İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, “Enerji, iş yapabilme kapasitesiyle ilgilidir. Enerjiniz yoksa iş yapabilme kapasitenizde yoktur. Enerjiniz yoksa üretim olmaz. Enerji yoksa kalkınma olmaz. Bugün hem ülkenin hem de AK Parti iktidarının enerji sorunu var. Bu nedenledir ki 2023 yılı bütçesi, enerjisi biten AK Parti’nin son bütçesidir. Bu bütçe, geçim değil seçim bütçesidir” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda bugün TBMM, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. 

Genel Kurul’da, İYİ Parti Grubu adına Denizli Milletvekili Yasin Öztürk söz aldı. Öztürk şunları söyledi:

“HİÇBİR AHLAKSIZ YUMRUK, BİZİ HAKKIN VE HAKİKATİN YOLUNDAN AYIRAMAYACAKTIR”

“Meclis Genel Kurulu’nun dünkü oturumunda AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık tarafından gerçekleştirilen milletvekilimize yönelik şiddet eylemi; demokrasimize, yüce Meclis’imizin mehabetine yakışmayan bir olay olarak siyasi tarihimize geçmiştir. Bu elim olayı şiddetle kınıyoruz. Hiçbir ahlaksız yumruk, bizi hakkın ve hakikatin yolundan ayıramayacaktır. İktidar ellerinden gidiyor korkusuyla devlet adamlığı bilinci ve sorumluluğu olmayanların saldırıları, bizleri asla yolumuzdan döndürmeyecektir.

“İKTİDAR, 2022 YILININ İLK DAKİKALARINDA SÖZLERİNİ UNUTTU”

2022 Yılı Merkezi Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri sırasında yine bu kürsüden söz almıştım ve demiştim ki ‘Enerji Bakanlığı’nın bütçesine bir isim verilecek olsa bu isim ‘yokluk, karanlık ve unutkanlık’ olmalıdır’. Ne yazık ki dediğimiz oldu. 2021 yılının aralık ayında, bütçe görüşmeleri sırasında sözler veren iktidar, 2022 yılının ilk dakikalarında sözlerini unuttu. Ülkemiz, 2022 yılının ilk dakikalarına, elektrik ve doğal gaza yapılan bir zam yağmuru altında girdi. Yetmedi, ocak ayının ortasında İran, teknik bir arıza bahanesiyle Türkiye’ye gaz akışını 10 gün süreyle durdurdu. Önce BOTAŞ, doğal gaz ile üretim yapan fabrika ve santralleri kapsayan kullanıcı birliklerinin doğal gaz kullanımını yüzde 40 oranında kısıtladı. Arkasından TEİAŞ da organize sanayi birliklerine telefonla bildirim yaparak OSB’de 3 ila 4 gün elektrik kesintisi yapılacağını ilan etti: ‘Ey OSB’ler, aydınlatma ve ısıtma dışında elektrik çekerseniz bedelini ödersiniz.’

Bir Enerji Bakanı düşünün, 2021 yılı aralık ayında ‘Elimizde doğal gaz var, her yıl sonunda bir sonraki yılın planlamasını yapıyoruz’ diyor. Ama anlıyoruz ki elimizde ne doğal gaz varmış ne de bir sonraki yıla yönelik plan. Olan plan, yalan dolan. Aslında hepsi talan. Şubat ayının başında Isparta, günlerce elektriksiz kaldı. Hem de hava sıcaklığının eksileri gösterdiği günlerde. Vatandaşlarımız hem ısınma hem de aydınlatma ihtiyaçlarını gideremedi. Çünkü Isparta’ya çok fazla kar yağmış. Bahaneye bak.

Gerçek, dağıtımda elini özel sektöre kaptıran; iletimde, üretimde nasıl bir politika izlediği belli olmayan Enerji Bakanlığı’nın havlu atmak zorunda kalmasıdır. Ama bu kesintilerden, anladığımız kadarıyla EPDK Başkanı’nın haberi yok. Kendileri bütçe sunum konuşmasında, ‘Türkiye’ye baktığımızda, özellikle elektrik ve doğal gaz sektörlerine yönelik 2022 yılının ilk aylarından itibaren atılan adımlar ve alınan tedbirler ile kış aylarına daha müsterih ve güvenle girdiğimizi söylemek mümkündür’ diyor. ‘Yalancısınız’ desek suç. Ne diyelim? Yalan mı söylüyorsunuz, yoksa hayal aleminde mi yaşıyorsunuz?

“BUGÜN HEM ÜLKENİN HEM DE AK PARTİ İKTİDARININ ENERJİ SORUNU VAR”

Enerji, iş yapabilme kapasitesiyle ilgilidir. Enerjiniz yoksa iş yapabilme kapasitenizde yoktur. Enerjiniz yoksa üretim olmaz. Enerji yoksa kalkınma olmaz. Bugün hem ülkenin hem de AK Parti iktidarının enerji sorunu var. Bu nedenledir ki 2023 yılı bütçesi, enerjisi biten AK Parti’nin son bütçesidir. Bu bütçe, geçim değil seçim bütçesidir.

Sayın Bakan, biraz karışık bir anlatımla ‘Geçmişteki başarılarımızdan çok, geleceğe yönelik kısa, orta ve uzun vadeli programlar yaparak hem piyasaların hem de yeni teknolojilerin içinde geliştiği büyüme ve gelişim sürecinin dışında kalmamak için milli enerji ve maden stratejilerimizle güçlü Türkiye anlayışı ile belirlediğimiz politikalar ve hedefler doğrultusunda reform niteliğinde birçok projeyi hayata geçirdik’ demiş. Sayın Bakan’ın konuşmasının içinde birkaç konu var, çok dikkat çekici. Mesela ‘milli enerji ve maden stratejilerimizle güçlü Türkiye’ ifadesi çok önemli. Mesela enerji fiyatlarının yüksekliği ve vatandaşlarımızın bu fiyatlardan etkilenmemesi için yapılan fedakarlıklar. Mesela kamu binalarındaki enerji verimliliğine yönelik tasarruflar. Mesela doğal gaz keşifleri. Mesela yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanabilmek için yapılan çalışmalar. Hepsi ayrı ayrı çok önemli başlıklar ama içleri boş.

“TERCİHLERİNİZ, ÜLKEMİZİ ENERJİDE DIŞA BAĞLI, HATTA BAĞIMLI HALE GETİRDİ”

Önce kulağa çok hoş gelen, ‘milli enerji’ konusu… Yıllardır ifade ediyoruz; ülkemiz, enerjide dışa bağımlı. Ülkemizin toplam ithalatının yaklaşık dörtte birini enerji ithalatı oluşturmaktadır. Bu dörtte birlik ithalat oranı ise enerji ihtiyacının dörtte üçüne karşılık gelmektedir. Sayın Bakan’ın bütçe sunumunda yer alan bilgiye de burada yer verirsek; kullandığımız doğal gazın yüzde 99’u, petrolün ise yüzde 92’si ithal edilmektedir. Evet, petrol ve doğal gaz rezervlerimiz yetersiz ama yenilenebilir ve alternatif enerji kaynaklarımız mevcut. Sadece doğru bir yatırımla, doğru bir stratejiyle bu kaynakları, ülkeyi ele güne muhtaç etmemek üzere kullanabiliriz, 20 yılda da kullanabilirdiniz ama gelgitleriniz, ama öncelikleriniz, ama tercihleriniz, ülkemizi enerjide dışa bağlı, hatta bağımlı hale getirdi.

Unutulmaması gerekir ki bağımlılık bir hastalıktır. Bağımlılıktan kurtulmak, sağlam bir irade gerektirir. Ama iktidarınız, bağımlılığı daha da kalıcı hale getirmeye çalışıyor. Küçük bir örnek; Akkuyu Nükleer Enerji Santrali yapımında yaşananlar. Akkuyu’da Ruslara uluslararası anlaşmanın dışında hem yatırım teşviki hem de liman lisansı verdiniz. Ruslara tanıdığınız bu imtiyazlar, Rusların Akkuyu’yu askeri üs olarak kullanmasının yolunu açabilir, farkında mısınız? Belki siz de farkındasınız ama birkaç milyar dolar adına eliniz kolunuz bağlandı.

“YILLARCA SÜRECEK YENİ BİR BAĞIMLILIK YARATACAK ANLAŞMALAR İMZALAYAN ZİHNİYETE, YÖNETİME KARŞIYIZ”

Sayın Cumhurbaşkanı, dostu Putin ile bekletmeli toplantılarının birinde, Akkuyu’da yapılacak nükleer güç santralinin, 20 milyar dolarlık sermayesiyle tek kalemde yapılan en büyük yatırım olduğunu kaydetti ve ekledi; ‘Rusya Atom Enerjisi Kurumu 700 milyon dolar sermaye aktardı, daha sonra 800 milyon dolar daha aktaracak. Bu rakamı 2 buçuk milyar dolara çıkarmak istiyoruz.’ Biz, nükleer enerjiye karşı değiliz; ama arkasında ne tür gizli pazarlıkların döndüğü, sahibinin kim olduğu belli olmayan, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmayı bırakın yıllarca sürecek yeni bir bağımlılık yaratacak anlaşmalar imzalayan zihniyete, yönetime karşıyız.

Ruslarla yapılan anlaşmada teknoloji transferi yok. Ruslar, bizim ülkemizde ürettiği elektriği bize yüklü fiyatlardan satacak. Alım garantisinin büyüklüğü düşünülürse Akkuyu Projesi bütçede kocaman bir delik açacak, çöpü de atığı da bize kalacak. Sizin yaptığınız anlaşma ile Akkuyu, Ruslara istediği gibi at koşturması için verilmiştir. Rusların Akkuyu’da Türk şirketinin feshedilmesi için yaptığı oyunları gördük. Beşli Çete’den bir firmayı savunacağımız aklımıza gelmezdi ama Rusların nükleer santral projesi yönetiminde yer alan Türk şirketi feshedip Türk şirketinin varlığını azaltmaya ve taşeron seviyesine indirmeye çalışmasına göz yummak, vatana ihanetle eşdeğerdir.

“GEÇMİŞTE BİRLİKTE YOL YÜRÜDÜĞÜNÜZ CÜNEYT ZAPSU’YA BARİ KULAK VERİN”

Bizim tavsiyelerimize kulaklarınızı tıkıyorsunuz ama geçmişte birlikte yol yürüdüğünüz Cüneyt Zapsu’ya bari kulak verin. Cüneyt Zapsu, Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi’nin tek Türk yönetim kurulu üyesi. Zapsu, geçtiğimiz günlerde şirkete hem dava açtı hem de noter kanalıyla ihtarname gönderdi. Daha önce de şirketin aldığı kararlara yönelik olarak muhalefet şerhi vermişti. Zapsu’nun şirketin içinden biri olarak söyledikleri çok önemli. Öncelikle kendisi hiçbir yönetim kurulu toplantısına alınmamış. Fiziki toplantı istemiş, yok. Yönetim kurulu toplanmadan, ne şekilde alındığı belli olmayan kararların altına imza atması dayatılmış. Kamu yararı açısından bilgi ve belge istemiş, yok. Hem de bu kararlar ne, biliyor musunuz? Türkiye ekonomisine mali yük, milli güvenliğimize tehdit oluşturacak kararlar.

‘Yerli-milli’ gibi lafları kullanıp hamaset yaparak bu kıymetli kelimelerin de içini boşaltmayın. Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde şu anda 20 binin üzerinde beyaz ve mavi yakalı personel çalışmaktaymış, bu çalışanların yüzde 80’i Türk vatandaşıymış. Geçiniz, santral Rusların olduktan sonra içinde Türk çalışsa ne olur, Rus çalışsa ne olur?  Bu arada, biz Ruslarla nükleer ilişkimizin 60 yıl süreceğini zannediyorduk ya 80 yılmış. Bunu da Nükleer Düzenleme Kurumu’ndan öğreniyoruz. Son kez söylüyoruz; nükleer santral konusunda Rusya ile kurulan asimetrik ilişki biçimi sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Aklınızı başınıza alın.

“HÂLÂ ENERJİ YOKSULUYUZ AMA EPDK’NIN, ELEKTRİK VE DOĞAL GAZ KESİNTİLERİ GİBİ BUNDAN DA HABERİ YOK”

Avrupa İstatistik Ofisi EUROSTAT diye bir kuruluş var. O kuruluş ‘enerji yoksulu’ diye bir tanım yapıyor. Eğer gelirinin yüzde 25’i faturasını karşılıyorsa o kişiyi enerji yoksulu sayıyor. Enerji zengini miyiz, fakiri miyiz? İşte bizim vatandaşımızın enerji faturası adına harcadığı ne varsa önemli bir kısmı EPDK’nın yaptığı düzenlemelerle şekilleniyor. Geçmişte elektrik TEK’ti, kamu tekelindeydi. Güya tekel kırıldı, dağıtım dağıtıldı, üretim kısıtlandı, iletimin ne olacağı belirsiz. Doğal gaz, petrol, akaryakıt ve LPG piyasalarında ise kontrol imkansız. Hâlâ enerji yoksuluyuz ama EPDK’nın, elektrik ve doğal gaz kesintileri gibi bundan da haberi yok.

Bakınız, en önemli savunmaları var ya… ‘Avrupa’da enerji krizi var, Avrupa’da da fiyatlar yüksek, Avrupa bizi örnek alıyor.’ EUROSTAT verilerine göre, Ekim 2021 ve Ekim 2022 arasında Türkiye’de enerji fiyatları yüzde 137,4 olarak gerçekleşmiş. Enerji enflasyonu sıralamasında Avrupa’da lideriz. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’ye göre, enerji fiyat artışlarında en kötü orana sahip ülke yine Türkiye. Ama EPDK Başkanı diyor ki ‘Bu süreçte Avrupa’nın da örnek aldığı ve uygulamaya başladığı adımlarımız...’

Bu bütçe, geçim değil seçim bütçesi dedik. OECD ve EUROSTAT verileri tersini söylese de Sayın Enerji Bakanı diyor ki ‘Meskenlerde ekim ayı itibariyle birim enerji başına Avrupa ülkeleri arasında vatandaşlarına en ucuz doğal gaz sağlayan üçüncü ülkeyiz’. Anlaşılan hesaplamada bir sıkıntı var. Bununla birlikte ısınmak için 4 milyon haneye yardım yapılacakmış. 4 milyon vatandaşımıza yardım yapılmasına karşı değiliz ama, doğal gazımız size göre bu kadar ucuz ama 4 milyon hane ısınmaya para ayırmaya muhtaç. Bu da başka bir ayıbımız, ama bununla da övünüyorsunuz.”