Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre İzmir'in Urla İlçesi Gülbahçe ve İçmeler mahalleleri yakınında taş kalker ocağı işletilmesi için ÇED süreci başlatıldı. Taş kalker ocağı işletmesi Urla'nın sayfiye köylerinden Gülbahçe'ye 600 metre uzaklıkta bulunurken, birinci derece arkeolojik sit alanına ise sadece 10 m uzaklıkta!

TAŞ OCAĞI GÜLBAHÇE'NİN DİBİNDE

Zeytinler Mahallesi mevkiinde yer alan taş-kalker ocağı projesi toplam 70,41 ha'lık bir ruhsat alanına sahip. Bu projede benzerleri gibi ÇED sürecinden kurtulabilmek için 25 hektarlık alanın altında, 24,61 ha alanda işletme izni alırken, Cantürk İnşaat A.Ş adlı şirket yılda 800.000 tonluk kalker ocağı işletmeyi planlıyor. Proje tanıtım dosyasına göre işletmenin kırma-eleme tesisinin kapasitesi ise 390.000 ton/yıl olarak veriliyor. Açık işletme madenciliği yöntemi ile yapılacak olan faaliyet sırasında arazide delme ve patlatmalar gerçekleştirilecek

İzmir'e kuş uçumu mesafesi 42 km'dir uzaklıktaki maden işletmesine en yakın yerleşim yeri ise 600 metre uzaklıktaki Gülbahçe Mahallesi. 

1. DERECE ARKEOLOJİK SİT'E 10 METRE

Taş kalker ocağının İzmir'in sayfiye yerlerinden Urla'nın doğal ve yöresel ürünleriyle ünlü Gülbahçe'ye yakınlığının yanı sıra proje alanı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı'nda 2. Ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı ve Orman Alanı katmanlarında kalıyor. Öte yandan PDT'de faaliyet alanının güney sınırına sadece 10 metre mesafede 1.derece Arkeolojik Sit Alanının bulunduğu dile getiriliyor. 

PATLATMALAR "ARKEOLOJİK ESERLERE ZARAR VERMEYECEK"MİŞ

Dokuz Eylül Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Maden Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Doğan Karakuş ve Araş. Gör. Dr. Tuğçe Öngen tarafından hazırlanan teknik raporda patlatma kaynaklı titreşimlerin 1. (birinci) Derece Arkeolojik Sit Alanına ulaşmadan sönümlenmesi için belli bölgelerde patlatmaların yapılmaması ya da belirli bir tekniğe göre yapılması öngörülürken, "37.6 kg anlık patlayıcı kullanılarak gerçekleştirilecek üretim patlatmaları sonucu oluşan yersarsıntısının (çevresel titreşim seviyesinin) sahanın yakınında 1. (birinci) Derece Arkeolojik Sit Alanı bölgesine hiçbir olumsuz etkisi olmayacaktır" ifadelerine yer veriliyor. 

ZEYTİNLİKLER VAR AMA BİR SIKINTI OLMAYACAK RAPORU

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Şen tarafından hazırlanan proje ilgi ilgili tarımsal inceleme raporunda ise proje sahasının makilik olduğu, az sayıda delice zeytin bulunduğu bilgisine yer verilen PTD'de proje sahasına en az 3 kilometre mesafesinde mahsuldar zeytinlik sahanın olduğuna da yer verilmiş. PDT'de "Zeytinlik alanlara yakın mesafede bulunun kalker ocağı ve kırma-eleme tesislerin faaliyetlerinden dolayı zeytin ağaçlarında verim ve kaliteyi azaltıcı yönde tolere edilemeyecek bir toz zararının olmadığı saptanmıştır" iddiası ileri sürülüyor. Faaliyet sınarında çıkan tozun yerleşim yerlerine etkisinin olmayacağı da iddia ediliyor. 

TAŞ OCAĞI ÜNİVERSİTE ALANININ İÇİNDE

Taş kalker ocağının İzmir Yüksek Teknoloji Entsitüsü (İYTE)'ne eğitim faaliyetleri için hazineden ayrılan arazi içinde kaldığını ileri süren Av. Şehrazat Mercan "Rektörlüğün bu faaliyet için onay verdiğini sanmıyorum. Rektör ve enstitü yönetiminde ekolojik duyarlılığı olan hocalar var. Alanın 1. ve 2. derece arkeolojik SİT alanında kalması nedeniyle çizgiyle kavis yaparak buraları harita dışı bırakmışlar ama doğanın sınırları cetvelle çizilmez" dedi. 2016 yılında aynı tepedeki iki taş ocağı projesinin Urla Gülbahçe'de binlerce kişinin katıldığı yürüyüşler sonrası geri çekildiğini aktaran Mercan, "Beş yıl da ne değişti? Hiç?" dedi.