Millet İttifakı’nı oluşturan altı siyasi partinin genel başkanları, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları ile ittifakın diğer büyükşehir belediye başkanları, Ramazan Bayramı’nın ilk gününde, her biri ayrı bir ilde olmak üzere deprem bölgesinde vatandaşlarla Halil İbrahim Sofrası Buluşması’nda bir araya geldi.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da Osmaniye’deki Halil İbrahim Sofrası Buluşmasında depremzedelerle birlikte kahvaltı yaptı ve depremzedelerin bayramını kutladı. Uysal, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“NASIL YAŞAYACAĞIMIZI BELİRLEYECEĞİMİZ BİR SEÇİMLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

“Kayıplarımızın vefatları sonrası gelen ilk bayram, dualarla taziye ziyaretleri ile geçer. Bu ziyaretimizi, kayıplarımızın ilk bayramında bir taziye ziyareti olarak değerlendiriyorum. Önümüzde bir tarihi kavşak var. Türk demokrasisinin belki de en zor sınavı ile karşı karşıyayız. Yalnız iktidarın belirleneceği bir seçim değil, nasıl yaşayacağımızı belirleyeceğimiz bir seçimle karşı karşıyayız. Müsaade edildiği kadar özgürlüğe, güvenliğe, refaha razı mı olacağız, hakkımızı mı alacağız; bunun belirleneceği bir seçim. Kimsenin ne olduğunu ifade etmekten imtina etmediği, herkesin korkusuzca yaşama hürriyetine sahip olduğu bir gelecekten bahsediyorum. Bugün, sizlere baharı anlatmak için buradayım. Sokaktaki her insanın yaşamından memnun olduğu bir bahar. Açan çiçeklerin evlatlarımızın mezarlarına değil, koklamaya doyamadığımız saçlarına takıldığı bir bahar. Çalışırken ilkini bile yaşayamamış emeklimize ikincisini yaşatacak, doğduğu topraklarda gelecek hayali kuramamış gençlere vatanlarına dair hayal kurduracak bir bahar.  

“BU TOPRAKLARI YENİDEN EŞİT FIRSATLAR SUNAN VE REFAH DAĞITAN BİR ÜLKE HALİNE GETİRECEĞİMİZİ BİLİYORUZ”

Tam bir asır evvel, zemheriyi yaşamış, işgal ayazında kalmış umut dolu, liyakatli milletine güvenerek memleketine baharı getirmiş bir ecdadın torunlarıyız. Bizler umutluyuz, Türkiye’yi sahibi olduğu kaynaklarla refaha erdirebileceğimizi biliyoruz. Bu toprakları yeniden eşit fırsatlar sunan ve refah dağıtan bir ülke haline getireceğimizi biliyoruz. Biz, ‘Giderlerse gitsin’ denilen gençlerimize dönmeleri için imkan sağladığımızda memleketimiz için döneceklerini, bu ülke için yapabileceklerini biliyoruz. İşçilerimiz, emekçimiz hakkını aldığında, çiftçimiz ektiğinin karşılığını aldığında, iş insanlarımız haksız rekabete maruz kalmadığında sadece mal, hizmet değil, mutluluk üreteceğimizi, hatta ihraç edeceğimizi biliyoruz. İfşa olabilmiş yolsuzluk ve hukuksuzluklar sona erdirildiğinde milletimizin nereye erişeceğini biliyoruz. Onun için ‘yeter’ diyoruz. Herkes için adalet, herkes için demokrasi, nihayetinde herkes için zenginlik diyoruz.

İnanıyoruz, 14 Mayıs’ta vekiliyle, bürokratıyla, bakanıyla değil, oy kullananların zengin olacağı yarınların geleceğinden eminiz. Bizler eminiz, bu topraklarda öteki-beriki olmayacak, senden-benden ayrımı kalmayacak. Açlığın, yoksulluğun sınırı konuşulmayacak. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Yıllarca dirsek çürütüp diplomasıyla işsiz kalan gençlerimiz, tahsilinin hakkını alacak. Bu topraklarda tek torpil, bu vatanın bir evladı olmak olacak. Devlet, birkaç şirket, 3-5 imtiyazlı kişinin değil, emek veren, hak bilen, layık olanın kazancına garanti verecek. Kadınların maruz kaldığı şiddeti değil, kadınların liderlik ettiği şirketleri konuşacağımız yarınlar gelecek. Bu topraklar, yıllarca kendine yetti, yine yetecek. Bu ülke, bir olacak, her derdin üstesinden gelecek, yarınlarına güvenle bakacak. ‘Yeter, söz milletindir’ diyerek çıktığımız bu yolda, bugün yeniden 14 Mayıs 2023’ün, milletin kendi kaderine hakim olacağı bir gün olacağı inancına sahibiz. Size söz; yine baharlar gelecek, hakkı ille kutlayacağımız bayramlar gelecek.”