TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, BESİAD-GESİFED İş İnsanları Zirvesi’nde konuştu. Krediye erişimin her geçen gün zorlaştığını belirten Turhan hükümetin AB ve sığınmacı politikalarını da eleştirdi.

Turhan “Para politikasının sadece genişleyici değil, gerektiğinde sıkılaştırıcı yönde kullanımının dengelenme için gerekli olduğunu unutmamamız gerekli” sözleriyle faiz indirimlerinin enflasyon üzerindeki etkilerine de değindi.

‘PARA POLİTİKASI GEREKTİĞİNDE SIKILAŞTIRICI DA OLABİLİR’

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan konuşmasında şunları söyledi:

“Para politikasının sadece genişleyici değil, gerektiğinde sıkılaştırıcı yönde kullanımının dengelenme için gerekli olduğunu unutmamamız gerekli. Uzun vadede tüm ekonomik paydaşlara fayda sağlayacak bir ortamı yakalamak için, kullanılan para politikası bileşenleri ne kadar sade ve anlaşılır olursa istenilen noktaya ulaşmak o denli kolay olacaktır.

Ekonomik aktörler tarafından kolayca anlaşılabilen politikalar, bütüncül etkileri değerlendirilmeden tasarlanan mikro düzeydeki karmaşık politikalardan çok daha iyi sonuçlar verecektir.

Unutmayalım ki, fiyat istikrarı olmadan ekonomi doğru şekilde işlemez ve bu durum, daha önce de belirttiğimiz gibi, hiçbir paydaşa fayda sağlamaz. Enflasyonla doğru mücadelenin, sağlıklı büyüme için önkoşul olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.”

KREDİYE ERİŞİM HER GEÇEN GÜN ZORLAŞIYOR

Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 7 büyümesine rağmen, ekonomideki öncü göstergelerin ihracatta, iç ekonomide ve üretimde yıl sonuna doğru hızlı bir yavaşlamayı işaret ettiğini belirten Turan, “Cari açık halen artış trendinde. Enflasyon hedeflediğimiz seviyelerde değil, refah kaybımız yüksek” dedi.

Turan konuşmasında krediler ve bankacılık sektöründeki düzenlemelere de değindi. Turan “Krediye erişim her geçen gün zorlaşıyor. Yoğun regülasyon döneminden geçen finansal kesimin de bu regülasyonlar çerçevesinde kredi vermesi daha da zorlaşıyor. Unutmayalım ki, sağlıklı işleyen üreten, istihdam yaratan bir reel kesimin arkasında bu süreci destekleyen sağlıklı işleyen bir finansal sektöre ihtiyaç var” dedi.

TÜRKİYE’NİN AB VE SIĞINMACI POLİTİKASINA ELEŞTİRİ

Turan, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerindeki mevcut durumu eleştirerek şunları söyledi:

“Dış politikaya baktığımızda da, özellikle Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde bugün gelinen noktada her iki tarafın da hataları olduğunu söyleyebiliriz. Son yıllarda Türkiye'de temel alanlarda yaşanan gerilemenin kaynağının önemli bir bölümü, Türkiye'nin kendi iç sorunları ile ilgilidir.

Ancak Avrupa Birliği tarafından 2006'dan bu yana Türkiye ile demokrasi, yargı, temel hak ve özgürlükler, dış politika gibi öncelikli temel alanlarda müzakere süreci işletilmedi. 2016'da sığınmacılara ilişkin iş birliği mutabakatı ile de ilişkiler bir alışveriş ilişkisine döndü. Genişleme tartışmalarında Türkiye'den bahsedilmiyor. Sonuçta Türkiye-AB ilişkileri bir süredir çok yanlış bir zemine oturdu.

Bu zihniyetten her iki tarafın da hızla çıkması ve entegrasyon odaklı yapıcı politikalar işletmeye başlatılması gereklidir. Yeni oluşturulan Avrupa Siyasal Topluluğu'nun da genişleme sürecine alternatif oluşturmayan, AB'yi tamamlayıcı ve üyelik sürecini kolaylaştırıcı bir işlevi olması gerekir.

Çağımızın karmaşık sorunları karşısında AB'nin açık, kapsayıcı ve daha ileri düzeyde entegre bir kimliğe bürünmesi, medeniyetçi temelde dışlayıcı bir anlayışa prim vermemesi gerekiyor. Türkiye'nin Avrupa'nın geleceği tartışmalarında doğru bir şekilde konumlanması gerekir. Bugünkü gibi sığınmacılara karşı Kale Avrupası'nın sınır bekçisi gibi bir mantığı sürdürmeye çalışan her tasarım başarısızlığa mahkumdur.

İlişkilerin yeniden ilerleme ve reform çıpasına dönmesi gerekir. Sürekli vurguladığımız gibi, Türkiye'nin yeri başından itibaren hem jeopolitik, hem demokratik değerler, hem de ekonomik ilişkiler açısından transatlantik ittifak, AB ve demokrasiler ailesidir.

Bu konulardaki görüşlerimizi paylaşmak ve Türkiye-AB ilişkisinin mevcut durumunu ve önümüzdeki dönemdeki temel öncelikleri istişare etmek üzere, bu hafta 2 gün Brüksel'de yoğun temaslarda bulunduk. AB Komisyonu ve Parlamentosu'ndan üst düzey yetkililer ve kanaat önderleri ile görüşmeler gerçekleştirdik.

Avrupa'da yaşanan savaş ortamında ilişkilerin gelmiş olduğu noktanın kimse tarafından arzu edilir olmadığını gördük. Ancak sorunların aşılabilmesi için, her seviyede diyaloğun devam ettirilmesi, iki tarafın da yaşanan gerilemenin sebeplerine odaklanması gerekiyor. Son dönemde Türkiye hükümeti ve AB Kurumları arasında artan görüşmelerin karşılıklı güveni yeniden tesis etmeye yönelik önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz.”

ASGARİ ÜCRET MESAJI

Turan konuşmasının ardından basının asgari ücretle ilgili sorularını da yanıtladı. Asgari ücret konusunda “günün koşullarına göre bir ayarlama yapılacaktır” diyen Orhan küçük şirketlerde ve emek yoğun şirketlerde sıkıntılar doğabileceğini, günün koşullarına göre revizyonlar yapılabileceğini belirtti.