Türkiye'nin dört bir yanından gelerek Antalya’da düzenlenen Tarımda Türkiye Yüzyılı Çalıştayı’na katılan çiftçiler, çalıştayın son günü soru cevap bölümünde; iktidarın tarım politikalarını eleştirerek Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratlarına sorular yöneltti. Çorumlu soğan üreticisi, bir üretim planlaması yapılmaması nedeniyle her yıl soğanı çöpe döktüklerini söyledi. Diyarbakırlı çiftçi, buğdayın neden sanayiciye ucuz çiftçiye pahalı verildiğini sordu. Adıyamanlı pamuk üreticisi, “Geçen sene 25-30 lira olan pamuğu şimdi 11-12 liraya satamıyoruz. Tüccarlara soruyoruz ‘ithal geliyor’ diyor. Girdilerin pahalı olmasına rağmen üretmişiz ama satamıyoruz” dedi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, Türkiye’de üretilen buğdayın kaliteli olmadığını belirtirken; Bitkisel Üretim (BÜGEM) Genel Müdürü Mehmet Hasdemir ise pamuk üreticisine "Lütfen bu süreçte biraz sabredin” dedi.

Tohum sanayicileri ile sertifikalı tohum üretimi yapan çiftçileri Antalya’da bir araya getiren ve 2 gün süren Tarımda Türkiye Yüzyılı Çalıştayı, dün sona erdi. Çalıştayın son gününde katılımcı çiftçilerle Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratları arasında soru-cevap bölümü gerçekleştirildi.

BÜGEM Genel Müdürü Mehmet Hasdemir, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve AKP Kars Milletvekili Yunus Kılıç, TİGEM Genel Müdürü Hasan Gezginç, TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TYAB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, çiftçilerin sorularını cevapladı.

Sözleşmeli üretim modeli mevzuatı ile ilgili çalışma içerisinde bulunduklarını belirten AKPli Kılıç, şunları söyledi:

“Bazen şöyle söylerler Türkiye tarım kanuna koyduğu yüzde 1’i hiç vermedi. Hiç öyle değil. Niye öyle bakarlar bu yanlış nereden geliyor. Direkt bizim doğrudan desteklerimizi alırlar. Gayri safi hasılamıza bölerler ve bunun altında bir rakam çıkarırlar. Ama öyle mi sadece. Bizim kredi sübvansiyonlarımız var. Sulama desteklerimiz var. Makine ekipman desteklerimiz var. Bunların tamamını koyduğunuz zaman şu anda 1,65. Avrupa ülkelerinin tamamen üzerinde, OECD ülkelerinin tamamen üzerinde. Bu sıkıntılı süreçten geçerken kırsaldaki insan sayımız azalırken, dünyadaki girdi maliyetleri artarken, bizim sermaye yeterliliği en az olan kesimi ayakta tutabilmemiz gerekiyor. Çünkü köylünün kırsaldaki üreticinin birikmiş bir parası yok. Yani sıkıntılı zamanlarda ‘ya şuradan yedek bir akçe alayım da burada kullanayım. Seneye yerine koyabileceğim’ diye bir durum yok. O yıl kazandıklarıyla gelecek yılı planlamıyor. Siz burada ona sıkıntı yaşatırsanız gelecek yıl üretimlerinizde düşme olur. Ürün fiyatlarında artış olur, girdi maliyetleri artar falan. Buradan sürdüremeyeceğini anlayan çiftçi köyden çekilir bir daha da geri dönmez.”

“SİZLERE SÖYLEMEMİZ GEREKEN ŞEYLER VAR. KALİTELİ BUĞDAY İSTİYORUZ”

TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal ise Türkiye’deki buğdayın kaliteli olmadığını belirterek şunları söyledi:

“Buraya gelmemizin bir karşılığı olması lazım sizlere söylememiz gereken şeyler var. Kaliteli buğday istiyoruz. Enerji değeriyle kalite kriteriyle, proteiniyle, sedimantasyonuyla, birçok özelliğiyle biz artık bir buğday üretebiliyoruz ama kalite noktasındaki eksiğimizi de yükseltmemiz lazım. Soframıza gelen ekmekte hepinizin hakkı var. TMO ve devletin sübvansiyonu var. Ama bu ekmek üretimi için yurtiçinden aldığımız buğdayın daha kaliteli olması lazım. Biz çok yüksek miktarda buğday aldık depolarımız doldu. TMO’nun depoları doldu ama hala ara ara dikkat ederseniz ithalat yapıyoruz. Eksiğimizi yerine koyma babında yapıyoruz ama karşılığı şu. Elimizde yurtiçinde ürettiğimiz buğdaydan daha çok ithal buğdaya rağbet var özellikle un üreticileri tarafından.”

Programın soru cevap kısmında ise çiftçiler, bakanlık bürokratlarına yaşadıkları sıkıntıları anlatarak sorular yöneltti.

ÇİFTÇİNİN SORUSUNA CEVAP VEREN TMO MÜDÜRÜ GÜLDAL: “SANAYİCİYE PARA KAZANDIRMIYORUZ ÖYLE ANLAŞILMASIN”

Diyarbakırlı çiftçi Tarık Arca, buğdayın neden sanayiciye ucuz çiftçiye pahalı verildiğini sordu. Çiftçi Arca’nın sorusuna cevap veren TMO Genel müdürü Güldal, şöyle konuştu:

“Biz un regülasyonu programı yürütüyoruz. Türkiye’deki herkesin sofrasında olan ekmeğin bundan kaynaklanan maliyet artışını azaltmak için minimize etmek için taahhüt almak şartıyla unun çuvalını belli bir fiyattan satmak kaydıyla un fabrikalarına 4 bin 500 liradan buğday satıyoruz. Ama bütün fırıncı esnafı bu undan ekmek yapıp makul fiyatlardan ekmek satışı devam ediyor. Ama arpa satışını biz yüzde 25 oranında piyasa fiyatlarının altında açıkladık ve satışa devam ediyoruz. 5 bin 250 liradan arpa satıyoruz. Yani buğdaydaki fark tamamen ekmek özelinde bir hassasiyet olduğundan dolayı. Ekmek en temel gıda maddesi ve herkesin sofrasında olan bir gıda maddesi. Devletimizin sübvansiyon yapma talimatı bize verilmiştir. Sanayicilere para kazandırmıyoruz öyle anlaşılmasın”            

PAMUĞUNU SATAMADIĞINDAN YAKINAN ÇİFTÇİYE BÜGEM GENEL MÜDÜRÜNDEN ‘SABREDİN’ ÇAĞRISI

Adıyamanlı pamuk üreticisi Ramazan Durmuş ise, “Geçen 25-30 lira olan pamuğu şimdi 11-12 liraya satamadıklarını” ifade ederek, “Tüccarlara soruyoruz ‘ithal geliyor’ diyor. Girdilerin pahalı olmasına rağmen üretmişiz ama satamıyoruz malımızı. İthal gelen pamukların durdurulmasını, bizim malımızın satılmasını istiyoruz” dedi. BÜGEM Genel Müdürü Hasdemir, “Pamuk üreticilerimiz şundan emin olsun. Biz pamuk üreticilerinin yanındayız, süreci yakından takip ediyoruz. Girdi maliyetlerindeki artışı gördüğümüz için bütçe imkanları içinde en fazla mazot gübre desteği yaptığımız ürün pamuk oldu. Ama hasat dönemine gelindiğinde dünyada pamuk fiyatlarında çok ciddi bir gerileme yaşandı. Ama emin olun bu pamuğunuz elinizde kalmayacak değerinde satacaksınız. Lütfen bu süreçte biraz sabredin” diye cevap verdi.

“BAYRAMDA SEYRANDA ÇALIŞIYORLARMIŞ. ALLAH KOLAYLIK VERSİN AMA TÜM BU ÇALIŞMALARA RAĞMEN BİZİM SORUNLARIMIZ ÇÖZÜLMÜYOR”

Çorumlu soğan üreticisi bir çiftçi ise “Soğanı her yıl çöpe döküyoruz bununla ilgili bir üretim planlaması yok. Marketten 16-17 liraya soğan alıyoruz benim köyümde soğanım var depolarımda 4 liraya satamıyorum” diye dert yanarken; Konyalı çiftçi Mesut Çetinkaya, TMO Genel Müdürü Güldal’ı eleştirerek şunları söyledi:

“Sayın müdürüm, çalışma arkadaşlarına teşekkür ederek konuya değindi. Hafta sonları çalışıyorlarmış, bayramda seyranda çalışıyorlarmış. Allah onlara kolaylık versin ama tüm bu çalışmalara rağmen bizim sorunlarımız çözülmüyor. Yunak çiftçileri şu anda mısırını tarlanın başına dökmüş yağmur altında nereye satacağını düşünüyor… Biz bayramın ilk günü de bayram yapmıyoruz 7-24 arazinin içinde yaşayan insanlarız. Hala mısırcının yüzde 25’i mısırını biçmiş değil. Satacak yer bulamıyor. Mısır elimizde patladı.”

Güldal, üreticiye, “Tabi hafta sonunda çalışıyoruz kastım, Kurban Bayramı’ydı ve hububat hasat döneminin en yoğun günleriydi, mısır dönemi değildi. Yunak’ta 60 bin ton lisanslı depo geçen hafta itibarıyla faaliyete geçti. Bu depolardan 10 bin tonunu TMO’ya ürün satacak üreticiler versin diye rezerve ettik. Ama üreticimiz gidiyor, TMO’ya satmıyor. Emanete bırakarak satmama eğilimine girdiği için depo doluyor. Biz lisanslı depolarda buğdayı satarak mısıra yer açıyoruz. Biz kayıtsız kalmayız. Kurumumuzu hafife alır gibi bir ifade kullandınız. Bunu kabul etmiyorum çünkü arkadaşlar fedakarca çalışıyorlar. Mümkün olduğu kadar yardım etmeye çalışıyoruz. Görevimizi fazlasıyla yapmaya çalışıyoruz” cevabını verdi.