ADD'den yapılan açıklamada, Disney + platformunun Cumhuriyet'in 100'üncü yılının kutlanacağı 29 Ekim 2023'te yayınlamaya başlayacağını duyurduğu 6 bölümlük Atatürk dizisini "çeşitli Ermeni kuruluşlarının baskısı" sonucu iptal etme kararı aldığı iddialarının sosyal medyada paylaşıldığı belirtildi.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sadece Türk ulusunun değil, bütün dünya uluslarının düşünce ve eylemlerini, dünya barışına katkılarını saygıyla takdir ettiği, insanı insan yapan değerlerin gelişiminde yeni ufuklar açmış büyük bir devrimci ve gerçek bir devlet adamı olarak insanlık tarihine adını altın harflerle yazdırdığı kaydedildi.

Tarihin bir bilim olduğu, kaydettiği gerçeklerin kerametleri kendilerinden menkul kimi çevrelerin tezviratlarıyla değişmeyeceği ve değiştirilemeyeceği vurgulandı.

UNESCO'nun 1978'deki 20. Genel Konferansı'nda Atatürk'ün doğumunun 100'üncü yılı olan 1981'i "Atatürk Yılı" olarak ilan ettiği anımsatılan açıklamada, 152 üye ülkenin oybirliğiyle alınan bu kararın gerekçesinin "Atatürk, uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, UNESCO'nun yetki alanlarında yenilikler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önderlerden biri, insan haklarına saygılı, insanları ortak anlayışa ve devletleri dünya barışına teşvik eden, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur" sözleriyle ifade edildiği belirtildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Disney+ ya da herhangi bir medya platformunun adına dizi ya da film yayınlaması Atatürk'ü büyütmeyeceği gibi baskılar sonucu kararını iptal etmesi de değerini eksiltmez. Olsa olsa o medya platformunun insanlık değerlerine bakış açısını ve aldığı kararların arkasında durma cesaretini ortaya koyar. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, bu medya platformu yetkililerini 100 yıllık emperyalist propaganda ürünü 'Ermeni soykırımı' yalanına teslim olmak yerine Ermenistan'ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni'nin 1923 tarihli raporunu okuyup gerçekleri öğrenmeye davet etmeye de gerek görmüyoruz, çünkü değmez. Gereken yanıtı Türk ulusu ve dünya kamuoyu elbette verecektir."