Van Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyum tarafından 2018 yılında işlerine son verilen 306 taşeron işçisi, 3 Eylül tarihinde dördüncü kez mülakata alınmalarına rağmen yine başarısız sayılarak işlerine iade edilmedi. İşçilerden Mehmet Emin Çomak, "2017 yılında Van Büyükşehir Belediyesi’nden atıldım. Bugüne kadar ekonomik sıkıntılar yaşıyorum. Ben tek değil, çifte standart uygulanan tüm arkadaşlarımızla birlikte öyle bir durumdayız. Çocuklarımızı okula gönderemez olduk, eğitimlerini sağlayamıyoruz" dedi.

Van Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyum tarafından 2018 yılında işlerine son verilen 306 taşeron işçisi, 3 Eylül tarihinde dördüncü kez mülakata alındı. İşçiler, yine başarısız sayılarak işlerine iade edilmedi. KESK Van Şubesi’nde bir araya gelen işçiler, yaşadıkları süreçle ilgili bir basın açıklaması yaptı.

"BİR KİŞİ BİLE BAŞARILI OLAMIYOR MU"

306 taşeron işçi adına açıklamayı okuyan Servet Arslan, şunları söyledi:

"2018 yılında hükümetin çıkarmış olduğu 696 no’lu KHK ile taşerondan kadroya geçiş hakkı kazanan yüzbinlerce işçi gibi kadro hakkı kazanan Van Büyükşehir Belediyesi işçileriyiz biz. Dönemin bakanı Sayın Jülide Sarıeroğlu’nun 'Mülakatlar formalite olacak, mülakata girmeye hak kazanan tüm işçiler kadroya geçirilecek' açıklamasındaki ön inceleme ve değerlendirme sonucu mülakata hak kazanan işçileriz biz. Toplam taşeron işçi sayısında yaş, yasal sorunlardan kaynaklı ve ön değerlendirmeyi geçemeyen işçiler mülakata bile girmeye hak kazanamamıştır. Ancak biz 306 işçi, girdiğimiz dört mülakatta gerekçesiz, haksız şekilde başarısız sayılan, devletin verdiği hak bireyler tarafından elinden alınarak mağdur edilen, hak gaspı yaşayan işçileriz ve halen düşünüyoruz, yapılan mülakatların hiçbirinde 300 kişiden tek bir kişi bile başarılı olamıyor mu acaba diye. Yerel ve istinaf mahkemeleri tarafından toplamda 7-8 mahkemeden yürütme durdurma yönünde lehimize karar çıkması bizlerin işe dönüşünü neden sağlamıyor? Birçok girişim yapmamıza, Meclis'te adımıza soru önergeleri verilmesine rağmen sonuç alamıyor olmamız, bize 'coğrafya kaderdir' deyiminin, insanları ötekileştirmenin ne kadar doğru ve basit olduğunu göstermektedir. 306 işçi şahsında aileleri ile birlikte binlerce insan mağdur edilmektedir yıllardır. Bu mağduriyetin giderilmiyor olması bize göre keyfi bir tutumdur. Bunun göstergesi de dönemin genel sekreteri şimdinin Talas Belediye Başkanı’nın 'Belediyeden yüzlerce insan çıkardık ve çıkarırken zevk aldım' açıklamasıdır. Mahkeme kararları, haksızlıklar belli ki kişilere takılmaktadır.

"ÖTEKİLEŞTİRİLDİK"

İçişleri Bakanı’nın geçen sene ramazan ayında Van’a yapmış olduğu bir ziyarette bir önceki dönem valisine ‘Mağduriyeti makul şekilde çözün’ demesi, talimat vermesine, yapılan mülakat öncesi ve sonrasında genel sekreter ve komisyonların işçilere ‘Hayırlı olsun’ demesine rağmen halen çözülmemiş olması ciddi bir sorundur. Yeni gelen mevcut Van Valisi’nin arkadaşlarımızla daha önce yaptığı görüşmelerde 'Daha önceki görev yerimde çözdüm, insanları mağdur etmeyeceğiz' demesine rağmen halen çözülmemiş olması, az önce de dediğimiz gibi ötekileştirmenin en iyi göstergesidir. Başarısız olarak gösterildiğimiz her mülakat sonrası yapılan itirazlar yeni mahkeme sürecini beraberinde getirmektedir. Mahkemeler yapıldıkça, tekrarlandıkça oluşan mahkeme giderleri git gide artmakta ve Van Büyükşehir Belediyesi’ne büyük borç olarak kalmaktadır. 2018'den bu yana aramızdan ayrılan vefat eden arkadaşlarımız oldu. Yaşanan ekonomik sıkıntıdan dolayı başka bir işte çalışmak zorunda kalarak Bahçesaray çığ felaketinde yardım çalışması yapan bir arkadaşımız, kapısına gelen icra memurlarına dayanamayarak kalp krizi geçiren bir arkadaşımız, yine işsizlik ekonomik sıkıntılardan kaynaklı ailevi sorunlar yaşayan ve baş edemeyip intihar eden bir arkadaşımızı kaybettik maalesef. Coğrafya kader olmamalı. İstanbul ve Bolu'da CHP’li belediyelerde işten çıkarılan işçiler için çaba sarf eden ve işe dönmesinde etkili olan, 306 işçinin de yüzde 80'inin üyesi olduğu Hizmet-İş Sendikası’nın yerel ve merkez yönetiminin bizler içinde yapacağı bir şeyler olmalı diye düşünüyoruz. Yine aralarında üyesi bulunan DİSK'in de ciddi bir çaba sergilemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu işçiler, verilen sözlerin tutulmasını, işlerine dönmeyi istiyor.

"TÜM İŞÇİ ARKADAŞLARIM MÜLAKATTAN GEÇMİŞTİR"

Tüm kamuoyuna, sivil toplum örgütü, siyasi parti, insan hakları kurumlarına, kentin seçilmişlerine, vicdan sahibi olan kent yöneticilerine, kentin ileri gelenlerine buradan bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Bu işçiler ellerinden alınan haklarını istiyor ve sizlerin yapacağı muhakkak bir şeyler vardır, buna yönelik yalnızlaştırmak yerine bu işçiler ile dayanışmaya ve yardım etmeye çağırıyoruz. Bu insanlar KHK ile ihraç edilen değil, OHAL Komisyonu’nda bekleyen dosyalar değil, sadece ve sadece bireysel yaklaşımlarla işine dönememektedir. Öyle ki bize işe dönmememiz için sunulan hiçbir gerekçe yoktur. Yapılan sadece, mülakat sonrası ‘başarısız’ diye yazıp geçiştirmektedir. Mülakat evrakları, sorulan sorular ve verilen cevaplar kamuoyuna açıklansın, bizler de gerçekten mülakatı geçemediğimizi bilelim. Ama şunu çok net olarak biliyoruz ki özellikle son mülakata giren tüm işçiler, yüzde 100 mülakatı geçmiştir. Belediyenin bu konuda sığınacağı hiçbir bahane yoktur diye düşünüyoruz."

"HUKUKSUZLUĞUN ORTADAN KALDIRILMASINI İSTİYORUZ"

İşten çıkarılan Sinan Beyaz ise "5 yıldır uğradığımız hak mağduriyetinin bin an önce giderilmesini talep ediyoruz. Hiç kimsenin bize bahşettiği bir şey yoktur. Bu, bize devletin verdiği haktır ve bir an önce ekmeğimizi istiyoruz" diye konuştu.

İşçilerden Mehmet Emin Çomak, "2017 yılında Van Büyükşehir Belediyesi’nden atıldım. Bugüne kadar ekonomik sıkıntılar yaşıyorum. Ben tek değil, çifte standart uygulanan tüm arkadaşlarımızla birlikte öyle bir durumdayız. Çocuklarımızı okula gönderemez olduk, eğitimlerini sağlayamıyoruz. Biz, fazla bir şey istemiyoruz. Türkiye’de insanlar hangi haklara sahipse biz de o hakları istiyoruz. Bize uygulanan hukuksuzluğun ortadan kaldırılmasını istiyoruz" dedi.