Yargıçlar Sendikası Eski Başkanı Mustafa Karadağ, organize suç örgütü liderliği ile yargılanan Sedat Peker'in gündemdeki iddiaları hakkında konuştu. Karadağ, Sedat Peker'in iddiaları karşısında yargının harekete geçmemesine dair "Artık savcı ve yargıçlar ne yapacakları konusunda yüksek makamlardan işaret bekliyor" ifadelerini kullandı.

Evrensel’de yer alan habere göre; Sedat Peker’in ortaya attığı rüşvet ağı iddiaları karşısında iktidar sessizliğe bürünürken yargı da iddiaları görmezden gelmeyi seçti. Peker, Fethullahçı yapılanmaya ait olan Bank Asya’nın yöneticiliğini yapan eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ve Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun da adını zikrederek, yolsuzluk ve rüşvet ağı iddialarında bulundu. Peker, Gazeteci Burak Taşçı'ya dair ise borsa manipülasyonları yaptığı iddiasında bulundu.

Peker’in duyurduğu ve Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’in doğruladığı rüşvet ağı iddialarının ardından iktidar ve yargı sessizliğe gömüldü. SPK’nın Eski Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, kardeşi AKP Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu, Binali Yıldırım’ın danışmanlığını ve kıyı koruma genel müdürlüğü yapmış olan Salih Orakcı rüşvet iddialarını yanıtsız bıraktı, AKP’li yetkililerden herhangi bir açıklama gelmedi ve cumhuriyet başsavcılığı iddiaları görmezden geldi. Kamuoyunda “Savcılar nerede?” tepkileri yükselirken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Vatan kurtaran savcı ve hakim, haydi göreyim sizi; hem konser falan değil, konu SPK...” diyerek bugün suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

‘SAVCILAR SORUŞTURMA AÇINCA BAŞLARINA NE GELECEĞİNİ BİLİYOR’

Gelişmeleri değerlendiren Yargıçlar Sendikası Eski Başkanı Mustafa Karadağ, Türkiye’de yargının artık bağımsız olmadığını, görev yapan savcı ve yargıçların ne yapacakları konusunda yüksek makamlardan işaret beklediğini ifade etti.

Karadağ, sözlerine şöyle devam etti:

"İktidara karşı yanlış yapmak istemiyorlar. Dürtüklenmeye muhtaç bir savcılık teşkilatı var. Yani savcılar hiçbir zaman kendileri bir işlem yapmıyorlar. Oysa yasaya göre cumhuriyet savcıları herhangi bir suçun işlendiğinden haberdar oldukları anda soruşturma açarlar. Son yıllarda savcıların kendi başlarına hareket etme kabiliyetlerini yitirdiklerini görüyoruz İktidara muhalif söz ve eylemlerde devamlı bir emirleri var, duydukları anda hemen soruşturma açıyorlar. İktidar aleyhine suçlarda soruşturma açtıklarında ise başlarına ne geleceklerini biliyorlar. Öte yandan partili yargı durumu var. Yazılı sınavların 55 puana düşürülmesi, stajsız bir şekilde partili kadroların yargıya alınmasıyla birlikte bu durum oluştu. Talimatla çalışan yargı mensuplarıyla birleştiğinde bu kadar büyük rüşvetleri görmezden gelen bir savcı güruhu ortaya çıkıyor” dedi.