarafından verilen tek kent edebiyat ödülü" olma özelliğiyle sınav sorusu olduğunu aktardı.

Soycan, edebiyatı "İnsanın dünya ile hayat, toplumla, öteki insanlarla ve asıl bizzat kendisiyle ilişki kurabildiği biricik alan" olarak tanımlayarak MTSO yönetimine bu alana verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.