Türkiye İşçi Partisi (TİP), SOL Parti, Emek Partisi(EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) ve Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) üyeleri, ''Filistin'de ablukaya, işgale son'' sloganıyla ABD'nin Çukurambar’da bulunan Büyükelçiliği önünde basın açıklaması yaptı.
Her bir katılımcı partinin açıklama yaptığı basın açıklamasında ana başlıklar ise şöyle:
EMEK Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Sizin kardeşlik dediğiniz şey, Tel Aviv Borsası’ndaki kur kardeşliğidir
Mersin Limanı’nından sessizce geçen Vela gemisi açık bir biçimde ortaya koyuyor. Kim Filistin halkının yanındadır, kim katillerin sofrasındadır açık seçik ortada. Bu gerçeği birlikte bir kere daha haykırmaya geldik buraya. Bu ülkenin limanlarını Pentagon’un lojistik limanları gibi kullanmaya utanmayıp, hamaset ile gözyaşı dökenlere bir çift sözümüz var. Filistin’in yanındayız masalı anlatmayın artık bu halka. Sizin Filistin sevdanız, diplomasi koridorlarında başlar ama ihale dosyalarında biter gayet iyi biliyoruz. Sizin kardeşlik dediğiniz şey, Tel Aviv Borsası’ndaki kur kardeşliğidir" ifadelerini kullandı.
KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Aydoğdu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Gazze halkını vuran ve tüm bölge halklarını tehdit eden barbarlığa iktidar da ortaktır"
"İnsani yardım ulaştırmak isteyen sivil inisiyatifler bile hedef alınıyor. 9 Haziran’da Gazze’ye yardım taşıyan Madleen gemisine, uluslararası sularda İsrail tarafından el konuldu. Bu gemide silah yoktu, asker yoktu. İsrail, bu saldırıyla yalnızca yardım malzemelerini değil, aynı zamanda Filistin halkına uzanan uluslararası dayanışma elini hedef aldı. Madleen’e yapılan saldırı, açık bir savaş suçudur. Aynı gün İsrail Askeri Endüstrileri’ne (IMI) teslim etmek üzere asgari 15 konteyner çelik taşıdığı bilinen Vela adlı gemi Mersin kıyılarına yanaştı. Bir yanda yardım taşıyan sivil gemiler engellenirken, öte yanda İsrail’e ticaret akışı devam ediyor. İktidar, yıllardır Filistin halkının dostu olduğunu iddia etmekte; miting meydanlarında 'kardeşlik', 'dayanışma' gibi söylemleri bolca kullanmaktadır. Ancak gerçekler ortadadır: Filistin halkı açlıktan ölürken İsrail ile sürdürülen ticari ve diplomatik ilişkiler, bu söylemlerin içinin ne kadar boş olduğunu ortaya koymaktadır. İşte saray iktidarının ve tek adamın iki yüzlü politikaları bu kadar açıktır. Gazze’de soykırım varken ve insani yardımlar dahi alıkonuluyorken ülkemizin karasuları barbar İsrail ordusuna silah malzemeleri taşıyan gemilere açılıyor. Gazze halkını vuran ve tüm bölge halklarını tehdit eden barbarlığa iktidar da ortaktır.
Türkiye İşçi Partisi adına Ankara İl Sekreteri tarafından yapılan açıklamada ise şunlar kaydedildi:
"Dünyanın gözü önünde bir halk katlediliyor"
"Bugün buradayız çünkü Gazze'de bir halk yok edilirken, bu katliamın en büyük ortağı olan, en büyük destekçisi olan Amerikan Büyükelçiliği, tam arkamızda. Gazze’de çocuklar ölüyor. Hastaneler bombalanıyor. İnsanlar açlıkla, susuzlukla,hastalıkla boğuşuyor. Dünyanın gözü önünde bir halk yok ediliyor. Ama bize hala ‘bu bir savaş değil’ diyorlar. Bu sadece bir savaş değil, düpedüz soykırım. Bu soykırımın savunucusu, sponsoru Amerika’dır. İstiyorlar ki hiçbir şey görmeyelim, söylemeyelim. Alışalım, sessiz kalalım. Fakat alışmayacağız. Dünyanın dört bir yanından Filistin’e uzanan danışma idaremizle onlara korku vermeye devam edeceğiz.