Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla bugün Sakarya’da miting düzenlendi. Mitinge, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı.

Yavaş, mitingde şunları söyledi:

“NE HAKKINIZ VAR, BİZİ BİRBİRİMİZE KIYDIRMAYA? NE HAKKINIZ VAR BİZİ BİRBİRİMİZE DÜŞMAN ETMEYE?”

“14 Mayıs’ta seçime gidiyoruz, yıllardır demokraside iktidarlar bu şekilde değişiyor. Vatandaş, bir karar veriyor. Ya mevcut iktidarın devamına karar veriyor veya değiştiriliyor. Bir sonuca herkes uyuyor ama ertesi gün de herkes gerçek dünya ile karşı karşıya kalıyor. Biz, her gittiğimiz yerde şunu mutlaka söylüyoruz, kime oy verirse versin ister Cumhur İttifakı’na isterse Millet İttifakı’na versin başımızın üzerindedir. Tercihine saygımız sonsuzdur. Dolayısıyla biz de şuna çalışıyoruz, sizlerin desteği ile iktidara aldıktan sonra bize oy vermeyenleri de asla ötekileştirmeden, onlara karşı ayrımcılık yapmadan, yaptığımız hizmetlerle bize oy vermediklerine pişman ederiz. Bizi yanıltmışlar, keşke biz de verseydik dedirtiriz. Demokrasi, böyle bir şey. Ama hiçbir zaman bu Cumhur İttifakı’na oy verenler şöyledir böyledir diyemeyiz. Onların da kendisine göre bir gerekçesi vardır. Dolayısıyla şimdi tersinden söylüyorum, Cumhur İttifakı’nın da şu anki iktidarın da kendisine oy vermeyen kendisi gibi düşünmeyen insanlara aynı saygıyı göstermesi lazım. Ne demek illet, zillet, vatan haini? Bunlar, kimsenin ağzına yakışan kelimeler değil. Bizler komşularımız ile birlikte gideceğiz, oyumuzu kullanacağız. Yarın yine komşuluk yapmaya devam edeceğiz. Ne hakkınız var, bizi birbirimize kıydırmaya? Ne hakkınız var bizi birbirimize düşman etmeye?

“BU İKTİDARIN GİTMESİ İÇİN EN BİRİNCİ SEBEP, TOPLUMU AYRIŞTIRIP KENDİSİ GİBİ DÜŞÜNMEYENLERİ BU ŞEKİLDE NEFRET SİYASETİ İLE ÖTEKİLEŞTİRMESİDİR”

Dolayısıyla bu iktidarın gitmesi için en birinci sebep, toplumu ayrıştırıp kendisi gibi düşünmeyenleri bu şekilde nefret siyaseti ile ötekileştirmesidir. Sadece kendisi gibi düşünmeyenleri değil, gençler bir şey talep ettiği zaman gençler azarlanıyor. Halk hayat pahalılığından şikayet ettiği zaman onlar azarlanıyor, hiçbir zaman kendi suçları olmuyor. Ya dış güçlerin operasyon yapıyor ya birileri bir şey yapıyor. Ama madem biz dünya lideriyiz, niye bunların önüne geçemiyoruz? Bir günden bir güne bu iktidar, ‘Biz şurada yanlış yaptık halkım sizden özür diliyorum, şimdi kendimizi düzelteceğiz’ dediğini duydunuz mu? Suçlu ya pazarcı ya kasap ya şu ya bu… Yani, bir seferde üstlenin Allah aşkına…  Ama şu anda Türkiye’nin geldiği duruma baktığınız zaman ülkenin sınırları delik deşik, artık koruyamıyorlar, mülteci deposu olmuş. Onlardan dolayı sınırları koruyamayınca İstanbul gibi büyük kentlerde yabancı mafyalar filmlerde gördüğünüz gibi birbiri ile çatışır hale gelmiş. Güvenlik kalmamış, uyuşturucu 10 yaşa kadar düşmüş, bir türlü önünü alamıyorlar. Hayat pahalılığı almış başını gitmiş, bakmayın bu sene yurt bulduk dediklerine yurt falan bulamaz bunlar, yapmadılar ki. Geçen yıl hatırlarsınız, yurt problemi olduğu zaman şaşkın kaldılar. Bizler devreye girdik, o öğrencileri okul ve cami bahçelerinden topladık bir yerlere yerleştirdik. Otel tuttuk, onların birer sene kaybetmemesini sağladık. Bu sene bizden önce otelleri tuttular, sağ olsunlar bize masraf ettirmediler ama böyle bir gaye yok.

“ARTIK OKURKEN BİLE GENÇLER, HAYAL BİLE KURAMIYORLAR”

Öğrenci iyi eğitim istiyor, kızıyorlar. Öğrenci, yurt dışına gideyim diyor; sadece vize için ülkesini satıyor gibi öğrencilerden böyle bahsediyor. Dolayısıyla vatandaşına bakarken ‘ben size çok şey verdim, nankörlük etmeyin’, sanki babasının mallarını vermiş gibi, ihale vermiş gibi…Ve vatandaşın en iyisini istemek hakkıdır. Sadece bu güzel hayat, şatafatlı hayat, lüks villalar, cipler, yaz tatilleri, yurt dışı tatilleri sizin mi hakkınız sadece? Elbette bu gençler, en iyi cep telefonunu en iyi aracı, en iyi villayı hak ediyor ve istemek de hakkı. Ama bu torpil, mülakat dönemi öyle ileri gitti ki artık okurken bile gençler, bunların hayalini bile kuramıyorlar.

“BU ÜLKEDE BEKA SORUNU VARSA BU İKTİDARDIR ŞU ANDA”

Eskiden diyorlardı ki; ‘Hz. Ömer gibi olacağız, adil olacağız’, hey hat şimdi geldikleri hale bakıyoruz. Buranın milletvekili adayları gibi hepsi şu anda milletvekilliğine aday o bakanların. Ama tümü devletin imkanlarını kullanıyorlar. Televizyon da bu sorulduğu zaman ‘Ne var kardeşim bunda? Tabii ki kullanırım’ diyebiliyorlar. Ben de diyorum ki kullandığın o makam arabalarında buradaki binlerce insanın emeği var. Ben şahsen hakkımı helal etmiyorum size. Adaleti unuttunuz, hakkaniyeti unuttunuz, ‘devlet benim’ demeye başladınız. Benim yaptığım her şey doğrudur demeye başladınız. İşte bunları bırakmamak için de önünüze gelen herkesi teröristlikle suçluyorsunuz. Bu ülkede beka sorunu varsa şu anda ülkenin bekasını tehlikeye sokan bu iktidardır. Bir yandan diyeceksiniz ki dağlarda 85 terörist kaldı, ben bunların ayakkabı numarasına kadar biliyorum diyeceksin… Buradaki insanlar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş iradesine sahip çıkan insanlar. Türkiye’yi kuran partinin taraftarları, bunlar Türkiye’yi böldürmez. Tam tersi bölenlere engel olur.

“İNSANLAR ÖTEKİLEŞTİRİLMEYECEK VE GÜZEL ÜLKEME İNŞALLAH BAHAR GELECEK”

İnşallah ayın 14’ünde seçim olacak. Nasıl Millet İttifakı’nın bütün belediyelerinde yapamazlar, edemezler, idare edemezler derken; değişen belediyelerin hemen hemen hepsinde vatandaşımız huzuru buldu, rahatı buldu, konforu buldu ve memnunsa inşallah bundan sonra tüm Türkiye’de Millet İttifakı’nda olduğu gibi huzur ve bereket hakim olacak. İnsanlar ötekileştirilmeyecek ve güzel ülkeme inşallah bahar gelecek, çünkü CHP Sayın Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu birinci turda seçiyoruz, Kızılay’da karşılıyoruz, Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna hep birlikte götürüp oturtuyoruz.”