Kahramanmaraş merkezli olarak meydana gelen depremlerin vurduğu Hatay’ın Samandağ ilçesi Çöğürlü mahallesinde evleri yıkılan depremzedeler, yeterli yardım sağlanamamasından şikayet etti. Evi depremden etkilenmeyen Ebru Karataş şunları söyledi:

"Çöğürlü mahallesindeki evlerimizde yıkım olmadı, can kaybımız da fazla değil. Burada her şeye ihtiyacımız var. Dışarıdaki insanlar, 'Çöğürlü'de yıkım olmadı, can kaybı yok evlerine girebilir…' Benim evim sağlam. Ama yan komşumun evi sağlam değil ve dört kat. O benim evime yıkılabilir. Bu benim hayatıma mal olabilir, ölebiliriz. Sağ tarafta amcamın evi var. O da aynı şekilde yüksek. İçinde hasar var mı, yok mu bilmiyoruz.

Kadın olduğumuz için ihtiyaçlarımız var, kadınsal ihtiyaçlarımız var ve bu sağlanmıyor. Paketler geldiği zaman bile, erzak sadece geliyor. Erzak haricinde, ped falan gelmiyor yani. Hijyen sorunumuz var. Ben anne değilim, eşim yok ama annelerimiz var. Çocuklarını düşünüyorlar. Annemin yerine koyuyorum kendimi… Kadın beni düşünüyor, çocuklarını düşünüyor, gelinini düşünüyor, eşini düşünüyor. Herkesi düşünmek zorunda ve her şeyi yapmak için çaba gösteriyor. Buradaki kadınlar gerçekten zor durumda.  

Dışarıda; ‘ihtiyacınız yok, ölmediniz, eviniz hala duruyor’ şeklinde bir algı var. Bu algı çok kötü. Biz de çadırda kalıyoruz ve çadırı 24. günde zor aldık.

Böyle bir adalet olmaması gerekiyor, herkesin eşit olması gerekiyor, buraya da yardımın gelmesi gerekiyor. Ama gelmiyorlar. Gelse bile geri çeviriyorlar. Bir tır geliyor. Tır geldiği zaman AKP’lilerin çoğu çok iyi ürünler aldı. Marka giyimler… Biz marka falan istemiyoruz.

Bizim bugüne kadar hiçbir kimseye ihtiyacımız olmadı. Tır buraya geldiği zaman herkes koli koli aldı. O kolilerden ikinci el kıyafetler çıktı. Kimse giymedi. Kimse, kimsenin artığını giymek zorunda değil. Muhtacız diye biz burada dilenmiyoruz.

Herkesin maddi durumu deprem gününe kadar çok iyiydi burada. O günden sonra hayat değişti bizim için. Şu anda belirli bir paramız var. Para akışı da yok artık burada. Bu para da temizlik ihtiyaçlarımız için, hijyen için harcıyoruz. İlk ay kadın pedi bulamadım. Komşu köyde yaşayan kuzenime söyledim o da bana iki paket getirdi. Bir kadın olarak çok zor durumdaydım. Çünkü burada alışveriş yapabileceğimiz bir yer de yok. Herkes can derdindeydi ve her yer kapalıydı.

Devletten ufacık bir şey gelmedi. 'Geldi' diyen de yalan söyler. Onlar sadece parayla konuşan kişilerdir, benim gözümde para yiyen kişilerdir. Gelseydi görürdük. Devletten gelmiş olsaydı herkese eşit bir şekilde dağıtılırdı."

Evi yıkılan depremzede yurttaş şunları söyledi:

"Buraya kimse gelmiyor ki. Biz yolun aşağısındayız, burayı kimse görmüyor. Yola gelip dağıtım yapıyorlar, bizim haberimiz yok. Erzak dağıtıyorlar haberimiz yok. Su almamız gerekiyor gidip dağın diğer tarafından alıyoruz. Görürsek ancak oradan alabiliyoruz. Yanımıza uğrayan yok. Çocukların psikolojisi tamamen bozuldu, gece yatmakta zorluk çekiyoruz. Çocuklarımıza ne söylersek söyleyelim yine de korkuyorlar. Bu durumda ben çocuklarımı bırakıp çalışamam, ev kurmam gerekiyor maddi durumum artık yok. Evden cüzdanım dahil hiçbir şey çıkaramadım. Evim pert. Yağmur yağdığı zaman çadırlara su geliyor, yılanlar çıkacak. Daha dün bir tane yılan öldürdük. Yarın çocuklar nasıl yaşayacak burada bir sivrisinekten korkmaya başladılar."

"İKİ AY OLDU HALA KORKUDAN YATAMIYORUZ"

Evi yıkılan depremzede kadın yurttaş, "Çocuklarımı enkazın altından zorla çıkardım buraya getirdim hala kendilerine gelemediler, korkuyorlar. Evimi yapmak istedim başvuruda bulundum hala bir şey alamadım, ev istiyorum. Çocuklarım her gün ağlıyor, rahat değiller. Mutfak lazım, ev gibi bir şey lazım, rahat değilim. Ne yatak var ne bir şey. Çocuklarım korkudan yatamıyorlar, şimdiye kadar iki ay oldu hala biz yatamıyoruz" dedi.