M.A’dan Cengiz Özbasar - Berivan Kutlu haberine göre, Dünyanın en büyük sodalı gölü olma özelliğine sahip Van Gölü, kanalizasyon ve evsel atıklar nedeniyle kirletiliyor. Endemik bir balık türü olan İnci Kefali ve içerdiği sazlıklarda yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan göl, evsel, endüstriyel ve biyolojik atıklarla kirletiliyor. 120’ye yakın derenin aktığı göl, son yıllarda artan kuraklık nedeniyle alarm veriyor.  

KİRLİLİĞİN NEDENLERİ

Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (Van ÇEV-DER) Eşbaşkanı Ali Kalçık, yetkili kurumların gölü korumak yerine zarar verdiğini söyledi. Göldeki kirliliğin birçok nedeninin olduğunu, ancak temel nedenin evsel ve kanalizasyon atıkları olduğunu söyleyen Kalçık, birçok yerleşim yerinin atığının doğrudan buraya aktığını aktardı. Göle günde 56 bin 457 metreküp kanalizasyon atığının akıtıldığını ifade eden Kalçık, “Yerleşim yerleri içerisinde geçen derelere evsel ve kanalizasyon atıkları giriyor. Bu dereler ise göle akıyor. Tuşba ilçesinde 1976 yılında yapılan arıtma tesisi - aslında ismi arıtma- çökertme sistemi ile yapılan bir arıtma türüdür. Söz konusu arıtma yüksek maliyetli olması nedeniyle kimi zaman çalıştırılmıyor. Çalıştırıldığı dönemlerde ise yüzde 30 kapasiteyle çalıştırılıyor. Günümüzde saniyede 2 bin litreye yakın kanalizasyon suyu göle akıtılıyor. Bu da kirliliğin her geçen gün artmasına sebebiyet veriyor. Bunun yanı sıra gölü kirleten büyük bir piknikçi kitlesi var" diye konuştu. 

  

DEVLET KURUMLARI GÖLÜN KENARINDA

Kanunları düzenleyenlerin göldeki kirlettiğine dikkati çeken Kalçık, "Van’da gölün sınırları İn köyünden Erciş’in Karatavuk Mahallesi'ne kadardır. Bu iki nokta arasından kanun koyucular, neredeyse boş bir alan bırakmamış, işgal edip kirletmişler. Bugün kayyımın sahile sıfır noktasında yazlığı bulunmakta. Bunun yanı sıra karayolları, DSİ, havaalanı, askeri karakollar, çimento fabrikası ve çok sayıda işletme sahile sıfır noktasından kurulmuş. Atıklar arıtılmadan göle dökülüyor. Dolayısıyla ilk olarak kanun koyucular ellerini gölden çekmeli. Böylece gölümüz daha temiz olacak” ifadelerini kullandı.  

‘DİP ÇAMURU RANT AMAÇLI YAPILIYOR’

Göldeki dip çamurunun temizlenmesine değinen Kalçık, çalışmanın "algı çalışması" olduğunu ifade etti. Kalçık, "Üniversite ile Edremit ilçe çıkısına kadar sahil 13.9 kilometre uzunluğunda. Bu sahil boyunca şuana kadar 500 metrelik bir alanın temizliği yapıldı. Sadece algı yaratmak amacıyla böyle bir çalışma içerisindeler. Bir de çıkardıkları dip çamurunu getirip üniversitenin olduğu yere döküyorlar. Her üniversiteye giden burnunu tutmak zorunda kalıyor. Dip çamuru temizlenmesi acil bir ihtiyaç ama bu ilkel yöntemlerle yapılamaz. Denizin ortasından gemiye bir iş makinası bindirilir. Nerede ne kadar dip çamuru var analizi yapılır ve ortadan dip çamuru alınmaya başlanılır. Çıkarılan dip çamuru da ortalık yere değil, ilgili belirlenen bir alana dökülür. Van Gölü hem çok sodalı hem de tuzlu olmasından dolayı dip çamuru artık ne dolgu ne de bir gübre niteliği taşımıyor. Zehirli bir madde haline gelmiştir. Bu anlamda çıkarılan dip çamurunun ortalık yere dökülmesi ayrı bir vahşettir. Yaptığı uygulama rant amaçlıdır. Bu rant dışında başka bir şey değil. Böylesine önemli bir olayı 50’ye yakın iş makinesi ile yapması kayyım veya ekibinin rant amaçlı yaptığı uygulamadır” şeklinde konuştu. 

BAKANLIK KARARINA İTİRAZ  

Van Gölü'nün “Doğal Sit-Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olduğuna dikkati çeken Kalçık, 2000 yılında sivil toplum örgütleri olarak gölün korunması amacıyla imza topladıklarını ancak kendilerine herhangi bir dönüş olmadığını aktardı. Kalçık, "Yıllardır gölün korunması talebinde bulunuyoruz. Ancak yıllarca bu talep kabul görmedi. Geçtiğimiz günlerde de bakanlık bölü ‘Sürdürülebilir Kontrollü Kullanım Alanı’ ilan etti. Halk, koruma kanunun çıktığı zannetti ancak öyle değil. Kontrollü kullanım alanı ilan edilmesi, tamamen yapılaşmaya neden olabilecek güçtedir. Kentteki STÖ’ler olarak bu kararın iptali için ileriki süreçlerde hukuki girişimlerde bulunacağız" bilgisini paylaştı.  

ÖNERİLER

Kirliliğe karşı göle akan derelerin ağızların filtrelenmesini öneren Kalçık, "İl ve ilçelerde ileri biyolojik arıtmaların yapılması ve evsel atıkların ayrıştırılması gerekiyor. Yoksa Van Gölü balçığa dönüşecek. Bu noktada gölün büyük bir tehlike ile karşı karşıya ve bu tehlikeye karşı herkesin büyük bir duyarlılık göstermesi gerekiyor” çağrısı yaptı.