"Bugün Türkiye’de 6,5 milyonun üzerinde sahipsiz başıboş köpekten bahsediliyor. Sahipsiz sokak hayvanları, ilk 10’a girebilecek bir sorun ülkemizde” dedi. Veteriner hekim Dr. Ebru Tong da “Kent yaşamında hayvan hakları kavramının ve hayvan nüfusu yönetim planının artık her il için, ilçe ilçe planlanarak koordineli biçimde yürütülmesi gerekiyor” diye konuştu.

Veteriner Hekimler Derneği, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla bugün Ankara’daki Doğan Taşdelen Çağdaş Sanat Merkezi’nde bir panel düzenledi. “Sokak hayvanları sahip(siz) mi” teması ile düzenlenen panele mesaj gönderen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğu ve Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, hayvan hakları için ellerinden gelen desteği vermeye hazır olduklarını iletti. Panelin açış konuşmasını yapan Veteriner Hekimler Derneği Genel Başkanı Dr. Gülay Ertürk, şunları söyledi:

“KLİNİSYEN VE KAMUDA ÇALIŞAN VETERİNER HEKİMLER OLARAK GERÇEKTEN SIKINTILARIMIZ ÇOK FAZLA”

“Son yıllarda sağlığın tam da orta yerinde olmamıza rağmen sağlık çalışanı olarak görülmeyen bir meslek olduk. 1946 yılından beri aldığımız fiili hizmet zammını elimizden aldılar. Tüm sağlık çalışanlarına bir takım yıpranma payı, fiili hizmet zammı verildiği halde bizi dışladılar. Biz yıpranmıyor muyuz? Sağlıkta Şiddet Yasası çıkıyor, bizi yine içine almıyorlar. Dört gün önce Kırıkkale’de bir kadın meslektaşım, muayenehanesinin camekanları boş şişelerle kırılmak suretiyle bir saldırıya uğradı. İçeride çalışan insanlar, cam parçalarının saplanması sonucunda yaralandılar. Klinisyen ve kamuda çalışan veteriner hekimler olarak gerçekten sıkıntılarımız çok fazla.

“SAHİPSİZ SOKAK HAYVANLARI, İLK 10’A GİREBİLECEK BİR SORUN ÜLKEMİZDE”

Bu ülkede, Yaşar Kemal’in söylediği gibi kadın, çocuk, ağaç ve hayvan, sokak hayvanı olmak bir zulüm. Sokaklarda yaşayan hayvanları sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Bugün Türkiye’de 6,5 milyonun üzerinde sahipsiz başıboş köpekten bahsediliyor. Çözüm bunların kitlesel itlafları da olmamalı ama toplum sağlığı da çok önemli. Sahipsiz sokak hayvanları, ilk 10’a girebilecek bir sorun ülkemizde.”

İstanbul Animalia Hayvan Hastanesi veteriner hekimi Prof. Dr. Nilüfer Aytuğ, yaban hayatından bahsederek şunları söyledi:

“GLOBAL BİR DÜNYADA ZOONOZ HASTALIKLAR SINIF TANIMIYOR”

“Koruma hekimliği acil çağrı veriyor şu anda. Koruma hekimliğine önem verin, bu multidisipliner bir alan. Global bir dünyada zoonoz hastalıklar sınıf tanımıyor. ‘Boş ver, onlar zaten Afrika’da görülüyor’ diyemeyiz. Onlar, sınır tanımadıkları için her an her yerdeler. Bize her an her yerde yüksek şiddette ihtiyaç var. Biz, buna ‘tek tıp’ diyoruz. Her şey birleştiğinde; insanlar, hayvanlar ve çevre birleştiğinde ortadaki kısım, koruma hekimliği. Hekimler olarak yoğunluğun arttığı bölgelerde translokasyon yapabiliriz ama bütün bunlarda bakanlıklarla çok sık temas halinde çalışmak gerekiyor. Bunun yanında rehabilitasyon yapabiliriz.”

Hayvan Hakları için Veteriner Hekimler Derneği’nden veteriner hekim Dr. Ebru Tong da geçen yıl çıkartılan Hayvanları Koruma Kanunu’na ilişkin şunları söyledi:

“HAYVANLARI KORUMA KANUNU’NDA SAHİPSİZ HAYVANLARIN YERİ VAR”

“Ülkede, ‘hayvan hakları’ dediğimizde çoğunlukla kent yaşamında bir arada olduğumuz kedi ve köpekler akla geliyor ama yaban hayatı ve yaban hayatındaki hayvanlar da dünyamız için vazgeçilmez. Hayvanları Koruma Kanunu 2021’de yenilendi, ufak tefek düzenlemeler oldu.

Hayvanları Koruma Kanunu’nda ‘Sahipsiz hayvan, barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanlar’ demiş. Hayvanları Koruma Kanunu’nda sahipsiz hayvanların yeri var. Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için düzenlemeler yapılmış. Korunması için bir rehabilitasyon süreci tanımlanmış durumda yasada ve bununla ilgili görevler de yerel yönetimler, yani belediyeler tarafından yürütülmekte. Bunun dışında da yasa koyucu olan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili birimleri de çalışmalar yapmakta. Yani sahipsiz hayvanlar, Hayvan Hakları Yasası içinde kendine yer bulmuş ve haklara sahip diyebiliriz. Geçici hayvan bakımevi adı altında sahipsiz hayvanların aşılandıkları, kısırlaştırıldıkları, varsa tedavileri ile ilgili ihtiyaçlarının giderildiği ve sonrasında kimliklendirildikten sonra alındıkları ortama bırakıldıkları bir sistem işlemekte. Kanunda hayvanları ayırmaksızın haklar verilmiş. Yeni düzenlemenin iyi tarafı, sahipli sahipsiz hayvan kavramını net bir şekilde ortadan kaldırmış diyebiliriz, tabii tüm bu hakları onlara verebilirsek.

“HAYVAN NÜFUSU YÖNETİM PLANININ ARTIK HER İL İÇİN PLANLANARAK KOORDİNELİ BİÇİMDE YÜRÜTÜLMESİ GEREKİYOR

Yasa yeni değişti ama yönetmeliklerin çoğu yenilenmedi. Şu an itibariyle sahipsiz hayvan üzerinde deneysel çalışma yapmak, etik kurul izni alınamayacağı gibi bir gerçeklikle çok mümkün değil, yani böyle de bir hakları var. İl Hayvanları Koruma Kurulu ile çok beklentimiz vardı ama pek aktif olamadı. Aslında ülkemizde sahipsiz hayvanların sahipleri var, yerel hayvan koruma görevlileri var. İnsanımız sahipsiz hayvanları sahipleniyor. Yerel yönetimler, hayvan sağlığı ile ilgili tedavilerini sağlamaktalar, halkı bilgilendirmek için eğitimler düzenlemekteler. Bakanlık da olabildiğince yıllık bütçesi içinde hem kısırlaştırma desteği veriyor belediyelere hem bilgilendirme faaliyetleri yürüyor hem de idari ve adli yaptırımlar için yetkililerin harekete geçmesini sağlıyor. Konuyu çözmek için öncelikle kendimizin ve hayvanlarımızın haklarını bilmek zorundayız. Harekete geçerken kitleleri de harekete geçirebilmemiz çok önemli. Kent yaşamında hayvan hakları kavramının ve hayvan nüfusu yönetim planının artık her il için, ilçe ilçe planlanarak koordineli biçimde yürütülmesi gerekiyor ve bunları yapmak için önce kararlı olmak gerekiyor.”