Pandemi dolayısıyla 2 yıldır yapılamayan geleneksel yayla göçü bu yıl yapılacak. 2018’de yapılmaya başlanan Akpınar Büyükoba Göç Festivali Akpınar Mahallesi Kültür, Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği yönetiminde düzenlendi. Uzun yıllardan beri devam eden yayla göçleri konusunda farkındalık yaratmanın yanı sıra otantik etkinlikle Akçaabat’ın turizmine katkı sağlamak ve geleneği gelecek nesillere taşımak amacıyla düzenlenen 3. Akpınar Büyükoba Göç Festivali bugün yaylacıların ve vatandaşların katılımıyla yapıldı. Geleneksel kıyafetleri ile Akpınar Mahallesi’nden çıkan yaylacıların 20 kilometrelik yürüyüş sonucunda ulaşacakları Büyükoba Yaylası Sela Mevkii’nde yapılan etkinlik saat 11.00’de başladı.

"BU GELENEĞİ GELECEK NESİLLERE AKTARMAK İSTİYORUZ"

Düzenlenen yayla göçü festivalinde konuşma yapan Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim yayların hayvancılık ve turizmin gelişmesi açısından önemli olduğunu belirterek şunları söyledi:  "Yayla hepimiz için farklı bir anı farklı bir hafızamızda yer ediyor yaylalarımız ama bugün burada biz 3.’sünü düzenlediğimiz bu festivalde göç festivalinde bazı şeyleri unutturmamak istiyoruz. Göçümüzde yaşamış olduğumuz güzel anıları gelecekteki çocuklarımıza aktarmak istiyoruz bu festivalin amacı o. Ve bunun önemini biliyoruz yaylalarımız hepimizin ve yaylaları hayvancılığın ve turizmin gelişmesi adına kullanmalıyız, bunun da öneminin altını çizmek istiyorum. Festivalimizin hayırlı olmasını temenni ediyorum, sizlerle burada olmaktan mutlu olduğumu belirtmek istiyorum."

"BU YENİ GELEN NESİL ESKİ NESİLE AYAK UYDURAMADI"

Hacer Karpuz isimli vatandaş ise bu geleneğin artık eskisi gibi olmadığını söyleyerek şöyle devam etti: "Burası 3-4 senedir böyle oluyor, ondan önce böyle değildi. Köyde heyetlerimiz, azalarımız camide muhtarımız derki ki bir gün işte şu gün göçler gidecek. O gün göçler gelirdi, bir kişi önce gelse o geri dönerdi onu çevirirdiler geri. Bir günde göçlerimiz gelir yaylalarımıza çıkardı ama gelmeyen gelmezdi. Gelen gelirdi şimdi ise o gelenekler yok. Hayvanlarımız, ineklerimiz bir günde yola çıkardık. Şimdi öyle bir şey yok, şimdi herkes alıyor ineğini çıkıyor. O geleneğimiz kalmadı. O eski düzenimiz yok, bu yeni gelen nesil eski nesille uymadı uymuyorlar da. Burada anons oluyorken şu araba alınsın hiç kimse oralı olmuyor, eskiden bir kişinin elinde bir değnek yönlendirirdi, ne derseler o tutulurdu, saygı ve sevgi vardı. Şimdi ise saygı sevgi kalktı. Çok iyi günde değiliz."

"ESKİDEN YAYLADA HERKESTE 8-10 TANE İNEK OLURDU"

Nigar Karpuz ise o zamanlar herkesin daha çok ineği olduğunu ve güzel olduğunu belirterek şunları söyledi: "Hepsi bir yayla dere çimenine geliyordu, orada konaklıyordular herkes yemeğini yerdi oradan kalkardı göçler herkes evine giderdi. Evin başlarındaki çimende inekler otlardı, şimdi öyle bir şey yok kalktı. Şimdi dedi ya saygı da kalktı sevgi de kalktı. O zamanlar belki de bir kişinin 8 tane ineği olurdu bir kişinin 10 tane gücüne göre olurdu. Şu anda kimsede inek yok ki, şimdi çok az var bilmiyorum. Benim annem 8 tane inek bakardı şimdi 1 tane ineği var. Çünkü bakanı yok edeni yok, o zaman 8 tane inekle çıkardık yaylaya. Ama şimdi yaylalar böyle."

"ESKİDEN ZORDU AMA HUZUR VARDI"

Zeynep Bıyıklı ise eski nesilin bu konu da daha şanslı olduğunu b elirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Eskiden herkes her şeyi arkasında götürüyordu, araba yoktu hep patika yollarla gidiyordular, çok zordu yağmur çamur zorla, çocuklar hep arkalarındaydı her şekil. Her şeyi arkalarıyla yaylaya götürüp getiriyorlardı. Böyle zorluklar yaşamış bizim eskilerimiz. Eskiden zorluk vardı ama huzur gerçekten vardı şimdi her şey kolay ama gerçekten huzur yok bizde o zamanların nesli olsaydık da o zamanların değerini bilseydik bizde yeni zaman nesliyiz." (ESRA NUR PERVAN/ANKA)