HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na Afyonkarahisar 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden mektup gönderen adli mahkum Sabahat Kunduracı, cezaevinde yanında kalan küçük oğlunun özel rehabilitasyon görmesi gerektiğini belirterek, şu talepte bulundu:

“Afyon 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunmakta oğlum D. K. Kunduracı ile birlikte kalmaktayım. Oğlum hasta, Afyon’da oğlumun tedavisi yapılamıyor. Özel rehabilitasyon görmesi gerektiği söylendi doktorlar tarafından fakat çocuğum 5. ayında ve hiçbir tedavi göremedi. Oğlumun sol elinin bilekten sonrası yok, kalbi delik ve böbreğinde sıkıntı var. Ayrıca solunum sıkıntısı nedeniyle 7 gün yoğun bakımda yattı. Bebeğimi kaybetmek üzereydim. Geçtiğimiz hafta solunum sıkıntısı nedeniyle tekrar hastaneye götürüldük ve sigara içilen ortamda kesinlikle durmaması gerektiğini söyledi doktor. Ben 11 yıl boyunca çocuk sahibi olabilmek için il, il eşimle hastanelere gittik. Çocuğumu tedavi edebilmek için temyizden vazgeçtim. İnfaz ertelemesi verilsin ki oğlumu tedavi ettirebileyim.”

Gergerlioğlu, Kunduracı’nın talebini TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na taşıdı. Komisyon Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Kunduracı’nın durumuyla ilgili Gergerlioğlu’nun yaptığı başvuruya şu yanıtı verdi:

“Komisyonumuza Sabahat Kunduracı hakkında yapmış olduğunuz, yargı mercilerinin görev alanına giren şikayeti içeren ilgi başvurunuz incelenmiştir.

Ancak Anayasanın 138’inci maddesinin ikinci fıkrasındaki ‘Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz...’ ve dördüncü fıkrasındaki ‘Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez...’ hükümleri uyarınca, yasama organının bir birimi olan Komisyonumuzca yargı yetkisine ilişkin hususlar hakkında işlem yapılamamaktadır.

YARGI YOLUNU GÖSTERDİ

Fakat Anayasanın 148’inci ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 45 ila 51 inci maddeleri uyarınca, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla, tüm yargı süreçlerinin tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabilir.

Ayrıca son olarak, iç hukuk yollarının tüketilmesi akabinde dört ay içerisinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında güvence altına alınmış olan hakların ihlal edildiği iddiasıyla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuru yapılabilir.”