Haber: Fatoş Erdoğan

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı'nın 74'üncü ayında İstanbul'un Kadıköy ilçesindeki Halitağa Caddesi’nde bir kez daha adalet talebiyle bir araya geldi. 

Basın açıklamasını Suruç Aileleri İnisiyatifi adına katliamda oğlu Vatan Budak’ı kaybeden Murat Budak okudu.

"AİLELERİN VE AVUKATLARI TALEPLERİ YOK SAYILDI"

Katliama ilişkin davada görülen 19 duruşma boyunca taleplerinin yerine getirilmediğini söyleyen Murat Budak, şunları kaydetti:

"Bundan 74 ay önce yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola çıkan, çoğu üniversite öğrencisi yüzlerce kişi mola verdikleri Urfa’nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezinde canlı bombalı bir saldırıya uğradı. Yapılan saldırı sonucu 33 düş yolcumuz ölümsüzleşirken yüzlerce arkadaşımız yaralandı.  29 Eylül 2021 tarihinde Suruç Katliamı'nın 20. duruşması görülecek. 27 Mayıs’ta görülen 19. duruşmada savcı, sanık Yakup Şahin hakkında mütala okuyarak 34 kez ağıraştırılmış müebbet hapis cezası istedi.  Verilen mütalada, bugüne kadar görülen 19 duruşmada mahkeme heyetinden talep ettiklerimizin birine bile yer verilmemiş, ailelerin ve avukatların talepleri yok sayılmıştır. 

"SURUÇ VE ANKARA KATLİAMLARI ARASINDAKİ BAĞ AÇIĞA ÇIKARILSIN"

Mahkeme heyetinden talep edilenlerin başında; Suruç ve Ankara katliamı arasındaki bağın açığa çıkarılmasıydı. Biz biliyoruz ki başta Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere eli kanlı örgütün Türkiye’de gerçekleştirdiği katliamlar aynı yerden planlandı ve hayata geçirildi. Bu katliamlar sadece birkaç kişinin planlayıp gerçekleştiremeyeceği kadar karmaşık ve derin bağlantıları olan katliamlar. Biz bu bağlantıların açığa çıkarılması ve katliamda parmağı bulunan herkesin yargılanarak cezalandırılmasını istiyoruz. Verilen mütaladan da anlıyoruz ki mahkeme heyeti ellerindeki tek sanığa ceza vererek dosyayı kapatmak istiyor.

Mahkeme süresi boyunca ailelerin ve avukatların taleplerini tekrar özetleyelim; dönemin başbakanı olan ve 7 Haziran 1 Kasım 2015 arasında olan katliamları siyasi rant haline getirerek rakiplerini bu dönemi açıklamakla tehdit eden Ahmet Davutoğlu mahkemeye gelerek bildiklerini, anlatmalıdır.

suruc (2)

"KAYIP OLAN 5 SAATLİK GÖRÜNTÜ DOSYAYA EKLENSİN"

Katliamın hemen ardından toplanması gereken ancak 6 yıldır hala eksik olan patlamanın olduğu yeri gören kamera kayıtları dosyaya tam olarak konulmuş değil. Dosyadaki görüntülerde en kritik olan 5 saatlik görüntü kayıp. Bu görüntülerin de dosyaya konulmasını istiyoruz. 

Geçtiğimiz Ocak ayında yakalanan ve Suruç katliamında kullanılan bombaları temin ettiği İç İşleri Bakanlığı tarafından açıklanan Halef Süleyman isimli şahıs katliam dosyasına konulmuş değil. Bu kişinin dosyaya dahil edilerek bombaları nasıl temin ettiği, katliamı gerçekleştiren Abdurrahman Alagöz’e nasıl ulaştırdığı sorulmalı, bu süre boyunca kimlerin yardım ettiği açığa çıkarılmalıdır. 

"SANIK YAKUP ŞAHİN BİR KEZ BİLE DURUŞMA SALONUNA GETİRİLMEDİ"

Görülen 19 duruşma boyunca sanık Yakup Şahin 1 kez bile duruşma salonuna getirilmedi. Sanık Yakup Şahin’in durşma salonuna getirilerek ailelerin ve avukatların sanığa sorular sorması sağlanmalıdır. 

Kapatılmak istenen Suruç katliamı davasında bunca eksiklik varken ve katliamın arkasındaki bağlantılar açığa çıkarılmamışken hedef tahtasına Suruç katliamında ölümsüzleşenlere kesilmek isteniyor. Mahkeme 33 Düş Yolcumuzu oraya gittikleri için %50 kusurlu göstermek istiyor. Başka bir deyişle katliamı gerçekleştiren teröristlerle yıkılmış bir kenti yeniden inşaa gidenlerle eşit derecede kusurlu görülüyor. 

Suruç katliamının 20. duruşmasına giderken bu taleplerimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyor ve mahkeme heyetinin dosyayı kapatmak istemesi karşısında duyarlı olmaya çağrıyoruz. 

"AHMET DAVUTOĞLU BİLDİKLERİNİ ANLATSIN"

Burdan Ahmet Davutoğlu’na bir kez daha soruyoruz; taleplerimize rağmen neden mahkemeye gelerek bildiklerini anlatmıyor? Taleplerimize rağmen mahkeme heyeti Ahmet Davutoğlu’nu çağırmıyor mu? Yoksa mahkemenin çağırmasına rağmen kendisi mi gelmek istemiyor. Katıldığı toplantılarda  ve mitinglerde siyasi rakiplerini eleştirerek kendi tabanına temiz siyaset sözü veren Davutoğlu verdiği sözlerin gereğini yerine getirmekle mükelleftir. Eğer bildiklerini açıklamayacaksa bizim acılarımızdan rant elde etmeyi bırakmalıdır."

Basın açıklaması sonrası bir süre sessiz oturma eylemi yapıldı. Eylem, katliamda hayatını kaybeden 33 kişinin isimleri okundunduktan sonra 29 Eylül’de Suruç Katliamı davasına çağrı yapılarak sonlandırıldı.