Açlık grevindeki tutuklu Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu'ndan 5 avukatın tutukluluk incelemesi yapıldı. Mahkeme tahliye kararı vermedi. Karara tepki gösteren ÇHD İstanbul Şubesi, "Bu karanlığın sonu aydınlık, biliyoruz. Biliyoruz ki biz kazanacağız" dedi.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen tutukluluk incelemesi duruşmasında Av. Bahattin Özdemir, “Müvekkillerimizin açıkça duruşmada hazır bulunma talebi vardır ancak SEGBİS marifetiyle dinlemek istiyorsunuz. Bu yüz yüzelik ilkesinin ihlalidir Savunma halkının kısıtlanmasıdır” dedi. Özdemir reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme başkanı reddi taleplerinde ısrarcı olan avukatları dinlemeyerek sadece tahliye durumuna ilişkin söz vereceğini söyledi.

AVUKAT SALONDAN ATILDI

Avukat Bahattin Özdemir “burası askeri mahkeme değil kışla değil duruşmayı yönetemiyorsunuz, böyle duruşma yapılmaz” dediği için salondan atıldı. Bunun üzerine avukatlar Mahkeme hakimin reddi taleplerinde ısrarcı olan avukatları dinlememe sadece tahliye durumuna ilişkin söz vereceğini söyledi. Tartışmalar devam ediyor. Avukat Bahattin Özdemir burası askeri mahkeme değil kışla değil duruşmayı yönetemitorsunuz böyle duruşma yapılmaz dediği için salondan atıldı. Tutuklu ÇHD ve HHB’lu 5 avukatın tutukluluk incelemesinde tahliye çıkmadı.

ÇHD’DEN 37 GÜNDÜR AÇLIK GREVİNDE OLAN AVUKATLAR İÇİN AÇIKLAMA

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) tutuklu bulunan ve 37 gündür açlık grevinde olan genel başkanları Selçuk Kozağaçlı ile üye ve yönetici avukatlarının davasına ilişkin duruşma sonunda açıklama yaptı. Meslektaşlarının 24 Ocak‘ta başladıkları açlık grevlerinin 37. gününde olduklarını vurgulayan ÇHD açıklamasında “Bilindiği üzere Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı dahil olmak üzere, derneğimiz üye ve yöneticilerinden Behiç Aşçı, Aytaç Ünsal, Aycan Çiçek ve Engin Gökoğlu aylardır hukuksuz bir şekilde hapishanede alıkonulmaktadırlar. Hukuk düzeninin tüm işlerliğini kaybettiği bugünlerde, her ne kadar hukuksal alana ilişkin söz söylemek anlamını yitirmişse de, yaşananları kayıt altına almak kanımızca hala önemlidir. Zira kolektif hafıza toplumsal mücadelenin önemli bir aracıdır. Yoksa, bugün ne özgürlüğün, ne de adaletin, saray soytarılığının sahnelendiği mahkeme salonlarından kazanılamayacağı ayan beyan ortadadır” denildi.

"MÜCADELECİ AVUKATLIK GELENEĞİ TESLİM ALINAMAZ"

Açıklamanın devamında özetle şu ifadelere yer verildi: “Bugün haklarında tutukluluk hallerinin devamına karar verilen meslektaşlarımız, 24 Ocak‘ ta başladıkları açlık grevlerinin 37. günündeler. 37 gündür, kapalı oldukları hücreden, bütün Türkiye halklarına, direnenlere, özgürlük ve adalet arayışındaki tüm güçlere, o direnişin hukuk alanından güç vermekte kararlı birer parçası olduklarını bildiriyorlar. Bu anlamda Türkiye`nin mücadeleci avukatlık geleneğinin teslim alınamaz olduğunu da bir kez daha hatırlatıyorlar. Bugün meslektaşlarımız açlık grevlerinin 37. günündeler. Meslektaşlarımızın ve Türkiye`de halihazırda açlık grevindeki tüm insanların açlığı hepimizin açlığıdır. Zira bu açlık; özgürlük, adalet ve eşitliğe, bu açlık sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyaya duyulan açlıktır.”