AKP ve MHP ortaklığıyla getirilen “Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin maddelerinin görüşmeleri Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri sona erdi.

‘GİDECEKSİNİZ’

Kanun teklifinin görüşmelerinde söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, ANAP dönemine atıfta bulunarak, “ANAP iktidarı 1991'de seçim kanunuyla ilgili değişiklik yapmış, tamam mı. Yapmış değişikliği ama kendisine yaramamış, Doğru Yol birinci parti olarak çıkmış. Benzer bir şekilde 1995 yılında Doğru Yol yapmış bunu, iktidarda olanlar yapmış, Refah Partisi birinci parti olarak çıkmış. Eğer millet bir partiye siz gideceksiniz diyorsa, bunu seçim kanunuyla, şununla, bununla oynayarak değiştirme imkânınız yok arkadaş” dedi.

‘YERSENİZ ÖNERİLER GÜZEL’

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, “Mahalli idare seçimlerinde seçimin başlangıç tarihinden üç ay önceki seçmen kütükleri esas alınacak; önce ‘bir yıl’ demiştiniz, bunu Komisyonda üç aya indirdiniz. ‘Adrese kapanan seçmenlere oy hakkı tanıyacağız’ diyorsunuz. Cumhurbaşkanı'nın seçim yasaklarından muaf tutulmasına ilişkin bir düzenleme var diyoruz, ben gerekçesini söyleyeceğim şimdi. 2022 yılı Ocak ayında ‘İl ve ilçe seçim kurulu başkan ve üyeliklerine seçilen yargıçları üç ay içerisinde görevden alacağız’ diyorsunuz. ‘Muhtarlık seçimlerini kazandığı hâlde seçilme yeterliliğini kanıtlayamayan muhtarlara mazbata vermeyeceğiz’ diyorsunuz. Her biri birbirinden güzel öneriler, tabii, yerseniz” diye konuştu.

‘CUMHURBAŞKANI YAZILMADIKÇA, CEZALANDIRMA OLMAZ’

Seçim kanunu düzenleyen 298 sayılı kanunun 155’inci maddesinde kimlerin seçim yasaklarına uyup, uymayacağının düzenlendiğini hatırlatan Tiryaki, şöyle konuştu: “Bunun içerisinde ‘Cumhurbaşkanı’ olmadığı sürece hiç kimse cezai bir müeyyide uygulayamaz. Şimdi diyorsunuz ki: ‘Hayır uygulanabilir’ Bu soruya basit bir cevap vereceksiniz, basit bir soru çünkü: Bu kanunlara ilişkin yasaklar Cumhurbaşkanını kapsıyor mu, kapsamıyor mu yani Cumhurbaşkanı bu yasaklara tabi mi değil mi? ‘Evet’ veya ‘Hayır’ diyeceksiniz. ‘Cumhurbaşkanı’ 298'de yer almadığı hâlde, seçim yasaklarına aykırı davranırsa 298'in 155'inci maddesine göre yargılanabilecek mi, yargılanamayacak mı? Hiç kimse -bir daha söylüyorum- ceza hükmünde ‘Cumhurbaşkanı’ ve ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ sayılmadıkça cezalandırılamaz. Bu çok açık.

KHK HATIRLATMASI

687 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi'yle 298 sayılı Kanun'un 149'uncu maddesini yürürlükten kaldırdınız. Artık hiçbir radyo ve televizyon cezalandırılamıyor. 2017'den beri cezalandırılan bir radyo ve televizyon gördünüz mü? Hiçbir radyo, televizyona uyarma cezası verildi mi? 2017 referandumunda tek bir siyasi partinin isteği doğrultusunda kampanya yürüttü bütün özel radyo ve televizyonlar. Kimse cezalandırıldı mı? Hayır. Neden? Çünkü 149/A'yı yürürlükten kaldırmıştınız. Bir daha söylüyorum: 298 sayılı Kanun'un 155'inci maddesinde ‘Cumhurbaşkanı’ ifadesi yer almadıkça Cumhurbaşkanının bu yasaklara aykırı hiçbir davranışını Türkiye'deki hiçbir yargı organı soruşturamaz, Cumhurbaşkanı yargılanamaz, cezalandırılamaz.”

Söz alan HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşıçer de, Türkiye’nin halen 12 Eylül diktatörlerinin yaptığı Anayasa'yla yönetildiğini vurguladı. Var olan yasayla Türkiye'de yaşayan 25 milyon olan Kürdün dillerinin yasaklandığını aktaran Taşdemir, şöyle konuştu: “Bugün dahi ben Mecliste 2 kelime Kürtçe konuşmaya kalkarsam önce Meclisi yöneten Başkan Vekili mikrofonları kapatır, sonra tutanaklarda ‘x’ diye geçer. Kürt meselesi çözülmeden bu ülkeye demokrasi gelmesi imkânsızdır. Bütün antidemokratik uygulamaların merkezi Kürt sorunu olmuştur. Kürt sorunu krizlerin nedeni olmuştur, Kürt sorunu ülkeyi yönetememenin nedeni olmuştur. Bu Meclis, bu devlet Kürt meselesinin çözümünde sorumluluğunu mutlaka yerine getirmeli, evlatlarımıza savaşsız, sömürüsüz bir yaşam bırakmalıyız.”

Kanun teklifinde yer alan 15 maddede seçmen kütüklerine dair düzenleme değiştirilirken, muhtar seçimlerine dair düzenleme tekliften çıkarıldı. Ayrıca görme engelliler içinde düzenleme teklife eklendi.

Seçim kanunu teklifi muhalefetin tüm eleştirilerine rağmen AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.

Kanun teklifiyle getirilen düzenleme şöyle: “Seçim barajı yüzde 10’dan yüzde yüzde 7’ye düşürüldü. İttifak oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D’Hondt uygulamasıyla belirlenecek. Mevcut sistemde oylar önce ittifaka oradan içindeki partilere dağıtılıyordu, şimdi doğrudan partilere dağıtılacak. Siyasi partiler 41 ilin yarıdan fazlasında örgütlenmiş olması, yasada belirtilen süreler içinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki kereden fazla ihmal etmemiş olması koşulu getirildi.  Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, Siyasi Partiler Kanununda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içerisinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defadan fazla ihmal etmemiş olma koşuluyla seçime katılma hakkını muhafaza eder. İl seçim kurullarının teşkilini kur’a usulüne bağlandı. İlçe seçim kurullarının belirlenme esaslarını en kıdemli hakim yerine; kur’a ile belirlenecek hakim seçilecek. Sandık kuruluna üye bildirme hakkı olan siyasi partilerin, onay almadan bir diğer parti üyesinin sandık kurulu üyesi olarak gösteremeyecek. Düzenleme ile seçmenleri 3 ay içerisinde sürekli bulundukları adres dikkate alınacak. İl ve ilçe seçim kurullarına getirilen kura zorunluluğu kanun yürürlüğe girdikten sonra 3 ay içerisinde belirlenecek.”