CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Muğla Milletvekili Mürsel Alban, Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin ile CHP Amasya İl Başkanı Turgay Sevindi, Çorum İl Başkanı Mehmet Tahtasız ve Sivas İl Başkanı Yılmaz Coşkun birlikte bugün Tokat’ı ziyaret etti. Ağbaba, CHP Tokat İl Başkanlığı’ndan düzenlediği basın toplantısında şunları dedi:

“HEM MADIMAK’I HEM BAŞBAĞLAR’I YAPANLARI AYNI ŞİDDETLE LANETLİYORUZ”

“Yarın 2 Temmuz, Sivas katliamının yıl dönümü. O katliamı yapanları, o zihniyeti taşıyanları kınadığımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz. Türkiye’nin en karanlık olaylarından biridir. Yine 5 Temmuz’da Başbağlar katliamı da ülkenin bir diğer karanlık olaylarından biri. Biz hem Madımak’ı hem Başbağlar’ı yapanları aynı şiddetle lanetlediğimizi ifade ediyoruz. CHP, Türkiye’de ne kadar acı olay varsa, bu olaylarda ne kadar şiddet mağduru varsa onların yanında olmuştur.

ASGARİ ÜCRET AÇIKLANIRKEN ERDOĞAN’IN YURT DIŞINDAN DÖNMESİ BEKLENİYOR”

Türkiye, her anlamda tek adam zihniyetine teslim olmuş durumda. Asgari ücret açıklanırken Erdoğan’ın yurt dışından dönmesi bekleniyor. Erdoğan ne derse asgari ücret o olacak. Erdoğan, bugün asgari ücreti değil, ülkedeki genel ücreti açıklayacak. Çünkü AKP yüzünden asgari ücret toplumu haline geldik.

Haziran ayı için açlık sınırını Türk-İş 6 bin 391 TL, Birleşik Kamu İş 6 bin 778 TL açıkladı. Haziran ayında ortalama açlık sınırı 6 bin 585 TL. Bunun altında açıklanacak her rakam, asgari ücretlinin ve ailesinin yine açlık sınırı altında yaşaması demek. Asgari ücretlinin bir yılda yumurtadaki kaybı bin 345 adet, ekmekteki kaybı 93 adet, kuru soğandaki kaybı 984 kilo, makarnadaki kaybı 206 paket. Erdoğan’ın açıklayacağı asgari ücret sofradan kaybolan bu ürünleri yerine geri getirmeyecekse, asgari ücretlinin alım gücünü yine yükseltemeyecekse asgari ücret, yine açlık ücreti olacaktır.

“HANGİ ENFLASYONU AÇIKLARLARSA AÇIKLASINLAR MEMURUN VE EMEKLİNİN EN AZ YÜZDE 10 MAAŞ ZAMMINA EL KOYULMUŞ DURUMDA”

Yoksulun emeğine, ekmeğine TÜİK eliyle el koyuyor. Erdoğan emir veriyor, TÜİK vatandaşın cebini zorla boşaltıyor. TÜİK, ileride ne yazık ki istatistik kurumu değil ‘emekçileri tüketen kurum’ olarak anılacak. Gerçek enflasyonu gizleyen TÜİK, geçen ay 20 yıldır açıkladığı madde sepetini kaldırdı. İktidar yetkilileri, pazartesi günü TÜİK’in 6 aylık enflasyon artışını yüzde 40 olarak açıklayacağı söylüyor.

“‘DOMATESİ İKİ KİLO YERİNE İKİ TANE ALIRIZ’ DİYEN VEKİL, ‘DANIŞMANLARIMDAN BORÇ ALIYORUM’ DEMİŞ”

Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, ‘Danışmanlarımdan borç alıyorum’ demiş. Bu vekil, daha birkaç ay önce ‘Gerekirse yarım kilo et yeriz. Domatesi iki kilo yerine iki tane alırız’ diye asgari ücretliye ve emekliye akıl veriyordu. AKP öyle bir ülke yarattı ki herkes yoksullaşıyor. Ekonomi o kadar kötü ki iktidar vekili, resmen ‘Geçinemiyorum’ diyor. Geçim sıkıntısına düşmüş ama vatandaş bayat ekmek kuyruklarına girerken, üçüncü el giysi alırken bir milletvekilinin utanmadan bunu söylemesini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

“DEMİRÖREN MESELESİNE BAKIN, BİR TANE SORUŞTURMA AÇILMADI”

Adnan Kahveci ne derdi; ‘Bir ülkede siyasetçiler zengin olursa halk fakir olur’. Bir mafya düzeniyle karşı karşıyayız. Demirören meselesine bakın, Sedat Peker açıkladı ama bir tane soruşturma açılmadı.

“ERDOĞAN ANKARA’DA ESTİ GÜRLEDİ, İSPANYA’DA MİYAVLAYAN KEDİYE DÖNDÜ”

Erdoğan, NATO görüşmesi öncesi Ankara’da esti gürledi, ama İspanya’da miyavlayan kediye döndü. Türkiye’de efelenip yurt dışına gidince kapalı kapılar ardında susan, herkesin önünde boyun eğen bir siyasetçi ile karşı karşıyayız. Gitmeden önce meydan okudu.

Peki şimdi Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö ne diyor; ‘Resmi mutabakat belgesinde YPG’ye terör örgütü demedik. Diğer NATO ülkeleri Türkiye’den farklı düşünüyor. YPG’ye insani yardım yapmaya devam edeceğiz’ diyor. Erdoğan, her zaman olduğu gibi Türkiye’de farklı, yurt dışında farklı konuşuyor. Burada efelenen Erdoğan’ın yerine İspanya’da başka bir Erdoğan ile karşı karşıyayız. Yanında Merve Kavakçı'nın genç ve deneyimsiz kızıyla birlikte hem Biden ile görüşüyor hem de NATO'da ülkenin geleceğine ilişkin kararlar alıyor. Tabii Kavakçılar nasılsa aileden, hanedanlığın üyesi. Kimi milletvekili, kimi büyükelçi, kimi genel müdür, kimi Saray’ın moda danışmanı. Bunların ağzı sıkı. Gizli saklı konuşulanları çıkıp da yarın öbür gün hukuk devleti karşısında açıklamaz, verilen tavizleri anlatmaz.

“ERDOĞAN’IN PARA İÇİN VERMEYECEĞİ TAVİZ YOK”

Meclis’te konuştuk, İBB’den 6 buçuk milyon burs alıp Amerika’ya gidiyorlar. Normal ciddi ülkelerde, bir devlet başkanı görüşmeye girerken yanında Dışişleri Bakanlığı’nın dil bilen diplomatları olur. Bizimki ne yaptı? İşte bu aileden, Merve Kavakçı’nın başka bir ülke vatandaşı olan kızını yanına aldı. Biden ile Türkiye’nin, NATO’nun geleceğini konuştu. Erdoğan’ın para için vermeyeceği taviz yok.

“MÜCELLA YAPICI’NIN, TAYFUN KAHRAMAN’IN ELİNDE SİLAH VAR MIYDI”

Ülkenin çivisi çıkmış durumda. Erdoğan, basın toplantısında, ‘Benim ülkemde fikrinden dolayı cezaevinde olan yok’ dedi. Bu kadar da yalan olmaz. Erdoğan, NATO’da her şeyden taviz veriyor, bir tek yalandan taviz vermiyor. Yalan söylerken o kadar rahat ki hiç utanma sıkılma yok. Fikrinden dolayı cezaevine giren yok ama zikrinden, fikrini ifade ettiğinden dolayı cezaevine giren çok.

Gezi olaylarında bir palalı vardı. Hani ‘Gezi’de şiddet var’ diyorlardı ya o şiddeti yapan o palalı hakkında, Türkiye ile Fas arasında fuhuş ticaretini yönetmekten 288 yıl ceza isteniyor. Fuhuş ticareti yapan o palalı, işte bunların kahramanı. Mücella Yapıcı’nın elinde silah var mıydı ya da Tayfun Kahraman’ın elinde silah var mıydı? Bunların elinde kalem vardı. Hangi gazetecinin elinde silah var?

RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, bugün bir rakam açıkladı. Yandaş kanallara verilen ceza üç ise Halk TV, Fox TV, TELE 1 gibi muhalif kanallara bunun tam 10 katı ceza veriliyor. O yandaş kanallarda her gün küfür var, hakaret var. Bu yandaş medya, parayı kimden alıyor? Bizim cebimizden alıyor. Türkiye’de halen, tweet attığı için, Cumhurbaşkanı veya AKP’li yöneticileri eleştirdiği için cezaevine düşen bir sürü insan var.

“TURKŞEKER DİYE BİR ŞİRKET KURMUŞLAR ONUN ÜZERİNDEN YOLSUZLUK YAPIYORLAR”

Turhal Şeker Fabrikası özelleştirilirken sizin, 30 milletvekili arkadaşımız ile birlikte Tokat’a gelip eylem yaptık. Peki kim katıldı? CHP’liler katıldı, Turhal Şeker Fabrikası’nda çalışan işçiler katıldı.

Eğer Turhal halkı istese o şeker fabrikası satılmazdı. Tokat isteseydi o şeker fabrikası satılmazdı. 45 gün boyunca milletvekillerimizle ‘Şeker vatandır, satılamaz” dedik ve sonuç ne oldu? Şimdi şekerin torbası bin 200 lira oldu. Buradan söylüyorum; büyük bir yolsuzluk ile karşı karşıyayız. TÜRKŞEKER’de üretilen şekerler, AKP’liler eliyle stokçuluk yaparak, pazarlama yöntemleriyle üç harfli marketlere verildiği gibi farklı işler de yapılıyor. Büyük bir yolsuzluk var burada. TURKŞEKER diye bir şirket kurmuşlar, onun üzerinden yolsuzluk yapılıyor. Bir yılda şekerin kilosu 6,5 TL’den 24,5 TL’ye çıktı. Bu, bir siyasi tercihtir. Maalesef bu siyasi tercihe destek verenler de bundan sorumludur. Eğer siz şeker fabrikası gibi kurumları satarsınız bunları yaşamaya mahkum hale gelirsiniz. Biz söylemiştik, şeker fabrikalarını satmak vatanı satmaktır, bu fabrikaları satanlar vatana ihanet etmiştir. İktidara geldiğimizde o özelleştirilen şeker fabrikalarının hepsini tekrardan kamulaştıracağız.”