Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun (DKİHB) 14 Mayıs seçimleri kapsamında görevlendirdiği Seçim Gözlem Heyeti’nin ara raporunu yayımladı.

Raporda, “DKİHB'nin daha önce paylaştığı tavsiyesine rağmen, mevzuat, demokratik seçimlerin yürütülmesi için temel hak ve özgürlükleri kısıtlamaya devam etmektedir ve mevzuatın ek kısıtlamalar getirmesine izin verilmektedir” denildi.

Hatırlanacağı üzere, AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu’nun 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28.dönem milletvekili genel seçimi kapsamında görevlendirdiği Seçim Gözlem Heyeti’nin ara raporu bugün yayınlandı. Norveç'ten Büyükelçi Jan Petersen’in başkanlık ettiği heyet, 29 Nisan 2023 tarihinde göreve başlamıştı.  

Öte yandan AGİT ve Avrupa Konseyi’nin 14 Mayıs seçim gözlem misyonları daha önceden netlik kazanmılş ve iki teşkilatın, Ankara’nın daveti üzerine, seçimleri Türkiye’nin dört bir yanında gözlemleyeceği not edilmişti.

HEYET ANKARA'DA ÇALIŞMALARINA BAŞLADI

Heyetin çekirdek grubu çalışmalarını Ankara’dan sürdürürken, 7 Nisan’da uluslararası uzmanlar ve 28 uzun dönem gözlemci görevlerine başladı. AGİT ayrıca üye devletlerden, seçimden birkaç gün önce 350 kişiden oluşan kısa süreli gözlemci talebinde bulundu. 

Seçime 16 gün kala yayınlanan raporda, heyetin gözlemlerine, güncel gelişmelere, demokratik seçimler için önerilere ve daha önce yapılan önerilerin ne ölçüde hayata geçirilip geçirilmediğine ilişkin değerlendirmelere yer verildi.

Rapordan öne çıkan başlıklar şöyle: 

“ADAYLAR KIŞKIRTICI MESAJLAR VERMEKTE VE SERT BİR DİL KULLANMAKTADIRLAR” 

  • DKİHB SGH’nin görüştüğü tüm muhatapları, seçimlerin seçmenlere siyasi alternatifler arasından gerçek bir seçim yapma olanağı sağladığı konusunda hemfikirlerdir. Siyasi partiler, ülke genelinde aktif olarak kampanya yürütmektedirler ve deprem sonrası iyileşme, milli savunma ve ekonominin durumu gibi kampanya mesajlarını duyurmak için sosyal ağları kullanmaktadırlar.
  • Siyasi yelpazenin dört bir tarafından seçime katılan adaylar, çevrimiçi de dahil olmak üzere, karşılıklı olarak kışkırtıcı mesajlar vermekte ve sert bir dil kullanmaktadırlar. DKİHB SGH’nin Türkiye'nin güneydoğusunda görüştüğü bazı siyasi parti muhatapları, kampanya faaliyetlerine karşı fiziksel ve idari engeller gösterildiğinin yanı sıra devlet yetkililerinin destekçileri üzerinde baskı uyguladığını da iddia etmişlerdir. 
  • Mevzuat, ifade ve medya özgürlüğü getirmekte ve seçime katılan adayların seçim kampanyalarının tarafsız bir şekilde yayınlanmasını sağlamaktadır. Ancak, DKİHB SGH’nin görüştüğü pek çok muhatap, web sitelerinin sık sık engellendiğine, içerik kaldırma taleplerine ve ifade özgürlüğüne ilişkin yasal kısıtlamaların kullanıldığına dikkat çekmiştir.
  • DKİHB'nin daha önceki bir tavsiyesine rağmen hakaret ceza gerektiren bir suç olmaya devam etmektedir ve çoğunlukla terörle ilgili suçlamalarla bağlantılılandırılarak eleştirel gazetecilere karşı sıklıkla kullanılmaktadır. DKİHB SGH’nin görüştüğü pek çok muhatap, son yıllarda ağırlıklı olarak muhalefetle bağlantılı medya kuruluşlarına yönelik orantısız ve seçici yaptırımların uygulandığını iddia ederek, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili endişelerini dile getirmişlerdir. 

“HÜKÜMET 2018’DE KADININ GÜÇLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN STRATEJİ BELGESİ VE EYLEM PLANINI KABUL ETMİŞTİR. TÜRKİYE, 20 MART 2021’DE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLMİŞTİR” 

  • Türkiye, demokratik katılımı artırmak için gerekli yasal değişiklikleri yapmak üzere Mart 2021'de bir Ulusal İnsan Hakları Eylem Planı uygulamaya koymuştur. Bununla birlikte, birçok uluslararası kuruluş başta toplanma ve örgütlenme özgürlüklerine getirilen sınırlamalar ile ifade ve medya özgürlüğü ve internet kullanım özgürlüğü de dahil olmak üzere medeni ve siyasi haklara saygı gösterilmesi konusundaki endişelerini dile getirmeye devam etmiştir.
  • Anayasa ile güvence altına alınmasına rağmen, uluslararası aktörler ve DKİHB SGH’nin görüştüğü çeşitli muhatapları, yargının bağımsızlığına ilişkin endişelerini dile getirmeye devam etmektedir. Bazı DKİHB SGH muhatapları muhalefet partilerine ve destekçilerine, özellikle de Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP), yönelik sistematik hedef alma olarak algıladıkları durumla ilgili endişelerini dile getirmişlerdir.  HDP hakkında Mart 2021'de başlatılan kapatma davası hâlâ devam etmektedir. 
  • Anayasa kadın erkek eşitliğini garanti altına almaktadır. Lakin, kadınlar siyasette ve liderlik pozisyonlarında hala yeterince temsil edilmemektedirler. Mevcut mecliste 577 vekilin 100'ü (yüzde 17) kadınlardan oluşmaktadır. 17 bakandan sadece biri kadındır. Belediye başkanlarının sadece yüzde 3'ü, muhtarların yüzde 2'si ve yerel meclis üyelerinin ise yüzde 11'i kadındır.
  • 2018'de hükümet, toplumsal yaşamın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek için Kadının Güçlendirilmesine ilişkin Strateji Belgesi ve Eylem Planını kabul etmiştir. Türkiye, 20 Mart 2021'de Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nden (İstanbul Sözleşmesi) çekilmiştir. 

“MEVZUAT, DEMOKRATİK SEÇİMLERİN YÜRÜTÜLMESİ İÇİN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAMAYA DEVAM ETMEKTEDİR” 

  • DKİHB'nin daha önce paylaştığı tavsiyesine rağmen, mevzuat, demokratik seçimlerin yürütülmesi için temel hak ve özgürlükleri kısıtlamaya devam etmektedir ve mevzuatın ek kısıtlamalar getirmesine izin verilmektedir. 
  • Mart 2022'de AK Parti ve MHP'nin teklifi üzerine TBMM'de 7393 sayılı Kanun kabul edilmiş olup söz konusu Kanun, seçimlerin yasal çerçevesinde bazı önemli değişiklikler getirmiştir. Yapılan bu değişiklikler DKİHB’nin daha önce paylaştığı Meclis’e girme barajının düşürülmesi ve görme engelli seçmenlerin katılımını kolaylaştırmaya ilişkin tavsiyelerini dikkate almıştır.
  • Ancak, seçim çevreleri arasındaki koltuk dağılımı, seçmen ve aday hakları, kampanya finansmanı düzenlemesi, partizan olmayan gözlem ve seçim uyuşmazlıklarının çözümü ile ilgili DKİHB’nin tavsiyeleri de dahil olmak üzere, Büronun verdiği ve uzun zamandır bekleyen tavsiyelerinin çoğu dikkate alınmamıştır. 
  • Seçimlerin yürütülmesi ve sürecin düzenlenmesi konusunda yegane denetim sorumluluğu YSK’ye aittir. YSK her biri birinci sınıf (kıdemli) hakimler arasından altı-yıllık süre ile atanan yedi asil ve dört yedek üyeden oluşan daimi bir kuruldur. Tüm YSK üyeleri erkek üyelerdir.
  • Yedi üyeden oluşan İlçe Seçim Kurullarına bir hakim başkanlık etmekte ve Kurul iki devlet memuru ve dört siyasi parti temsilcisinden oluşmaktadır. 2022’de yapılan yasal değişiklikler ile İl ve İlçe Seçim Kurulları’nının üyelerinin yargıdan seçilme yöntemi değiştirilmiştir. DKİHB Seçim Gözlem Heyetinin bazı görüşmelerinde yeni atama usulünün yargı üyelerinin siyasi etki altında kalma olasılığını artırabileceği konusunda endişeler dile getirilmiştir. 

“YSK DEPREM BÖLGESİNDE DENETİM YAPMIŞ VE SEÇİMLERİN YÜRÜTÜLMESİNİN ÖNÜNDE BÜYÜK BİR ENGEL OLMADIĞI SONUCUNA VARMIŞTIR” 

  • Şu ana kadar seçim idaresi uyulması gereken yasal sürelerin çoğuna sadık kalmış olup yalnız seçmen listelerinin kesinleştirilmesi ve oy kullanma yerlerinin belirlenmesi konularında belirlenen sürelere uyulmamıştır. Mart ve Nisan aylarında YSK depremden etkilenen illerde altyapının aldığı hasarı tespit etmek için denetim yapmış ve seçimlerin yürütülmesinin önünde büyük bir engel olmadığı sonucuna varmıştır.
  • Ancak seçim idarelerine ait tesislerin 15 ilçede yerinin değiştirilmesi gerekmiş ve pek çok oy kullanma yeri için alternatif lokasyonlar belirlenmeye çalışılmıştır. Yasal yükümlülüğüne rağmen YSK aldığı tüm kararları kamuoyu ile paylaşmamıştır.  
  • DKİHB’nin yaptığı görüşmelerde pek çok kez deprem sebebiyle yer değişikliği yapan seçmenlerin büyük bir kısmının adres değişikliğini yapmamış olma ihtimali konusunda endişeler paylaşılmış, bazı görüşmelerde kayıt süresi daha uzun olsaydı daha fazla sayıda yer değişikliği yapmış seçmenin adreslerini güncelleyebilecek olabileceği ifade edilmiştir.
  • Bazı siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları DKİHB SGH’yi depremden etkilenen seçmenlere seçim gününde ikamet adreslerine dönebilmeleri için ulaşım imkanı sağlama planları konusunda bilgilendirmiştir. Dahası, Yükseköğretim Kurulu’nun 30 Mart tarihli ülke genelinde yüz yüze eğitime geri dönme kararı ve etkilenen öğrencilerin bu durumda okudukları illere ikametlerini taşımak için yalnız üç gününün kalması konusunda endişeler de dile getirilmiştir. 

“ADAY LİSTELERİNDE 372 (YÜZDE 20) KADIN ADAY BULUNMAKTADIR” 

  • 31 Mart olarak tayin edilen son tarih itibari ile YSK dört adet cumhurbaşkanını adayı kayıt altına almıştır. Kayıt altına alınan adaylardan hiçbiri kadın değildir. Milletvekili genel seçimleri için 24 siyasi partiden gelen 1.849 aday ile 151 bağımsız aday YSK tarafından kayıt altına alınmıştır.
  • Adaylık için kayıt niteliklerine haiz olmadıkları gerekçesiyle YSK yedi cumhurbaşkanlığı aday adayı ile sekiz bağımsız milletvekili adayının kayıt başvurularını reddetmiş; dokuz cumhurbaşkanlığı adayının ise gerekli destek imza sayısına ulaşamaması gerekçesi ile reddetmiştir. 13.037 milletvekili adayının içinden yüzde 25 kadarı kadındır. Aday listelerinde 372 (yüzde 20) kadın aday bulunmaktadır. 

“GÖREVDEKİ CUMHURBAŞKANI ÖNEMLİ PROJELERİN AÇILIŞINDA KAMPANYA UNSURLARINI İÇEREN ÇEŞİTLİ KONUŞMALAR YAPMIŞ VE CHP’Lİ ANKARA BELEDİYE BAŞKANI DA KAMPANYA İÇİN AÇILIŞLARI KULLANMIŞTIR” 

  • Tüm büyük siyasi partiler, depremde hayatını kaybedenlere saygı göstermek amacıyla daha sakin bir kampanya yürütme niyetlerini ifade etmişlerdir. Ancak, hüküm süren kutuplaşmayı yansıtan kampanyanın tonu, çevrimiçi olanlar da dahil olmak üzere, genellikle çatışmacı olmuştur. Siyasi yelpazeden çeşitli adaylar karşılıklı olarak kışkırtıcı ve sert bir dil kullanmışlar, görevdeki Cumhurbaşkanı diğer adaylara ve muhalefet partilerine defalarca terör destekçisi olarak atıfta bulunmuş ve bazı muhalif politikacılar mevcut hükümeti ‘faşist’ olarak yaftalamışlardır.
  • Mevzuat devlet ve yerel yönetimin kaynaklarını kampanya amacıyla kullanmasını yasaklarken, görevdeki Cumhurbaşkanı önemli kamu ve altyapı projelerinin açılışında kampanya unsurlarını içeren çeşitli konuşmalar yapmış ve CHP'li Ankara Belediye Başkanı da kampanya için kamu altyapı açılışlarını kullanmıştır.  
  • YSP ve TİP adayları dışında, DKİHB SGH gözlemcileri tarafından izlenen mitinglerin çoğunda kadın adaylar belirgin bir şekilde yer almamaktadır. Bazı iktidar partisi ve üst düzey hükümet yetkilileri, ayrımcı bir dil kullanarak muhalefet ittifakına atıfta bulunmakta ve ittifakı LGBT topluluğu ile ilişkilendirmektedirler.
  • CHP, YSP, DEVA ve İYİ Parti gibi bazı siyasi partiler, kadın eşitliğini savunma, kadına yönelik şiddetle mücadele ve İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye gönderme yapan mesajlarla kadınları hedef almaktadır.  

“KAMPANYA FİNANSMANINA İLİŞKİN ÖNCEKİ TAVSİYELER DİKKATE ALINMAMIŞTIR” 

  • Kampanya finansmanı, Siyasi Partiler Kanunu ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu ile düzenlenmektedir ve YSK düzenlemeleri ile desteklenmektedir. Kampanya finansmanını düzenleyen yasal çerçeve, son seçimlerden bu yana değişmemiş ve kampanya harcama limitlerinin getirilmesi, kampanya finansmanının şeffaflığının artırılması ve gözetim mekanizmasının etkinliğinin artırılması da dahil olmak üzere DKİHB ve Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu’nun (GRECO) daha önceki tavsiyeleri dikkate alınmamıştır. 

“MEDYA ORTAMI KUTUPLAŞMIŞTIR” 

  • Medya ortamı çeşitlilik gösteriyor olsa da kutuplaşmıştır. DKİHB SGH’nin görüştüğü pek çok muhatap, yayın, basılı ve çevrimiçi kuruluşların ezici çoğunluğunun iktidardaki nizamı kayırdığına dair endişelerini dile getirmiştir.
  • Çevrimiçi medya ve sosyal ağlar, DKİHB SGH muhatapları tarafından geleneksel medyaya kıyasla daha bağımsız olarak algılanmakla birlikte, birçoğu web sitelerini ve tek tek sayfaları engellemeye yönelik uygulama ve ayrıca seçim idaresi de dahil olmak üzere 25’in üzerinde idari ve yargı birimi tarafından verilen web sitelerinden ve sosyal ağlardan içeriğin kaldırılmasına yönelik resmi talepler hakkında endişelerini dile getirmiştir. 
  •  Ceza Kanunu'nda yer alan hakaret hükümleri, kamu görevlilerine, Cumhurbaşkanı'na ve devlet sembollerine hakaret için ağır cezalar içermektedir. Son yıllarda, AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi (RFoM ), bu tür hükümlerin terör suçlamalarıyla bağlantılı olarak mevcut düzeni eleştiren gazetecilere karşı düzenli olarak uygulandığı yönündeki endişelerini defalarca dile getirmiştir.
  • DKİHB SGH’nin görüştüğü pek çok muhatap, Ekim 2022'de basın kanunlarında ve Ceza Kanununda yapılan ve kamu barışını bozmaya elverişli şekilde halkı galeyana getirmeyi amaçlayan gerçeğe aykırı bilgilerin yayılmasına hapis cezası getiren değişiklikleri, iktidar partisini eleştiren haberlere karşı caydırıcı bir etkiye sahip olmakla eleştirmiştir. Söz konusu değişiklikler, Venedik Komisyonu ve AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi tarafından da endişeyle karşılanmıştır. 
  • DKİHB SGH’nin görüştüğü pek çok muhatap, son yıllarda ağırlıklı olarak muhalif medya kuruluşlarını hedef alan orantısız ve seçici yaptırımlar olduğunu iddia ederek, kurumun bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin endişelerini dile getirmiştir. Yetkililere göre, RTÜK kararlarını tarafsız bir şekilde ve yasalara uygun olarak almaktadır. 14 Nisan'da CHP, TRT'yi partiye taraflı haber yapmak ve eşit olmayan muamelede bulunmakla suçlayarak savcılığa suç duyurusunda bulunmuştur. 
  • DKİHB'nin uzun süredir tekrar ettiği tavsiyesine rağmen, anayasal olarak korunan haklar ve kesinleşmiş seçim sonuçlarıyla ilgili olanlar da dahil olmak üzere, Anayasa uyarınca YSK kararlarına karşı yargıya gitme yolu açık değildir. Yasal çerçeve, kampanyayla ilgili şikayetlerin yapılabilmesi için bir sistem oluşturmamaktadır. Uygulamada, bu tür başvuru dilekçeleri seçim organlarına, Valiliklere, kolluk kuvvetlerine ve mahkemelere sunulabilmektedir.” 

Raporun tamamına ilgili link üzerinden ulaşılabiliyor. (ANKA)