Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Niğde Esnaf ve Sanatkarları Birliği’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Palandöken, şunları söyledi:

“Biz gelirken uğradığımız merkezlerde esnaf da sıkıntılarını söylüyor. Sosyal Güvenlikte adalet istiyor. Ben diyor, 9 bin günde emekli oluyorum yanımda çalışan 7 bin günde emekli oluyor. Ben 18 saat çalışıyorum diyor. Yanımda çalışan 8 saat çalışıyor, diyor. Benden çok maaş alıyor diyor.

Biz ne istiyoruz, biz de diyoruz ki Emekli sandığı, SSK, BAĞ-KUR birleşti biz de bu kapsamda sosyal devletin bu babacan durumundan istifade edelim. Bizim en azından sosyal güvenlik süremizi ya 7 bin güne indirsinler ya da asgari ücretin altında emekli aylığı vermesinler. Yanında çalışanın aldığı ücretin çok altında 3 bin 500 lira yeni oldu biliyorsunuz, temmuz ayında; ilk aylıklarını alacaklar. Şimdi ikinci aylıklarını alacaklar dolayısıyla 3 bin 500 liraya bile kani olan insan yıllarca vergi mükellefi olup devlete vergi ödeyen yanında istihdam ettiği insanı yetiştirip ticaret erbabı yapan insan 3 bin 500 lira çok az diyor. Biz devleti de yormak istemiyoruz. En az asgari ücret kadar emekli aylığı 5 bin 500 lira olmalı. En azından esnaf bu emeklilik sürecinde yine ayakta kalabildi.

"AKARYAKITTA ESNAF TARİFESİ UYGULANMALI"

Birçok başkanları görüyorsunuz, çok genç. 25 yılı doldu emekli olacak ama iş yerini kapat diyorlar, böyle bir şey olur mu? İş yerini kapatıp vergi mükellefiyetini sildirse yeniden iş yeri açmak için prosedürü, ödediği para ama orada yakınına açılan bir tane kurs, dershane vs. olduğu zaman ruhsat alamıyor. Ya apartmanlar müsaade etmiyor veyahut sanayi sitelerinde yer kiraları oluyor.

Yine hepimizin çok iyi bildiği geçtiğimiz günlerde devlet ekonomi de enflasyonun nedenlerini araştırırken ev kiralarını da yüksek buldu. Yüzde 25 ile sınırladı. Ama iş yerlerinde böyle bir şey yok. Üstelik iş yerleri kiralarında yüzde 100 artış olduğu gibi bir de kira stopajı var. 5 bin liraya bir dükkanı tutuyorsunuz, mukaveleyi yapıyorsunuz; devlet diyor ki yani bin lirada götür ne parası stopaj parası. Zaten mal sahibi kirayı alıyor götürüp vergisini veriyor. Bu çifte vergilenmeden kurtulmak istiyor, esnaf. Dolayısıyla bu vergilerin sonucunda da esnafın maliyetleri…

Vatandaş diyor ki otobüs dolmuş pahalı. Şimdi Niğde, hakikaten kendi kendimize yetebilecek yaz sebze meyvelerini üretiyor. Ama tabi 2 ay sonra bunların hepsi dışarıdan gelecek. Bir kamyonun buraya gelmesi en yakın merkez olan bölgeden 20 bin liradan aşağıya gelmiyor. Düşünün Hatay'dan bir kamyon yeşillik gelecek. Sadece navlunu 25-30 bin lira. Ne yapalım dedik? Ticari akaryakıt kullanalım. Zaten biliyorsunuz Türkiye gün geçtikçe teknolojiye önem veren, uçağını bile kendisi yapan bir ülkeyiz. Akaryakıtta esnaf tarifesinin uygulanmasıyla birlikte vatandaşta daha ucuza yiyecek daha ucuza seyahat edecek. Benzin, mazot ticari akaryakıt olacak.

"YAPILACAK ŞEY ESNAFIN KORUNMASI"

Elektrik, doğal gaz biliyorsunuz ki felaket ev kirasını tutuyor. Bunlarda ne var iş yerleri için sokağı aydınlatıyor. Bunlar sokağın bekçileri ışık yanıyor. Siz rahat rahat caddede sokakta gidip geliyorsunuz onun ışığıyla ama elektrik tarifesi nasıl? Sanayiciye ucuz, konuta ucuz.

Biz küçük esnaf olarak ticaret hane geçiyoruz. Bu eski bir terim ama ticaret hane demek biraz daha büyük esnaf demek. Yani gerçekten biz bunlara bir adalet sağlanmasını istiyoruz. Dolayısıyla tabi memlekette enflasyonun yine aynı şekilde bu sade hastalıklar belki inşallah bir daha olmaz ama versiyon dolaşıyor yeni bir virüs modelleri her gün çıkıyor. Düne kadar hastalıkların ne olduğunu keşfedemediğimiz bir yerden şimdi virüslerle mücadele eder artık ülkemizin en iyi noktaya getirdiğimizi söyleyebiliyoruz. Onun için yapılacak şey esnafın korunması. Küçüğün büyümesi dolayısıyla desteklenmesinin şart olduğunu ifade ediyorum. Bu arada sayın başkan ve değerli arkadaşlarım ile buradaki bu ziyaretimizde bundan sonraki süreçte neler olabileceğini, hangi çalışmaların devam edeceğini, esnafın nasıl enflasyonla mücadele edip devlete destek olacağını da ifade ediyoruz. Ama kardeşim buraya konteyner ile çöp bırakıp giden sadece Ahmet amcanın, Mehmet amcanın yaptığı işi yapan insanlarla ekonomideki fiyatları düzeltmeleri mümkün değil. Niye mümkün değil? İfade ettiğim gibi eğer yakında bir pazar kuruluyorsa domates 2 lira pazar bittikten sonra domates 10 lira. Yine her türlü eşyayı satıyor.

"BURANIN GELENEKSEL ESNAFI DA PERİŞAN OLUYOR"

Şimdi kırtasiye dönemi esnaf kırtasiye aldı. Üç beş kuruş para kazanacak bütün bu zincirler kırtasiye malzemelerini göreve getirdi. Bir ay evvel iki ay evvel neydi? Deniz malzemelerini satıyordu. Yani sizde asbestle iştigal eden bir iş yapıyor. Ne yapıyor? Tekne satıyor markette tekne satılır mı? Dolayısıyla sadece kandırma. 30 tane tekneyi Türkiye'ye dağıtacak on iki bin mağazaya Allah sizi inandırsın kibrit çöpünün başı kadar olmaz ama reklamını yapıyor. Halkı 30'a ürüne yönlendiriyor dolayısıyla da ekonomideki dengeyi bozup esnaf olmadıktan sonra şunu zaten biliyorsunuz. Öğrenci sınıfı çoğunuz iki liralık zeytin, çeyrek, yarım ekmek, 100 liralık diğer eşyalardan alana kadar veyahut bir tane limon alıp evinde ihtiyacını göreceğin zaman gidiyorsun bir file limon alıyorsun. Gerisi israf oluyor atılıyor. Ya bunların bu memlekete faydası yok bunlar ekonominin enflasyonun en büyük nedeni. Yağ ne oldu birdenbire 250-300 lira oldu. Efendim ceza veriyorsun, cezayla yaptıkları ticaretin bağdaşmadığını herkes biliyor. Belki caydırıcı oluyor devlet ne yapsın başka. Kolluk kuvvetinin sayısı bunlar kadar var mı? Her dükkâna bir tane zabıta koyamazsın, polis koyamazsın ne yapacaksın, oto kontrolü vatandaş yapacak dolayısıyla kendini vatandaş koruyacak. Ama maalesef bu işler böyle olmuyor dolayısıyla düzensizliği fırsata çevirenler malı götürüyor buranın geleneksel esnafı da perişan oluyor.”