15 yıldır Yozgat Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan bedensel engelli 59 yaşındaki Narin Işık, yaklaşık 13 yıldır resim yapıyor.

"RESİMLER TAMAMEN KENDİ KAFANDAKİ HAYALİM, HAYALİMİN ÜRÜNÜ"

Merkezdeki atölyede ara verdiği çalışmalarına depremzedeler için yeniden başlayan Işık, "Aşağı yukarı 13 yıldır resimle uğraşıyorum. Daha önce karakalem sonra boya öyle uğraşım vardı. Şimdi çoğunlukla yağlı boyaya yoğunlaştım. Ağzınla yapıyorum. Önce çizim üzerine pek çalışmadım, çok nadir çalıştım. Bu sene yeni gelen Aynur Yıldız hocamla çizim üzerine çalışıyorum. Ona çizdiriyorum sevdiğim resimleri. Daha önceki resimlerin çoğunluğu kendi çizimim, tamamen kendi kafandaki hayalim, hayalimin ürünü" dedi.

"BENİM DE BU ÇORBADA TUZUM OLSUN İSTİYORUM"

Kaç eserinin olduğunu hatırlayamadığını aktaran Işık, bin civarında bir çalışmasının olduğunu tahmin ettiğini belirten Işık, “2013'ten bu yana yağlı boya çalışması yaptığının altını çizen Işık, "2013'ten bu yana yağlı boya yapıyorum. Sergi açtım, 7-8 tane sergim oldu. Şahsi sergi açtım, toplu sergiye katıldım. Depremzedelere bağışlamak istiyorum bu sergimi de. Tabloların bittiği zaman birkaç ayı bulur, 3-4 ayı bulur. Tablolarım bitsin havalar ısınsın sergimi yapacağım. Benim de bu çorbada tuzum olsun istiyorum" diye konuştu.

"SEVEREK YAPTIĞIM İÇİN BENİM İÇİN ZOR DEĞİL"

Bedensel engelli olduğu için fırçayı ağzıyla tutum resim yapmanın zor olduğunu, ancak severek yaptığı için zorlanmadığını kaydeden Işık, şunları söyledi:

"Ellerimi kullanamadığım için tablolara uzanamadığım oluyor, yardımcı gerekiyor. Arkadaşlar sağ olsun yardım ediyor. Tabloyu ders çalışıyorum, ters döndürüp çalışıyorum, zorluğu var. Severek yaptığım için benim için zor değil çünkü seviyorum çalışmayı. Boş zamanlarımı değerlendiriyorum, üretmeyi seviyorum, çalışmak benim için ne kadar zor olursa olsun. Bu dünya zorluk dünyası ki kolay hiçbir şey yok. Yediğimiz lokma bile çiğnemeden gitmiyor, yutulmuyor. Çalışan ya da çalışamayan sağlıklı bütün insanlara bütün dünyaya Türkiye'deki insanlara değil sadece bütün dünyadaki insanlara şu mesajı vermek istiyorum; Sağlıklarının değerini bilsinler, sağlık ve hayat çok kısa, ömür çabuk geçiyor. Güzel bir dünyada yaşıyoruz, bu asra geldik, bugüne geldik, bu zamana geldik bunun kıymetini bilmek lazım."