Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Almanya seksiyonu (Reporters ohne Grenzen), Çin’de bağımsız gazetecilik üzerine hazırlanan raporu kamuoyu ile paylaştı. Başkan Xi Jinping’in iktidara gelmesinden bu yana Çin Komünist Partisi’nin gazeteciler üzerindeki kontrolü artırdığı ifade edilen raporda; doğal afetlerden pandemiye Uygurlara yönelik baskılardan MeToo hareketine hem her haberin sansüre maruz kalabildiği ifade edildi. Raporda, bir dönem “basın özgürlüğünün kalesi olarak bilinen Hong Kong’un da tehdit altında” olduğu ifade edildi. Çin’de siyasi iktidarın çıkardığı yeni “güvenlik yasası” da özellikle medya çalışanlarını tehdit ediyor.

MEDYA BASKI ALTINDA

Araştırmada son 20 yılda Çin’de medya alanında yaşanan gelişmelere ve olumlu girişimlere de yer verilirken, özellikle Başkan Xi Jinping'in göreve geldiği Mart 2013 sonrası medyaya dönük artan baskılara dikkat çekildi. Profesyonel medyanın kontrolünün ele geçirildiği kaydedilen raporda, yurttaş gazetecileri ve blog yazarlarının da baskı altına alındığı ifade edildi. ÇKP’ye bağlılığının kamu medyasında çalışmanın ön koşulu haline getirildiği belirtilen raporda, ülkede halen 116 medya çalışanının tutuklu olduğu ve Çin’in bu sayıyla dünyada ilk sırada yer aldığı kaydedildi. Raporda tutuklu gazeteciler hakkındaki soruşturmalar konusunda da detaylı örneklere yer verildi. Tutuklu medya çalışanları arasında en az 71 Uygur gazetecinin olduğu, Uygurlara yönelik baskı kampanyasına eşi görülmemiş bir medya ablukasının eşlik ettiği de belirtildi. RSF raporunda ülkede bulunan yabancı gazetecilere dönük baskıların da arttığı dile getirildi, 2020'de en az 18 yabancı gazetecinin ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı kaydedildi.

SANSÜRE RAĞMEN GAZETECİLER DİRENİYOR

Artan baskıya rağmen bağımsız medya kuruluşlarının sansüre karşı çıkmaya devam ettiği bilgisi de raporda yer aldı. RSF'nin Temmuz 2020'de Bilgi Edinme Özgürlüğü Kahramanı ilan ettiği Caixin dergisinin İngilizce ve Çince olarak yayınlandığı ve özellikle Covid-19 pandemisi konusunda resmi verileri sorgulayan haberler yaptığı vurgulandı.

Raporda, gazetecilerin yanı sıra “hassas konular”ı konu alan internet kullanıcılarının ve yurttaş gazetecilerinin de baskı altında olduğu belirtildi. Bir milyar internet kullanıcısına sahip olan ülkede çevrimiçi faaliyetleri denetim altına almak için önlemler alındığı ifade edildi. Ülkede yaygın olarak kullanılan WeChat'teki şifrelenmemiş konuşmaları “delil” olarak kullanan Çin, şifreli haberleşme uygulamaları Signal ve Clubhouse’u ise yasaklamış durumda.

Raporda Çin’e bağlı özerk bölge Hong Kong’da artan baskılara da yer verildi. “Güvenlik yasası” kullanılarak en büyük yerel Çince muhalefet gazetesi Apple Daily’nin kapatıldığı hatırlatılan açıklamada, bu yasaya göre suçlanan ilk Hong Konglulardan biri olan Jimmy Lai’nin Aralık 2020'nin başından beri tutuklu olduğu kaydedildi.