SES heyetinin Antakya’yla ilgili notunda, “Ölü sayısı ile ilgili çeşitli öngörüler var 15 bin ile 120 bin arasında değişiyor. Hatay tamamen enkaz altında. Bugün itibarıyla donanımlı ekiplerin sayısı artsa da hala ciddi yetersizlik var. Enkaz altından umutların kesilmesi nedeniyle olsa gerek arama-kurtarma çalışmalarında sağlıkçılar bulunmuyor. Asbest tehdidine karşı uygun maske kullanımı yok. Elektrikler hala yok. Bu çadırları olumsuz etkiliyor. Isınma çok ciddi sorun” ifadeleri yer aldı.

SES, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde büyük hasarlara sebep olan 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerin ardından Eş Genel Başkan Gönül Adıbelli, eski MYK üyesi Fikret Çalağan ve Sağlık Politikaları Eğitimcisi ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zencir’den oluşan heyetin bölgede yaptığı incelemelerin notlarını paylaştı.

SES heyetinin 12 Şubat’ta Nurdağı’nda yaptığı incelemeye ilişkin notunda şu bilgiler yer aldı:

“RESMİ BİLDİRİLEN ÖLÜMLER 980. TAHMİN EDİLEN 5 BİN”

“Binaların yüzde 30’u enkaz altında, ağır hasar yüzde 40-50, hafif hasarlı-hasarsız yüzde 10-20. Arama kurtarma ilk gün halk ve gönüllü gelenler tarafından yürütülmüş. Donanımlı ekipler 3’üncü gün başlamış, halen çok yetersiz. İlk gün enkaz altından çok sayıda canlı çıkarılmış. Hastane ağır hasarlı. Hizmet yok. Bahçesinde sahra hastanesi, UMKE ve sağlıkçılar için konteynerler var. Sağlıkçıların barınması yetersiz. Ambulans içinde kalıyorlar. Sağlıkçılar idari izin kullanamıyor. Genelge sadece birinci derece kaybı olanları ve SB kapsıyor. Üniversite personelini kapsamıyor. Eczane yok, ilaçlar sahra hastanesinin yanına getirilmiş. Mevcut eczanenin ilaçlarına el konulmuş, imza tutanağı ile. Sağlıkta en büyük sorun organizasyonun olmaması. 2 polis lojmanı tamamen çökmüş. Ağır hasar nedeniyle kent tamamen boşaltılacak. Resmi bildirilen ölümler 980. Tahmin edilen 5 bin.”

Aynı güne ait İslâhiye notu ise şöyle:

“HALEN ENKAZ ALTINDA ÇOK KİŞİ VAR. MAĞDURİYET 20 BİN”

“Deprem sonrası köye göç fazla. Toplamda 40-50 bin kişi göç etmiş. Merkezde 20 bin kişi kalmış durumda ve her geçen gün azalıyor. Ulaşım zor. Hastane kayıtlarına göre mevcut bin 100 vefat, acil koordinatörüne göre 3-4 bini bulur. Kaydedilmeden ya da köyde gömülenleri dahil ettiğimizde ölü sayısı bin 500 kişi. Halen enkaz altında çok kişi var. Mağduriyet 20 bin. 6 ASM’den biri hasarlı. Diğerleri sağlam. 13 Aile ile Hekimliği Birimine göreve çağrı yapıldı.”

13 Şubat’ta Antakya’da yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan notta ise şöyle dendi:

“ENKAZ ALTINDAN UMUTLARIN KESİLMESİ NEDENİYLE OLSA GEREK ARAMA-KURTARMA ÇALIŞMALARINDA SAĞLIKÇILAR BULUNMUYOR”

“Ölü sayısı ile ilgili çeşitli öngörüler var 15 bin ile 120 bin arasında değişiyor. Hatay tamamen enkaz altında. Özellikle Emek, Armutlu, Harbiye, mahallelerinde ciddi yıkım var. Okullar görece daha az zarar görmesine karşı hastanelerin yıkılmış olması, ciddi hasar görmesi. Yeni kentsel dönüşüm yapılan binalar yanında halen inşaatı süren apartmanların kolon ve kirişlerinin kırılmış olması ve yıkılması not edilmesi gereken konular arasında. Hatay’da da donanımlı arama ve kurtarma faaliyetleri ancak 3’üncü gün başlayabilmiş. Bugün itibarıyla donanımlı ekiplerin sayısı artsa da hala ciddi yetersizlik var. Enkaz altından umutların kesilmesi nedeniyle olsa gerek arama-kurtarma çalışmalarında sağlıkçılar bulunmuyor. Asbest tehdidine karşı uygun maske kullanımı yok. Gezilen yerlerde en çok dikkati çeken çöp yığınları idi. Bulaşıcı hastalık için ciddi tehdit niteliği taşıdığını mutlak not etmeliyiz. Şişe suyu açısından sorun olmamasına karşın kullanma suyu ile ilgili ciddi sorun var. Klorlanmış tanker suyu ihtiyacı yakıcı bir şekilde devam ediyor. Kontrolsüz kuyu suyu kullanımı bulaşıcı hastalıklar açısından ciddi tehdit olmaya devam ediyor. Tuvalet ciddi sorun, şehrin içinde az sayıda sahra tuvaleti var. Gözlemimiz halen kullanılmayan çok sayıda okulda tuvaletler sağlam duruyor. Kadın ve engelli tuvaletleri çok iş görecek durumda. Elektrikler hala yok. Bu çadırları olumsuz etkiliyor. Isınma çok ciddi sorun.

Her gün sahadan gözlem raporlarına göre sağlık alanında da ciddi koordinasyonsuzlukların olduğu, deprem sonrası çok sayıda bulaşıcı hastalık riskinin açığa çıktığı görülmektedir. En acil olanın an itibari ile bulaşıcı hastalıkların önüne geçecek tedbirlerin alınmasıdır.”