İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere kimi siyasi ve bürokratlarla ilgili ifşalarıyla öne çıkan organize suç örgütü lideri Sedat Peker, eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun Marka Yatırım Holding'in sahibi Mine Tozlu Sineren’den sermaye artırımı için 12 milyon TL rüşvet istediğini iddia etmişti. 

Sineren'in ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu'nun iş insanına ulaşarak söz konusu danışmanlık şirketinde bir araya geldiklerini belirtmişti. Sineren ise söz konusu iddiaları doğrulamıştı.

Peker iddialarının devamında Taşkesenlioğlu’nun eşi olan eski Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban’ın çektiğini belirttiği bir videoyu da paylaşmıştı. Videoda Zehra Taşkesenlioğlu'nun elinde bıçakla "İkiniz para kazanacaksınız diye beni yakıyorsunuz" diye bağırdığı görülüyordu.

Videonun paylaşılmasının ardından Ban, Peker'in iddialarını kabul etmiş ancak videoyu kendisinin göndermediğini söylemişti. 

Tüm bu gelişmeler yaşanırken Zehra Taşkesenlioğlu, boşanma aşamasındaki eşi Ünsal Ban’dan ve Sedat Peker’den şikayetçi olmuştu. Bunun üzerine Ban, Muğla'nın Milas ilçesinde boşanma aşamasındaki eşi Zehra Taşkesenlioğlu'na ait kişisel verileri organize suç örgütü lideri ile paylaşma, tehdit ve şantaj suçlamalarıyla gözaltına alınıp tutuklanmıştı.

Taşkesinlioğlu’nun şikayeti üzerine başlatılan soruşturma ise geçen haftalarda tamamlanmış eski Rektörü Ünsal Ban hakkında, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme’ ve ‘suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçlarından 14 yıla kadar, Peker hakkında, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ve ‘verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme’ suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlenmişti.

Dosya Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Halk TV'den Seyhan Avşar'ın haberine göre, Sedat Peker dosyasının krizi tam da bu süreçte başladı. Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi iddianamenin iadesine karar verdi. Ancak savcılık, mahkemenin iddianameyi iade etmesine itiraz etmişti, iddianamenin akıbetinin belirlenmesi için dosya Ankara Nöbetçi 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.

Nöbetçi mahkeme ise Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyaya bakması gerektiğini belirterek savcının itirazını kabul etmişti. İddianame yeniden Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gelmiş ancak mahkeme kararına direnen bir adım atarak yetkisizlik kararı vermişti.

Kararda olayın yaşandığı sırada Zehra Taşkesenlioğlu ile Ünsal Ban’ın Ankara Gölbaşı’nda aynı evde ikamet ettikleri ve yetkilinin Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi olduğunu belirtilmişti. Savcılık bu yetkisizlik kararına da itiraz etmiş bu itiraz Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmişti.

Kararda, “Suça konu kayıtların gerek alındığı yerin ve gerekse suç tarihi itibariyle müşteki Zehra Taşkesenlioğlu’nun adres bilgileri dikkate alındığında, suçun öğrenilme yeri ile sanıklara isnat edilen eylemler itibariyle suç yerinin de Gölbaşı olduğu” belirtilerek dosya Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmişti.

Ancak dosyayı inceleyen Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi karşı yetkisizlik kararı verdi. Böylelikle mahkemeler arası olumsuz yetki uyuşmazlığı doğdu.

Tenis topuna dönen dava dosyası, mahkemeler arası uyuşmazlığın giderilmesi için 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gitti. Dosyayı inceleyen mahkeme heyeti Zehra Taşkesenlioğlu’nun şikayet dilekçesini Ankara Adliyesi’ne verdiğini, sanıklara isnat suçlar yönünden yetkili ve görevli mahkemenin Ankara Asliye Ceza Mahkemesi olduğuna karar verdi.