Yargıtay eski Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk, anayasamızda bulunan laiklik kavramına hiçbir zaman saygılı olunmadığını belirtti, “Türkiye sadece ve sadece yasaları yaparken laik bir devlet olmuştur. Yönetimde hiçbir zaman laik olmamıştır. Yönetim kavramının içinde din sürekli olarak öne çıkmıştır. Bugün ise başa çıkmıştır. Bu kadar basit. Böyle bir durumda laik devlet de, düzen de olmaz” dedi. Dinle, bilim alanının birbirinden ayrı olması gerektiğini hatırlatan Selçuk, ülkemizde bunların iç içe geçtiğini öne sürdü. Selçuk, KRT'de yaptığı açıklamasını Sözcü'den Saygı Öztürk'e şöyle açtı:

“İnanç alanı çürütülmez alandır. Çünkü siz meleklere inanabilirsiniz, Ahmet meleklere inanabilir, Mehmet inanmaz. Ahmet meleklerin varlığını kanıtlayamaz.  Mehmet de yokluğunu iddia edemez. Buna karşılık bilim alanı çürütülebilir alandır. Ben bir şey yazarım, siz beni çürütebilirsiniz ve gelişme böyle olur. Din alanına, sadece saygıyla boyun eğersiniz. Yasa söylüyor, hiçbir zaman kınayamazsınız.”

‘LAİKLİK İLKESİNE TAMAMEN TERS'

Yargıtay binasının açılış töreninin dualı yapılmasının ‘Yanlış bir tören' olduğunu öne süren Selçuk, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanı namaz kılar mı? Elbette. Kimse onu ‘camiye gittin' diye eleştiremez, kınayamaz nokta. Cumhurbaşkanı camiye giderken resmi arabayla gidebilir mi? Hayır. Özel arabasıyla, korumasıyla gider, ibadetini yapar, döner. Çünkü cumhurbaşkanlığı forsu açık olduğu zaman o fors inananı da inanmayanları da temsil eden bir makamın mensubu olarak bulunuyorsunuz.  Yani siz herkesin cumhurbaşkansızısınız. Sadece bir kesimin değil. İşte laiklik üzerine yemin etmişseniz onun gereğine uyacaksınız. Aynı şey Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay Başkanı için de geçerlidir. Siz sadece Müslüman olan kişilerin hukukunu ilgilendiren konularda bir karar mekanizması değilsiniz. İnanan, inanmayan herkesin Yargıtay başkanısınız. O durumda böyle bir törenin düzenlenmesi laiklik ilkesine tamamen ters.”

‘ONLAR DA ERBAŞ'I TASVİP ETMİYORLAR'

Sami Selçuk, Diyanet İşleri Bakanı Ali Erbaş'ın alanının dışına çıkmasının rahatsızlık yarattığını kaydetti ve şunları söyledi: “Ben, eski Diyanet İşleri başkanlarıyla da görüşüyorum. Onlar da Erbaş'ın hareketlerini tasvip etmiyorlar. Ancak bunun temeline inmek lazım. Kimse kendisini aldatmasın, Türkiye teokratik bir devlettir. Çünkü bir din kurumunu, devletin içine alırsanız o din kurumunun başındaki insanın adının Diyanet İşleri Başkanı olması sonucu değiştirmez.”