AKP'nin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan gerilimleri düşürme ve dış politikada "normalleşme" olarak okunan adımlarının ardından Mısır'da daha önce "diktatör" ilan ettiği Sisi ile olan temasları akıllara Suriye ile olan gerilimleri getiriyordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar'da Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile yaptığı görüşme için "Sayın Cumhurbaşkanımızın Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Katar'da kurduğu temas doğru bir temastır. Bize göre arkası getirilmelidir. Bununla da kalınmamalı, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüşme vasatı açılmalı, terör örgütlerine karşı ortak bir irade oluşturulmalıdır" açıklamasından sonra tablo biraz daha netleşmiş oldu.

Erdoğan'ın yine başka bir demecinde Esad ile görüşme ihtimaline dair "Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz" ifadesi sürecin nasıl ilerleyeceğine dair ayrıntıları tarif ediyordu artık. Bu çıkışların ardından Suriye cephesinden normalleşmeye dair tavır net bir şekilde ifade edildi: "Normalleşme süreci için önce Türkiye'nin üzerine düşeni yapması, Suriye'deki cihatçı gruplara olan desteğini kesmesi ve fiilen işgal ettiği bölgelerden çekilmesi" gerekiyordu.

soL Haber’den Özkan Öztaş’ın haberine göre, bu süreci ve üst üste gelen açıklamaları Suriye'de görev yapan gazetecilerle konuştu. Suriye'deki gazeteciler, Suriye halkının ve hükümetinin normalleşme sürecine dair kaygılarını ve beklentilerini paylaştı.

SURİYE HALKI SAVAŞTAN YORULDU

Suriye Televizyonu eski Ankara muhabiri Edip Abdül Fettah normalleşme sürecine dair Suriye halkının beklentisini tarif ederken "Suriye halkı kendisi için yararlı olacak her şeye ihtiyaç duyuyor şu an. Yani Erdoğan-Esad görüşmesi Suriye lehine olacaksa halkın buna dair herhangi bir tepkisi olmayacaktır. Halkın beklentisi bu sayfanın kapanmasından yana. On yılı aşan savaş halkı gerçekten yordu. Ancak bunun için önce Erdoğan'dan somut adımlar görmek istiyor halk. Örnek vereyim. Somut olarak İdlip meselesi çözülmeden oluşturulacak masaya kimsenin inancı olmaz" ifadesini kullanıyor.

HESABA KATILMASI GEREK

Sürece dair normalleşme gündemi kamuoyuna yansıdığından beri Suriye'de halkın ilk aklına gelenin güven ve samimiyet olduğunu ifade eden Suriye Televizyonu'ndan Fadıl Hama, bugün Suriye'de savaşlarla sınanmış bir hükümetin olduğunu ve Esad'ın arkasında olan halkın Suriye hükümetine olan güveninin tam olduğunu dile getiriyor. Hama, "Suriye halkı, aralarında Türkiye hükümetinin de bulunduğu saldırgan ülkelerin dayattığı krizden çıkmak istiyor ve bu halk, Suriye siyasetine ve onun hesaplarına güveniyor. Savaş tecrübesinden kaynaklanan bir güvendir bu. Şu an sözünü ettiğimiz bu siyasi liderlik, devleti ve kurumlarını korumayı başardı. Ve Suriye halkı, bölgesel ve uluslararası koşullara ve bunun kendi ülkesindeki yansımalarına baktığında gelinen süreci takdir ediyor. Sürece baktığınızda Arap Baharı adı verilen ve düşmanların birçok Arap ülkesine saldırdığı bu süreçten ayakta kalabilen tek ülke Suriye oldu. Ve tüm bu nedenlerle Türkiye ile herhangi bir normalleşme olacaksa eğer buradaki halk Türkiye'nin Suriye egemenliğini ve özlemlerini hesaba katması gerektiğine inanıyor" diyor.

SURİYE İLE SORUNLARINI ÇÖZEN BİR ERDOĞAN SEÇİMDE ELİNİN GÜÇLENECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR

Suriyeli gazetecilerden Mere Arab ise uluslararası sürece dikkat çekiyor. Arab şu an mevcut konjonktürde Türkiye'nin uluslararası arenada elinin geçmişe göre daha çok güçlendiğini, Rusya ve Ukrayna savaşı ile önemli bir mesafe kat ettiğini ve seçimlere giderken de bunu kaybetmek istemediğini belirtiyor.

Rusya ile bu kadar dirsek teması mesaisi olan Türkiye'nin Suriye'yi görmezden gelemeyeceğini söyleyen Merve Arab, Erdoğan'ın önünde bekleyen seçimleri kazanmak için bu tür tavizler vermekten geri durmayacağını ifade ediyor. Mevcut durumda Batı'nın desteğini alan Türkiye'deki muhalefete karşı Erdoğan'ın atacağı adımların artık daha ciddi olacağını ifade eden Arab, "Mevcut durum açıkça Türkiye'nin bu normalleşmeyi istediğini gösteriyor. Erdoğan için önümüzdeki yıl kazanılması gereken Türkiye seçimleri var ve Türk muhalefetine Batı'nın desteği olduğu çok açık. Erdoğan ise çoğunlukla yaptığı uygulamalarla Batı ile arasındaki uçurumu genişletiyor. Bu da Erdoğan'ı Rusya'ya çok yaklaştırıyor. Erdoğan böylesi bir durumda iken ve bundan yakın zamanda çıkamayacakken, Suriye'deki durumu istikrara kavuşturmak ve Türkiye ile daha sağlam ilişkiler kurmanın faydasına odaklanıyor. Seçimlere giderken Suriye ile sorunları çözen bir Erdoğan, elinin güçleneceğini düşünüyor" diyor.

SURİYE HALKI ERDOĞAN’DAN İCRAAT BEKLİYOR

Suriye halkının Erdoğan'a güvenmediği için somut bir adım beklediğini ifade eden Edip Abdül Fettah, "Suriye'de bu süreç içinde çok politikleşti. Herkes artık siyaseti takip ediyor. Örnek veriyorum Esad'ın Erdoğan ile görüşmesi Esad'a seçimlerde puan kaybettirmez. Zira halk Esad'a güveniyor ve bir zaman düşman olan herkes artık onun bu süreci kazandığını, yıkılmadığını ve düşman tavırlar sergileyen ülkelerin artık tekrar Suriye ile normalleştiğini gösteriyor.

Ama Suriye halkı da somut adımlar görmek istiyor. Bugün Türkiye'nin Suriye topraklarında askerleri var. Çok açık bir şekilde desteklediği silahlı gruplar var. Bunlardan vazgeçmeden herhangi bir adım atılması mümkün değil. Esad'a değer kaybettirecek bir şey olursa her şey devam ederken sürecin normalleşmesi olur. Ama bu çok mümkün değil. Zira esas sorun halkın Erdoğan'a güvenmemesi. Erdoğan'dan söylem değil icraat bekliyor Suriye halkı" diyor.

Konuya dair önemli başlıklardan birinin de Suriye'den Türkiye'ye sığınan Suriyeliler olduğunu ifade eden Fadıl Hama, "Türkiye bu sorunu kendisinin yarattığının farkında. Suriye'deki silahlı grupları destekleyerek, lojistik destek sağlayarak halkın Suriye'den Türkiye'ye göç etmesine neden oldu. Ve bugün aslında Suriyelilere dönük ırkçı politikalara göz yuman bir İçişleri Bakanı var Türkiye'nin. Normalleşme süreci olacaksa Türkiye'nin mülteci, sığınmacı sorununu hesaba katması gerekecek. Suriyelilerin geri dönmesi Suriye halkının lehine bir durum. Ama bunu Erdoğan ciddi bir seçim başarısı olarak gösterebilir. Avrupayı mülteci kartı ile tehdit eden Erdoğan Avrupa'dan aldıkları paralarla mültecilere destek oldu. Türkiye'nin desteklediği vahşi ve cihatçı gruplardan kaçan insanlar Türkiye'ye sığındı ve orada ucuz iş gücü olarak kullanıldı. Türkiye ekonomisi Suriyeli sığınmacılar ile zarar görmedi. Aksine kalkındı. Hem Avrupa'dan paralar alındı hem de Suriyeliler herkesten daha ucuza çalıştırıldı Türkiye'de. Erdoğan buna rağmen mülteci-sığınmacı sorununu ben çözdüm demek isteyecektir" diyor

OSMANLI HAYALLERİ DUVARA ÇARPTI

Erdoğan'ın Osmanlıcı hayaller ile komşu ülkelere dönük yayılmacı politikalarının duvara çarptığını ifade eden Fadıl Hama, bu başarısızlık sonucunda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin ardından Mısır ile olan ilişkilerin normalleşme sinyalleri verdiğini belirtiyor. Hama yaptığı açıklamada Türkiye'nin zorunlu bir uğrak sonucunda Suriye ile de normalleşmek zorunda olduğunun ve sıranın Suriye'ye geldiğinin farkında olduğunu ifade ediyor. Türkiye'deki muhalefetin Erdoğan'ı Suriye gündemi ile sıkıştırmak istediğini belirten Hama, Erdoğan'ın bu kartı muhalefetin elinden almak istediğini düşünüyor.

Türkiye'de ekonomik durumun ve hayat pahalılığın normalleşme gündemini dayattığı ifade eden Merve Arab, Türkiye'nin bu adım ile ekonomik bazı gelişmeleri de kendi lehine dönüştürmek istediğini ifade ediyor. Arab "Türkiye ekonomik sorunları görmezden gelemez. Aynı şekilde mülteci sorununu da. Ayrıca Erdoğan'ı Suriye ile normalleşmeye iten bir ABD ve Rusya da var. Ama Suriye'nin da somut talepleri var. İlk olarak işgal edilen yerlerden çıkılması ve bazı teröristlerin Suriye'ye teslim edilmesi. Bu olmadan mümkün görünmüyor" diyor

KÖŞEYE SIKIŞAN ERDOĞAN

Süreç içinde Esad'ın onca yıkım ve savaştan sonra ayakta kaldığını ifade eden Fadıl Hama, Suriye'nin kaybedecek bir şeyinin kalmadığını ve normalleşme talebinin Türkiye'den geldiğini söylüyor.

Hama, zamanın Erdoğan'ın aleyhine işlediğini ifade ediyor.

Fadıl Hama "Hem Esad hem de Suriye halkı bu taleplerin Türkiye'deki seçimlerden önce gündeme gelmesinin ne manaya geldiğinin farkında. Dolayısıyla Erdoğan Suriye'deki muhalefetin altından halıyı çekmeden bu süreci öremez. Seçimlere de az zaman kaldı ve Erdoğan için zaman artık çok değerli. Elindeki tüm fırsatları değerlendirecektir" diyor.

Hama, Erdoğan'ın daha çok şahsi ve partisinin çıkarları doğrultusunda adım atacağını belirtiyor. Gelinen süreçte yaşanacak herhangi bir normalleşmede Esad'ın taviz vermeden ilerleyeceğini söyleyen Hama, bunun Esad'a daha çok değer katacağını ifade ediyor. Aynı zamanda gündeme gelen normalleşmenin, Erdoğan'ın Suriye politikasının Türkiye halkı tarafından da akılcı bulunmadığının bir ifadesi olduğunu söyleyen Hama, savaşın olmadığı ve iki halkın dostluk içinde yaşamasının herkesin faydasına olacağını belirtiyor.