İzmir Körfezi’ne akan Gediz Nehri'ndeki kirlilik kaynaklarını tespit etmek için “Temiz Gediz Temiz Körfez” sloganıyla 12 maddelik kurtuluş reçetesi hazırlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in 4 günlük hava gezisinin belgeseli yayınlandı.

“YANLIŞ SU POLİTİKALARIYLA KİRLETİLDİĞİNE ŞAHİT OLDUK”

İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Temiz Gediz Temiz Körfez” sloganıyla yola çıktığımız 4 günlük havza gezimizde Gediz Nehri'nin 401 kilometrelik su yatağının, sanayi sitelerinin zehirli atıkları ve uygulanan yanlış su politikalarıyla kirletildiğine şahit olduk. Ne yazık ki kirlenen Gediz, hem bölgeyi hem de İzmir Körfezi’ni kirletiyor. Buna dur diyecek adımlarımızı attık. 12 ayrı yazı içeriği ile toplamda 62 yazıyı ilgili kurumlara ileterek yasal yaptırımların yapılmasını istedik. Gediz’i kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağız” açıklamasında bulundu. Tunç Soyer de “Gediz’i kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Kirletmeyeceğiz” mesajı paylaştı.

“İZMİR'İ DOĞRUDAN İLGİLENDİRİYOR”

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yayınladığı ve uzman görüşlerine de yer verilen belgeselde, Su Yönetimi ve Su Kaynakları Uzmanı Alim Murathan şöyle konuştu:

“Tüm içme suyu tüketimleri, tüm tarımsal su tüketimleri bu havzadan sağlanıyor. Gediz Havzası stratejik bir havza. Çünkü içme suyunun yaklaşık olarak 180 milyon metreküpü bu havzadan sağlanıyor. Dolayısıyla İzmir Gediz Havzası'na çok bağımlı. Bu havzadaki kuraklık ve kirlilik İzmir'i doğrudan ilgilendiriyor.”

“TÜRKİYE TARIMININ YÜZDE 10'U BURADA YEŞERİYOR”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer ise havzanın önemine şöyle dikkat çekti:

“Gediz'in bu 401 km'lik güzergahında Alaşehir, Salihli, Turgutlu, Menemen, Kemalpaşa, Sarıgöl bu ovalar var. Bu ovalar Gediz Havzası aslında. Türkiye tarımının yüzde 10'u burada yeşeriyor. Sebzenin yüzde 5.6'sı burada yetişiyor. Türkiye'nin toplam zeytin üretiminin yüzde 10'u bu havzada yetişiyor. Üzümün yüzde 16'sı bu havzada yetişiyor. Dolayısıyla bu sadece ne Manisa'nın, ne Kütahya'nın, ne İzmir'in meselesi değil, bu Türkiye'nin meselesi.”

“200 BİN LİRA KARŞILIĞINDA NEHİRLERİMİZ ZEHİRLENMEYE DEVAM EDİYOR”

Soyer, organize sanayi bölgelerinin yarattığı kirliliğe ve denetlemelerin yetersizliğine de şöyle sitem etti:

“Turgutlu Organize Sanayi Bölgesi'nde sanayi bölgesinin tesislerinin atığı, göz göre göre sulama kanalına veriliyor. Gediz'den çıkan sulama kanalı tarlalara, meyve bahçelerine su versin diye yollanan suya zehir akıttığını gördük. Son 3-5 yıldır değil, 20 küsür yıldır devam ediyor.

Bakanlık 200 bin lira ceza kesmiş. Güzel. Bir daha ne zaman kesecek, bir daha ne zaman kontrol edecek belli değil. O 200 bin lirayı veriyor. 200 bin lira karşılığında nehrimiz zehirlenmeye devam ediyor. Bunun bedeli bu olmamalı.

“BUNLARI YAPMAZSAK ELİMİZDEN GİDİYOR”

Sanayi tesisleri, arıtma tesislerini yapmak zorunda. Yapanlar var. Ama bazıları çalıştırmıyor. Neden? Elektrik parası ağır geldiği için. O elektrik parasından kaçınmayacak sanayici. Arıtma tesisinin yapılması için irade ortaya koyacak yerel yönetici, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Eğer bunları yapmazsak elimizden gidiyor. “

“BU ŞEKİLDE DEVAM EDERSE SU SAVAŞLARI ORTAYA ÇIKACAK”

Su Yönetimi ve Su Kaynakları Uzmanı Alim Murathan, “Bazı büyük organize sanayi bölgeler, arıtma tesisleri yasal olarak zorunlu olmasına karşın arıtma yapmadan doğrudan Gediz Nehri'ne deşarj yapabiliyor. Hatta nehir ötesinde nehre ulaşmadığı için Devlet Su İşleri'nin sulama kanallarına deşarj ediyor. Gediz Nehri'nin kirliğine müdahale edilmezse, kuraklık bu şekilde devam ederse, bu havzada su savaşları ortaya çıkacak. Bu havzada çiftçiler, endüstriyel tesisler, içme suyu arasında çok ciddi gerilimler ortaya çıkacak” uyarılarında bulundu.