Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:

“Geçen hafta sonunda iki gün boyunca Trabzon’daydık. Tüm Türkiye'de olduğu gibi Trabzon'umuzda da değişime olan talebi, Milli Görüş politikalarına olan ihtiyacı çok net bir şekilde ve bir kez daha gördük. İnşallah seçimlerde milletimizin teveccühüyle iktidara geldiğimizde hem Trabzon özelinde hem de Türkiye genelinde atacağımız adımlarla çok kısa sürede bu problemleri gidereceğimize, bu ihtiyaç ve talepleri karşılayacağımıza canı gönülden inanıyorum. Problemler ne kadar ağır olursa olsun; yaklaşım doğru ve samimiyse, değerlendirmeler aklıselimle yapılırsa, önyargılar olmazsa, geçmiş hatalar tekrar edilmezse; problemlerin hızlıca çözülebileceğine, hatta tahminlerden de daha kısa zamanda çözülebileceğine inanıyorum. Trabzon'umuz; çay ve fındık bahçeleri başta olmak üzere tarımıyla, sanayisiyle, eşsiz güzellikte olan yaylalarındaki turizm potansiyeliyle, limanıyla ve stratejik konumuyla ve en önemlisi insan kaynağıyla büyük imkan ve potansiyele sahip bir ilimiz... Hiç kimsenin şüphesi olmasın! Bu imkan ve potansiyel doğru ve verimli kullanıldığı takdirde Trabzon, Türkiye'deki değişimin öncü ve örnek şehirlerinden biri olacaktır.

“AVRUPA GÖÇ KONUSUNDA SORUMLULUK ALMALIDIR”

Daha önce Yunanistan sınırında şahit olduğumuz insanlık dışı görüntüler maalesef bu kez de İspanya’nın Kuzey Afrika’daki topraklarında yaşandı. Fas’ta bulunan 20 kilometre karelik İspanya topraklarına girip, AB’den sığınma talebinde bulunmak isteyen 2 bin Afrikalı mülteci, İspanya ve Fas polisinin açtığı ateşe maruz kaldı. Olaylarda ilk belirlemelere göre maalesef 37 kişi hayatını kaybetti. Şüphesiz ki göçmenlerin karşılaştığı bu acımasız müdahale ve insanlık dışı görüntüler dünyada göçmenlere karşı yükselen nefret dalgasının bir uzantısıdır. Biz her ülkenin sınırlarını korumak gibi bir görevi olduğuna inanıyoruz. Ancak masum ve savunmasız insanların ölümüne sebep olacak hiçbir müdahaleyi de meşru göremeyiz… Göçmenlere yönelik bu sert müdahaleyi gerçekleştiren güvenlik güçlerini kınamak yerine tebrik eden ve olaylardan ötürü memnuniyetini dile getiren İspanya Başbakanı’nı da şiddetle lanetliyorum.

“İKTİDAR İÇİN ‘SON ÇAĞRI’”

İktidarda bulunanlara bugün buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Eskiden havalimanlarında ‘son çağrı’ diye bir anonsu yapılırdı. İşte bu çağrı da iktidardakiler için son çağrı olarak değerlendirmelerini rica ediyorum. Seçimlere, zamanında yapıldığı takdirde dahi, 1 yıldan az bir zaman kaldı... Hani meşhurdur ve bu Yeşilçam filmlerinin de çok bilindik senaryosudur. ‘6 ay ömrünüz kaldı, ne yapmak isterseniz yapın.’ derler. İşte bu iktidarın en fazla 1 yıl ömrü kaldı, önlerinde son bir fırsat var. Çok kısa demeyin buna, çünkü biraz önce Refah-Yol iktidarının 11 ayda ne kadar muazzam atılımlara imza attığını arz ettim. Siz buyurun, 20 yılda yapamadıklarınızı kalan 1 yılda gereken gayreti, hassasiyeti, tutarlılığı göz önüne alarak emin olun başarabilirsiniz. Bunu yapabilmek için ister bizim dediğimiz yolu deneyin isterseniz gençlerin kendi aralarında yaygın olan kullandıkları bir ifade olarak, bilgisayarlarda tüm tuşlara aynı anda basarak çözüm bulmaya çalışın, fark etmez.  Elinizi tutan yok. İktidara sesleniyorum; engel olan yok, önünüz açık, yetkileriniz neredeyse sonsuz. Fakat değerli arkadaşlarım, görünen köy kılavuz istemiyor. Tecrübe edilen bir şey, tecrübe bir daha yapılırsa neticenin müspet olacağını beklemek mümkün olmaz. Bu arkadaşların ülkemizin problemlerini teşhis kabiliyetini bütünü ile kaybettikleri için çözüm üretmekte de başarılı olamıyorlar.

“SEÇİMLERİ İKTİDAR KAYBEDECEK VE BİZ KAZANACAĞIZ”

20 yıllık tecrübe ortada. Her tarafımız ne yazık ki dökülüyor, parçalanıyor ama ülkemiz bir türlü arzı edilen seviyeye yükselemiyor. İnsanlarımız problemleri halledilemiyor. Türkiye'nin bu sebeple yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğu ve milletimizin de bu konuda kararlı olduğu biz bu seyahatlerimizde çok net bir şekilde görmeye başladık. Anketler de zaten bunu çok açık gösteriyor. Geri dönüşü olmayan bir istikamette ilerliyor insanlarımız. Hafta sonu ifade etmiştim, seçimleri yüzde 99,99 muhalefet kazanır demiştim. 10 binde 1, 100 bin de 1 ihtimal de bırakmıştım. Fakat iktidar ortağı sayın Bahçeli'nin bunun üzerine sarf ettiği nezaketsiz sözler gösteriyor ki, bu 100 binde bir ihtimal de yok. Çünkü mantık aynı, zihniyet aynı değişmiyor ve böyle giderse problemlerin çözüme kavuşması da mümkün gözükmüyor. İşte bugün diyorum ki, seçimleri Allah'ın izniyle iktidar kaybedecek, biz kazanacağız. 20 yıllık Ak Parti iktidarının enkazını da mutlaka kısa bir zamanda kaldıracak. Son 5-6 yıldır Cumhur İttifakı’nın sebep olduğu nezaketsizliğe, hoşgörüsüzlüğe ve kutuplaşmaya hep birlikte bir son vereceğiz.

“SUNİ GÜNDEMLERLE KAYBEDECEK TEK BİR SANİYEMİZ YOKTUR”

Şahsi ikballerimiz ve partilerimizin çıkarları için değil; ülkemizin istikbali ve menfaatleri için sorumluluklarımızı kuşanacağız, bu kötü gidişata son vereceğiz. İnsanımızın kasabın yolunu unuttuğu, bayram sevinci yaşamak yerine artan ulaşım maliyetleri nedeniyle bayramda memleketine gidememenin hüznüne kapıldığı bu düzen mutlaka değişecek ve değişmeli. Lamı cimi yok! Bizim birilerinin sürekli olarak algı fabrikalarında ürettikleri suni gündemlere takılıp kalacak, buralarda kaybedecek tek bir saniyemiz bile yok.”