İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 3. doz koronavirüs aşısı olmasının ardından hastane önünde açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun TBMM'deki bütçe görüşmelerinde İBB'ye yönelik sözlerine tepki gösterdi. 

"HERKESİ AŞI OLMAYA DAVET EDİYORUM"

Ekrem İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

Pandemi dönemi henüz bitmiş değil. Çok hassas ve dikkatli olmamız gerekiyor. Yeni varyant konuşuluyor. Dolayısıyla covid geçirmiş ve iki aşısını olmuş birisi olarak bütün vatandaşlarımızı aşıya duyarlı olmasını istiyorum. Konu çok ciddiye alınmalı. Dün İstanbul Şube Başkanı, Tabipler Odası ve diğer meslek odası başkanlarıyla da görüşme yaptım. Ortak bir aşı kampanyası başlatacağız. Herkesi aşı olmaya davet ediyorum.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bütçesini gazi meclisimizde hep beraber izledik. Ne yazık ki hafta başından beri TBMM'de Türkiye'nin bütçesi konuşulacağına, İBB'nin bütçesi ve konuları konuşulur oldu. Bunları tabi sadece bir konuşma değil, akıl dışı ithamlar ve suçlamalar içerdi. 

"İSTANBUL KADERİNE TERKEDİLMİŞTİ, BİZ GELDİK TOPARLADIK"

Birincisi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun bütçe ile ilgili konuşması esnasında İBB, gerçekten akla, edebe sığmayan ve patavatsız bir şekilde iktidar üyelerince borçlanmaya suçlandı. İBB borçlanıyor evet. Çünkü İBB 10 tane metro yapıyor. Borçlanıyoruz çünkü, İBB yönetimi değişir değişmez, tek bir devlet bankasından kredi kullandırılmayan bir kurum oldu. Seçimde kimin parasını kime harcıyorsunuz diyorlardı. Şimdi soruyorum; kimin parasını, kimin kaynağını devletin bir başka kuruluşundan esirgiyorsunuz? Bu akıl kötü bir akıldır. İstanbul kaderine terk edilmişti, biz geldik toparladık. 2 tane metro hattını hazırlayan bir şehir olduk. 

İBB bütçesi Kasım ayında sundum üstünden 15 gün geçti. Sunduğumuz bütçeye 15 gün içinde kur farkının getirdiği fark 5 milyarın üzerinde. Bir metro hattı kadar İBB para kaybetti. Bunların konuşulacağı yerde 10 metro yapan İBB'ye, İmamoğlu'na laf atmayı kendilerine vazife kıldılar. Onlar konuşsun, biz iş üretmeye devam edeceğiz.

Öte yandan İBB'nin 150 yıllık kurumu İETT'nin 2 milyarlık ihalesinde 700 milyon liralık yolsuzluk varmış. İhale adrese teslim yapılmışmış. Müfettişler, Masak, vergi dairesi görevlendirilmiş. Bizim ihaleleri kontrol edeceklermiş. Buyursunlar bekliyoruz. Allah bunlara akıl versin. İBB'den bilgi aldıkları kişiler Ankara'daki milletvekillerini ve bakanları kandırmışlar.  İETT'de bizden önce yapılan açık ihale oranı yüzde 74, biz teslim aldıktan sonra açık ihale oranı yüzde 91'e çıkmış. Hangi adrese nasıl teslim? Buna nasıl bir hükümde bulunabiliyorlar? Mercedes firmasını biz ihaleye almamışız. İhaleye girdi, teklif bile vermiş. Mercedese çağrı yapıyorum. 150 yıllık İETT'ye iftira atılıyor. Bu iftiraya müsade etmelililer. Mercedes firmasını açıklamaya davet ediyorum.

"YALANI KONUŞ, İFTİRAYI AT, KÖŞENE ÇEKİL"

Bir başka konu ise TBMM'de konuştuğu sözlerin ve tavırların gerçekten bilimsel olarak, tıbbi olarak incelenmesi gereken İçişleri Bakanıyla ilgili. Ne demiş sayın bakan? İBB'de çeşitli teörr örgütlerine mensup 575 kişi çalışıyor demişti. Yani 86 bin ibb çalışanını zan altında bırakıyor. Bu ilk değil. Ben ilk gün cevap verecektim ama bekledim. Gelip o 575 kişiyi alacaklar sandım. Terör örgütü üyesiyse gelip tutuklayacak sonuçta. Yalanı konuş, iftirayı at, köşene çekil. Meclisteki tutumu tavrı, davranışları, kavga etme biçimi, psikolojik ruh hali açısından burdan çağrı yapıyorum. Ciddi bir öneride bulunuyorum. Ciddiye alınsın istiyorum. Bağımsız sağlık kuruluşları gelsinler ve bu psikolojisi ciddi şekilde bozulmuş sayın bakanla ilgili analiz yapsınlar. Çünkü Türkiye'nin bu kadar önemli bir kurumunun başındaki insan bu haldeyse, İçişleri bakanlığımız tehlike altında demektir. İçişleri Bakanlığı değerli bir makam. Sağlıklı ve rasyonel bir biçimde yönetilmesi şarttır. Allah milletimizi onun gibi yöneticilerden korusun.