İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bütçe ve yatırım programı ile ilgili olarak hükümeti, "İzmir’e şaşı bakış açısı var. Objektif olmayan belki bir takım siyasal tercihlerle şekillenen ve sonuç itibariyle İzmir’in cezalandırıldığı bir tablo bu” sözleriyle eleştirdi. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, bugün FOX TV’te yayınlanan Çalar Saat programına konuk oldu, İlker Karagöz’ün sorularını yanıtladı. Kent genelinde gerçekleştirdikleri hizmetler hakkında bilgi veren Tunç Soyer, Halkapınar-Otogar Metrosu üzerinden hükümeti eleştirerek “İzmir’e şaşı bakış açısı var. Objektif olmayan belki bir takım siyasal tercihlerle şekillenen ve sonuç itibariyle İzmir’in cezalandırıldığı bir tablo bu” dedi.

“BÜTÇE’NİN 81 VİLAYETE YAYILAN BİR MANTIĞININ VE FELSEFESİNİN OLMASI LAZIM”

Hükümetin, Halkapınar – Otogar Metro hattına ayırdığı 3 bin TL’lik bütçeye tepki gösteren Soyer, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanlığı yatırım ve bütçe başkanlığı var ve buraya kentle ilgili projeler gönderiyor o başkanlık da bunların yapılıp yapılmayacağına programa alınıp alınmayacağına karar veriyor.  Şimdi bu metro hattı 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı yatırım programına alınmış yani 9 yıldır yatırım programında duruyor. 9 yıldır her sene buraya bütçe ayrılmadan pas geçiliyor. Bunu ilk gördüğümde şaka zannetmiştim rakam hatası olabilir dedim. Sonra anladık ki gerçek bu. Geçen yıl aynı şekilde 2022 bütçesi açıklandığında yine 3 bin TL ile geçmişti. Bu yıl da baktık merakla bekliyorduk acaba yatırım programından bütçe gelir mi diye ayrılmadığını gördük.

Bunu sosyal medya da paylaştığımızda şaka mı diye paylaşmıştım ama çok üzücü bir şey. Bu İzmir halkına reva görülen gerçekten çok üzücü bir şey. Çünkü bütçeler bir tercihler manzumesidir. Elinizde bir para var ve bunu bir biçimde dağıtmayı tercih ediyorsunuz. Oraya daha az veriyorsunuz diğer tarafa daha fazla veriyorsunuz oraya hiç vermiyorsunuz buraya bir şey veriyorsunuz bunun adil olması lazım. Bunu bütün 81 vilayete yayılan bir mantığının ve felsefesinin olması lazım. Siz 9 yıl önce önemini tespit ettiğiniz bir yatırımı 9 yıl boyunca erteleyerek bütçe ayırmayarak bir noktada tutarsanız o zaman insanların şunu sormaya hakkı var: ‘Kardeşim bunu bize neden reva görüyorsunuz’. Ben sorunun cevabını bulamıyorum bu soruyu onlara sormak lazım. Bu kararı verenlere sormak lazım neden bunu yapıyorsunuz bunu. Bunu yapmayın bunu söylemek isterim. Gerçekten yüz yüze gelebilsekte bunu söyleyebilsem isterim yapmayın bunu İzmir’e. 

Objektif olmayan belki bir takım siyasal tercihlerle şekillenen ve sonuç itibariyle İzmir’in cezalandırıldığı bir tablo bu. Şimdi siyaseten ders vermek istersiniz, üstün çıkmak istersiniz birçok argüman birçok enstrüman bulabilirsiniz ama burada İzmirliyi mağdur etmek kabul edilebilir bir şey değil. Bu eğer siyasi bir kararsa bu çok yazık İzmir için çok yazık. Olması gereken rakam 8 milyar."

“ÜÇ AYRI TÜNEL İÇİN MAKİNELER YERİN ALTINA İNECEK”

Yapımı devam eden Buca Metrosu ile ilgili de bilgi veren Soyer, “Buca Metrosu için bizim ayıracağımız 1,45 milyar toplam bütçesi aslında yaklaşık 1 milyar Euroluk bir yatırım Buca Metrosu. Biz bunun kaynağını bulduk 490 milyon Euro. Biz uluslararası bir sendikasyon kredi hazırladık. Bir büyük konsorsiyum dört ayrı uluslararası bankanın iştirak ettiği bir konsorsiyum oldu. 3,20 faiz oranıyla 4 yıl ödemesiz 12 yıl vadeli bir rakam. Şimdi bununla ilgili çalışmaya başladık. Yani ilk tüneli açmak için fore kazıkların çakımı tamamlandı. Ve biz önümüzdeki günlerde üç ayrı tünel açma makinesini yerin altına indirmeye başlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Buca metrosunun İzmir tarihinin en büyük yatırımı olduğunu vurgulayan Soyer, şunları söyledi:

“Proje için bizim aldığımız finansmanla 4 yıl geri ödemesiz dönemde inşaatı bitireceğiz. Yani inşaat tamamlanıp metro hattı işletmeye girene kadar bir geri ödeme yapılmayacak bu ne demek?  İşletme başladığında ödemesi başlayacak. Günde 400 bin yolcuyu taşıyacağımız sene de 45 milyon euro gelir elde etmeyi planladığımız bir proje. Buca, İzmir’in en kalabalık ilçelerinden biri ve betona çok sıkışmış bir ilçemiz. Yer üzerinde trafik inanılmaz hafifleyecek ikincisi çok daha konforlu bir yolculuk etmeye başlayacak insanlarımız üçüncüsü hiç kimsenin cebinden bir kuruş para çıkmadan ne devletimizin ne belediyemizin ne vatandaşın cebinden para çıkmadan kendi kendini amorti edecek bir yatırım”

“ELEKTRİKLİ FERİBOT ALMAYA KARAR VERDİK”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, hayata geçirecekleri yeni feribot uygulamasını da ilk kez açıkladı. Soyer, şunları söyledi:

“Biz elektrikli feribot almaya karar verdik. Çünkü bütün dünya karbon salınımını azaltmaya çalışıyor. Gerçekten büyük bir enerji krizi var dünyada dolayısıyla bizim elektrikli feribotlar kullanmamız hem çok ciddi bir tasarruf yapmamıza imkân verecek hem de karbon salınımını azalttığı için iklim kriziyle mücadelede önemli bir kaynak ve destek yaratmış olacak. Bütün dünya da oraya gidiyor zaten. Araştırdık 6 elektrikli feribot alımı için 38 milyon euroluk bir kaynağa ihtiyaç var. Biz bunun 23 milyon eurosunu uluslararası finans kuruluşlarından bulduk. 10 milyon euro da hibe bulduk Büyükşehir’e yükü sadece 5 milyon euro olacak. 38 milyon euroluk projemiz için Cumhurbaşkanlığı yatırım bütçe başkanlığı onay vermedi. Yatırım programına bile almadı.”

“İZMİR95' PROJESİ DEVAM EDİYOR"

Çocuklarla ilgili projelere de değinen Soyer, projeleri şu sözlerle anlattı:

“Her çocuğun eşit hayata başlayabilmesi için İzmir95 adıyla bir uygulamamız var. Neden 95 Dünya Sağlık Örgütü’nün 95 santime kadar büyüyen çocuklar yani 0-3 yaş çocuklar için ön gördüğü özel programlar var. 95 santim ve 3 yaşındaki bir çocuğun vasat boyuna denk geliyor. Bunu Boğaziçi Üniversitesi’nin Psikoloji Araştırma Merkezi ile yürütüyoruz. Annelerimizin gebeliğindeki 5’inci aydan itibaren 4 ay boyunca annelerin belli gıdaları alabilmesi için gıda paketleri götürüyoruz. Gebelikle başlayan bu çalışmalarımız tüm çocuklarımızla ilgili devam ediyor. Doğduktan sonra da hoş geldin paketi ile başlayan bir karşılamamız var ondan sonra çocuklarımızın beslenme çantasına 50 bin çocuğumuzun kuru üzüm, kuru kayısı ve fındık koymaya başladık. Her gün bunu çocuklarımıza ulaştırıyoruz. 115 bin çocuğa 8 litre süt veriyoruz her ay 30 ilçemizin tamamında ve nihayet üniversite öğrencilerimize de üniversite kapılarında sıcak yemek vermeye başladık neden yapıyoruz bunları biliyor musunuz? Olağanüstü bir yoksulluk var. Yoksulluk giderek derinleşiyor çocukların beslenme çantasına anneleri bir lokma bir şey koyamıyor üniversitede öğrenciler yemek için para ayıramıyorlar. Aç bir gün geçiriyorlar. Gerçekten çok vahim bir tablo var ne kadar bekleyeceğiz çok az kaldı. Bir şey değişecek her şey değişecek”